post grunge *
-
(bkz: live)
(bkz: bush)
(bkz: cold)
(bkz: staind)
(bkz: shun)
(bkz: creed)
(bkz: the calling)
her ne kadar kendi turlerini olusturmus olsalar dahi, silverchair ve everclear de bu gruplar arasinda yer alir ve hatta (bkz: presidents of the usa) -
özellikle içinde puddle of mudd gibi bir faciayı da barındırmaktadır. ya kurt cobain ya eddie vedder havasındadırlar. hayret, aralarından daha layne staley'i taklit etmeye çalışan çıkmadı.
-
(bkz: our lady peace)
-
(bkz: foo fighters)
(bkz: queens of the stone age)
(bkz: bush)
(bkz: audioslave)
(bkz: institute)
(bkz: creed)
(bkz: alter bridge)
(bkz: silverschair)
(bkz: deep blue something)
(bkz: taylor hawkins and the coattail riders)
kişisel fikrime göre bu türün en kaliteli örneklerini ilk dört grup vermiştir. -
çok boktan zamanların müziğidir. hakkaten de bizim gençliğimize denk gelmesi sıkıntılı bir durumdu. grunge'ı ancak ucundan yakalamamız yetmezmiş gibi bir de bunlarla kavrulduk. işin kötüsü dinlemek de durumunda kaldık. iyileri de vardı bu boktanlığın içinde. bush mesela bu ekibe dahil bile değil çünkü bu müzik çok amerikan işiyken onlar ingilizdi. onlar çok iyi albümler yaptılar özellikle science of things. buzz osbourne zamanında söylemiş mike patton nu metalin ortaya çıkmasında esinlendirici oldu ve bundan dolayı da çok pişman diye. scott weilland, eddie vedder ve layne staley üçlüsünün vokalleri de bu tipler üzerine etkiliydi. en fenaları creeddi bence, bahsedilmeyen bir three doors down vardı. üstelik bunlar sıkı bir şekilde cumhuriyetçiydiler. puddle of mudd, cold ve staind'in çıkışlarında fred durst parmağı vardı. cold'a ayrıca değinmek isterim çünkü bu zilletin içinde yer alsalar da onlar gene de iyiydiler bence. bu müziğin kısıtlı standartları içinde en iyisi onlardı. silverchair, everclear gibileri zaten grunge dalgasının içinde devam edenlerdendiler. onlar da özünde iyi insanlardı bence. ama kalanlar gerçekten boşa geçen zamanlardı. şimdi foo fightersa da post grunge dememek lazım. dave grohl farklı bir yol seçti sadece ilk iki albümden sonra.
gueens of the stone age'in ise post grunge hiç bir tarafı yoktur . josh homme kyussla ortalığı dağıtıyordu grunge hali hazırda devam ederken; üstelik onu da geçtim kendi bile grunge yoluna dahil olmuş screaming trees'e turne gitaristi olmuştu.
bütün bu müzikler genizden bir vokal, kolpa bir depresyon ve bolca distortion dışında 5 para edecek müzikler değildi. yalnızca rock müzik endüstrisinin yaratıcı bunalımını barındıran, sunulması gereken tiplerdi. açıkçası bolca dallamalığına rağmen nu metal'e dahil edilen korn, slipknot gibi adamlar bile kendilerini geliştirip çok daha iyi yerlere gelirlerken bu gerizekalılar amerikan modern rock radyolarını ara ara doldurmaktan başka bir boka yaramamışlardır.
burda post grunge'ı literal bir anlamda bir zaman durumu olarak değil bir janr olarak ele aldığımı belirtmek isterim. sonuç olarak tanım gereği gereksiz müzik türüdür. arada bu tarz müzikler duyuyorum hala. lütfen bitsinler artık. -
(bkz: saving abel)
-
-
en kötü temsilcilerinin top10 u aşağıdaki şekilde sıralanmış olan akım
http://www.laweekly.com/…-post-grunge-bands-4169278 -
-
spotify yıllık özetimde en çok dinlediğim türler arasına 5. sıradan girmesi ile neymiş ki bu dediğim tür.
örneklerini inceledim, rock/metal listelerinde dinlediğim şarkıların çok bağırmayan, tempolu ama depresif olanları bu kategoriye giriyor gibi.
ayrıca 305 tür dinlemişim ve 265 tanesi yeni türmüş. bu kadar tür icadı istatistikleri zorlamıyor mu?
örneğin, 300 pop, 250 rock, 200 grunge, 150 post-grunge, 100 turkish rock dinlemiş birine bu eleman en çok pop seviyormuş mu diyorsunuz?
gibi spotify yapısını sorgulayan düşüncelere daldırmıştır...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap