*

  • yani eşine kısaca, sen bana iyi bir hayat sağlayamıyorsun diyen kadındır. illa bu cümleyi bu öğelerle kurmasına gerek de yok. her eve geldiğinde, işte x'ler şunu satın almış biliyor musun; y'ler şuraya gezmeye gitmiş; z'ler şunu yapacakmış bizde tık yok diyerek alttan alttan dürter.
  • hadi o zaman sizin evde yaşayalım denmesi gereken kadın. ya da kızı boşayın babasını alın.
  • öyleydik gerçekten de! şimdi elin adamının tribini tafrasını çekiyoruz. (halen bekar)
  • de hade sizin şatoya yerleşelim denilmesi gerekir...
  • benim o. işçi/memur maaşıyla baban üç kız kardeşin de isteklerine yetişmeye çalışıyor, elindekini avucundakini sizin için harcıyorsa, sen sınava hazırlanırken çok da lazım olmayan cep telefonun çalındığında üzülmesin diye ertesi gün daha güzelini alıp getiriyorsa, anadolunun bağrındaki evinizde gitar, bağlama, org bulundurup sizi müziğe teşvik ediyorsa, arabada giderken senin saçma salak pop şarkılarını dinleyip sesini çıkarmıyorsa, azıcık burnun aksa her işini bırakıp seni iyileştirmeye çalışıyorsa, doğru bildiklerini sana da öğretmek için elinden geleni yapıyorsa, canın tatlı istedi diye akşam vakti üşenmeyip çarşıya inip sana tatlı alıyorsa, sana hayır diyemiyorsa,
    kısacası her istediğini bir şekilde yerine getirmeye çalışıyorsa pofidik kıyafetler giyip süslü püslü durmana gerek yok. o evde prensessin çünkü.
  • beğenmiyorsa gitsin babasının evine.
  • (bkz: kezban)
  • kendisi hala baba evindedir.
  • kızı evden kovarak çözebileceğiniz sorunsal.
  • bir kezban meriç güzellemesidir.
hesabın var mı? giriş yap