*

  • noam chomsky'nin evrensel dilbilgisi teorisinin çikis noktalarindan biri olan argüman. kisaca pos argument ya da plato's problem olarak da kullanilir.

    bu argüman der ki; dil edinim süreci alinan girdinin tüm eksikligine ve yetersizligine ragmen mükemmel bir sekilde tamamlanir. yani dil edinen çocugun halihazirda duydugu dil (input, primary linguistic data) onu, normal sartlar altinda dil edinme sürecinde vardigi noktaya götürmekte yetersiz görünmektedir. fakat buna ragmen 2-3 yil gibi kisa bir süre içerisinde çocuk dili mükemmel bir sekilde edinir. peki bu nasil olur? chomsky, plato'nun "bu kadar az kanitla nasil bu kadar çok sey biliyoruz?" argümanindan yola çikarak ortaya attigi bu argümani innateness theory ile açiklamistir.
  • the linguistic review'in bir sayısını adadigi chomsky'nin dil edinimi kuramı. tomassello, pullum, scholz gibi emergentistler bu argümana karşı çıkar.
  • özetle şudur:

    organizmada çevreden daha fazla yapı vardır.
    ekstra yapı çevre kaynaklı olamayacağına göre doğuştan gelir.

    chomsky bu argümanı dile uyarlayarak dilin büyük kısmının doğuştan geldiğine dair oldukça kuvvetli bir argüman oluşturmuştur. (bkz: noam chomsky/#8932603)
  • bir iki cumle ilave etmek gerekirse: cocuklarin bebekliklerinden itibaren maruz kaldiklari dil gramer itibariyle tam olmaktan uzak bir yapidadir. bunun guzel bir ornegini gunluk yasantinizdan bir kesiti teybe kaydederek rahatlikla gozleyebilirsiniz. tek yapmaniz gereken ev arkadaslarinizla otururken ya da yurt odasinda bir aksam kimse farketmeden teybi calistirmak ve 15 dakikalik bir kayit yapmaktir. duyduklariniza inanmakta gucluk cekeceksiniz.

    haliyle gunluk hayatimizda konusurken sozluge entri girermis gibi davranmiyoruz. konusmamiz gelip giden fikirler yuzunden, birisi sozumuzu kestigi icin, soyledigimiz seyi kendimiz begenmeyip degistirmeye calistigimiz icin, ve kimbilir kac turlu baska sebepten kesintiye ugruyor. normal bir diyalogda duzgun gramerli cumlelerden olusan bir pembe dizi sahnesi degil yarim yamalak cumlelerden ve daldan dala atlayan fikirlerden olusan bir kakafoni yasiyoruz. icindeyken bize hic de yarim yamalakmis, garipmis gibi gelmiyor, ancak ne zaman disina cikip dinliyoruz o zaman bu kadar copun icinden nasil olup da anlamli bir seyler cikardigimiza sasiriyoruz. (denemesi neredeyse bedava, tek sart kayit yapildigindan habersiz olunmasi) peki neden konusurken bunu (genellikle) hissetmiyoruz? cunku beynimiz, chomsky'ye gore, evrensel bir dilbilgisi yetnegi ile bezeli. bu sadece bir bucuk yasindaki cocugun babasinin kufurlerinin arasindan turkce konusmayi ogrenmesini saglamakla kalmiyor ayni zamanda yetiskinlikte de duydugu konusmalarda bosluklari doldurma yetenegini veriyor.

    bu tez 1950 lerde chomsky tarafindan ilk olarak ortaya atildiginda az saldiriya ugramadi. o zamanlarda henuz daha beyindeki wernicke ve broca bolgelerinin dilin kullanimi ile olan ilgisini tam anlamiyla bilmiyorduk. oysa zamanla dil edinimi ve kullanimiyla ilgili calismalar beyinde dil icin ozellesmis bolgelerin oldugunu kantiladi. kisaca eger wernicke bolgesi zedelendiyse wernicke's aphasia ya da receptive aphasia denilen dil yitimine yakalaniyor insan. bu kisiler tamamen akici, telafuzzu mukemmel, gramatik olarak hatasiz ama anlamdan yoksun cumleler kurmaya basliyorlar. ayni zamanda konusulani anlama yetenekleri de buyuk hasara ugruyor. bu bolgenin konusma ile ilgili bir islevi oldugu karl wernicke tarafindan 1874 de ortaya atilmisti ama kesin kanit ve bolgenin gercekten anlasilmasi modern norobiyolojinin gelismesinden sonra olabildi.

    bunun aksine broca's area denen bolgedeki hasarlar ise kavrayisi nispeten saglam birakirken gramatik ve soz dizimi dogru cumleler kurmayi engelliyor. broca's aphasiadan muzdarip kisiler buyuk zorluklarla dertlerini anlatabildiklerinde yasadiklari tecrubenin zihinlerindekileri anlatmak istedikelrinde agilarindan cikan sozleri kontrol edememek oldugunu soyluyorlar.

    bunlar poverty of the stimulus argumenta nasil baglaniyorlar? birincisi beyinde vokal yeteneklerden bagimsiz bir gramer bolgesi oldugu kanitlanmis gibi oldugu icin, yani dusunceyi konusmaya baglayan sistem (wernicke) ile, ogrenilen dilin gramer ve soz dizimini idare eden sistemin (broca) birbirinden ayri olmasi onemli. bir dil mental organi (language organ) icin kanit edinmeye cok yakiniz. ikincisi, insanlarin wernicke alani zarar gordugunde grameri ve soz dizimi duzgun ama tamamen anlamsiz cumleler kuruyor olmasi dilin anlamindan gorece bagimsiz bir sistem tarafindan (da) idare edildigini, dolayisiyla beyinde sadece dilin seklinden sorumlu bir bolgenin oldugu gercegini gozler onune seriyor ki bu da poverty of the stimulus argument in mumkun olabilmesini sagliyor.

    tamam, bir iki cumleden fazla oldu ama bitirirken doktriner olmayan karsi tezlerden de bahsedelim. pek cok bilim adami poverty of the stimulus argumenta benzer bir argumanin pek cok ogrenilen yetenek ve aliskanlik icin one surulebilecegini, ogrenilerek edinilen ozelliklerin pek cogunun o ozelligin tam anlamiyla gelismesine yetecek miktarda inputolmadan ogrenildigini ve dilin de bu sinifa girebilecegini, dolayisiyla dilin dogustan geliyor olmasinin bir zorunluluk olmadigini ileri suruyor. (bu arada su bir onceki cumle tam da yurt odasini teybe kaydedince duyamadigimiz uzun ve agdali cumlelerden birisi, birisi surekli boyle konussa garipserdik herhalde. birkez daha soyluyorum, ilgilenenler yurt odasi, ya da oturma odasi, kaydini yapsinlar. cok eglenecekler). o zaman, mesela cocugun kendisine atilan bir topu yakalamayi ogrenmesi, futbol ogrenmesi, piyano calmayi ogrenmesi nasil surecin sonunda ortaya cikan yetenegi yaratmaya yetmeyecek girdi tarafindan olusuyorsa ve top yakalama organi, piyano calma organi, futbol organi (ronaldinho haric) var diye bar bar bagirinmiyorsak dil organi var diye de bagirmamamiz gerek.

    sonuc: tartisilan ve yaklasik 50 senelik gecmisine ragmen linguistler arasinda bir konsensus olmaktan uzak bir argumandan bahsediyoruz. yine de bence tartisilmasinin sebebi henuz daha beyni daha kesin kanitlar saglayacak kadar bilmiyor olmamizdan kaynaklaniyor. zamanla akli basinda kimsenin karsi cikmayacagi kadar gecerli kanitlar ile standart haline gelecek dusuncesindeyim.
hesabın var mı? giriş yap