the prince of nothing ^*

• r. scott bakkerin yazdigi surukleyici ve felsefi fantastik ucleme.
• (bkz: king nothing)
• r. scott bakker'in kurgusal üçlemesi.
  "güneşin yakıcı ve isimlerin uzun olduğu eärwa’ya hoşgeldiniz." !!
  bu kitabı her hatırladığımda aklıma gelen ilk şeyler. kitaba başlamadan önce birkaç dakikanızı ayırıp karakterler ve karakterler arası ilişkileri anlatan epilogu okumanızı tavsiye ederim, faydasını göreceksiniz.
  r. scott barker ülkemizde pek bilinen bir yazar değil. bu üçlemede yaşanan olayları ve tarif edilen mekanları günümüze uyarladığınızda karşınıza ufak bir ortadoğu-iskandinavya çıkmaktadır. zira bu kitapların çıkışı kuşkusuz ki mısır, makedon , germen ve iskandinav kültürlerinden yoğun alıntılar taşımaktadır.
  kitapların ana kahramanı drusas achmian kendi büyücülük okulunda bile değeri sorgulanan bir casus/büyücüdür. the mandate, en küçük olmasına rağmen en güçlü olduğu tartışılmayan okuldur. bu sebeple “gnosis” eski ve güçlü bir büyücü olan seswatha tarafından kendilerine verilmiştir. bu alışverişin kaçınılmaz sebebi olarak seswatha’nın ruhu aracılığı ile her gece rüyalarında kıyametin savaşını tekrar tekrar yaşamakla lanetlenmişlerdir. ayrıca the consult olarak adlandırdıkları, 2000 yıl önce ilk kıyamet savaşından kurtulan ve no-god inancı taşıyan antik güce olan kesin bağları onları diğer okullardan ayırmaktadır. inançlarına göre hikayeleri hala çocukları korkutmak için anlatılan ilk kıyamet savaşından kurtulan ancak ortadan kaybolan the consult, mandate outcast olarak geri dönecektir.
  şahsen bakker’in yazım tarzını son derece tatmin edici buldum. kitapları okumayı bitirdiğimde kendimi yeni idmandan çıkmış yada uzun bir yürüyüş yapmış gibi hissetmiştim. yani bu kitap, ağır siklet. ancak anlamaya çalışıp gerçekten vakit ayırdığınızda hikayenin arka planında verilen filozofik çıkarımlar ve insansı duygu patlamalar gerçekten etkileyici.
  drusas achamian’ın bugüne kadar en çok eziyet ve işkence görmüş bir karakter olmasının yanı sıra hikayeden geçen hemen her karakterin aynı saygıyı duyduğunuz tarzda derin bir altyapısının olduğunu da görmeniz sizi hayret ettirebiliyor.
  
  alıntı : kitap kulübü dostum kitap kurdu ve eleştirmeni değerli george roesch'in izniyle türkçeleştirip paylaşılmıştır.
• henüz ikinci kitabının (warrior prophet) sonlarında olduğum aşmış seri.
  
  olum bu nasıl bir şey lan, bu seriye başladığımdan beri diğer bütün fantastik kurgular basit, sığ, adeta çocuk kitabı gibi geliyor (belki malazan book of fallen hariç). o detaylar, o derinlik, o analizler, ohş. hemen her sayfası bi kenara yazmalık aforizmalarla, vecizelerle dolu. (bkz: #46828425)
  
  yalnız akka'nınki de ne bitmez çileymiş arkadaş ya, turin'den bile beter adamın bahtı, hayvan evladı bakker hiç acımamış vermiş derdi vermiş çileyi. olum yazıktır günahtır yavaş ol lan.