• hindistan'ın kuzey batısında yer alan ve racastan, haryana, delhi, gücerat'ın bir kısmı ve uttar pradeş bölgesinin batısını kontrolü altında tutmuş olan chahaman hanedanı'nın son rajası* olan ve 1178 senesinden hüküm sürdüğü 1192'ye değin pek çok askeri ve diplomatik zafer kazanmış olsa da tarihin kendisini tek bir hezimet ile hatırladığı hint komutan ve siyasetçi.

    hindistan'ın bilhassa kuzeyindeki pek çok irili ufaklı racput ve gücerat kökenli şehir devletini kısa süre içerisinde egemenliği altına alan ve tahta çıktığında yalnızca 11 yaşında olmasına karşın cesareti ve dik başlılığı ile dikkatleri çekmiş olan kral prithviraj, sırasıyla önce jainist bhadanakalıları, ardından da uttar pradeş'i büyük ölçüde kontrol eden mahobalıları 1182 ilâ 1185 arasındaki bir dizi çatışma ve kuşatmada alt etmeyi başarmıştır. mahobalılar ile yaptığı savaştan sonra dönemin başkenti olan acmer'e dönerken yoluna bazı gurlular çıkmış ve türk asıllı bu emirlikle ilk temas da bu dönemlerde yaşanmıştır.

    bilhassa m.s. 15'inci asra tarihlenen bir kısım tarihçi, prithviraj'ın başkentini delhi'ye taşıdığını bildirse de bu muhtemelen islamiyetin hindistan'a varmasından önceki dönem bölgenin güç merkezi olarak anakronistik bir biçimde delhi'nin görülmesinden kaynaklı mesnetsiz bir iddiadan ötesi değildir. zirâ, delhi'nin hindistan politikasının merkezi haline gelmesi 1206 senesinde tesis edilen delhi sultanlığı ile başlamaktadır.

    öte yandan, bu sultanlık nasıl kurulmuştur derseniz de karşımıza yine prithviraj ve onun dik başlılığı çıkmaktadır. gurlular, uzun zamandır akınlar düzenlediği lahor ve multan'ı 1190 senesinde ele geçirdiklerinde gözlerini acmer, delhi ve kannauj gibi tamamı prithviraj'ın krallığının egemenliğindeki zengin merkezlere çevirmişlerdir. bilhassa 1176, 1178 ve 1184'te üç kez ele geçirilip kaybedilen multan'ı hindistan içlerine düzenleyeceği yeni akınlar için bir operasyon merkezi olarak kullanmayı hedefleyen gurlular'ın önderi emir muhammed, 1190'daki nihai fetih sonrasında da beklemek yerine derhal ağırlıklı olarak atlı türk birliklerden oluşan 20 bin kişi civarında bir ordu oluşturmuş ve derhan abu dağı ve tarain vadisi'ne doğru yola çıkmıştır. haberleri alan genç raja prihviraj ise, 1180'ler boyunca pek çok savaşla hakimiyeti altına aldığı güceratlı, uttar pradeşli ve haryanalı vasallarına derhal ordularıyla kendisine destek vermeleri hususunda talimat vermiştir.

    1191 senesinde raja ve emirin orduları, tarain vadisi'ne kapışmış ve sayıca bir hayli üstün olan prithviraj yönetimindeki hint ordusu, gurlular'ı ağır bir yenilgiye uğratmıştır. ne var ki atlı birliklerin çoğunlukta olduğu gurlular, yüzde 80'i piyadelerden gerisi de fil üstünde konuşlu okçulardan mürekkep rajanın ordusundan sürat avantajını kullanmak suretiyle çok fazla kayıp vermeden kaçmayı başararak multan'da kışı geçirmişlerdir.

    1192 senesinde şansını bir kez daha deneyen ve bu kez neredeyse 52 bin kişilik bir orduyla tarain vadisi'nde boy gösteren emir muhammed, karşısında neredeyse 100 bin, hatta bazı kaynaklara göre 200 bin kişilik bir hint ordusu bulmuştur. birbirinin karşısında kamp kurmuş iki ordudan uzun bir süre savaşı başlatacak herhangi bir adım gelmemiştir. bunun üzerine raja prithviraj şu satırları kaleme alarak emir muhammed'e bir mektup ulaştırmıştır: "ölmek istiyorsanız, kana susamış adamlarım ve ordunuzu ezip geçecek fillerimle birlikte bunu size verebiliriz. ama eğer barışçı bir şekilde geri çekilmek isterseniz, o zaman sizlere hiçbir zarar vermeden diyârınıza dönmekte sizi özgür bırakacağız. seçim sizlerin; kemikleriniz kırılarak yok olmak mı istiyorsunuz, yoksa huzur içinde ülkenize dönmek mi?".

    bu notu alan emir ise strateji değiştirmeye karar vermiş ve daha önce prithviraj'a şart koştuğu müslümanlık'ı kabul etme ve kendisinin hakimiyetini tanıma koşullarından vazgeçtiğini belirtip savaşmak istemediğini dile getiren bir mektup kaleme almıştır. kendinden fazlasıyla emin raja, bu mektubu görünce hindu tanrılarına adak adayarak bir gün boyunca bütün ordusunun oruç tutmasını salık vererek kutlama hazırlıklarına başlamıştır. kuvvetle muhtemel ordusunun içerisinde hint kökenli askerler de bulunduran emir ise tüm bunları görünce, planını yürürlüğe koymuş ve gecenin derin saatlerinde hint kampını 3 bin kadar atlıyla basıp raja'nın ordusuna öneli kayıplar verdirmiştir. raja, derhal orduları toparlamış ve daha gün bile aydınlanmadan ikinci tarain savaşı başlamıştır.

    ne var ki savaş hint ordusu için tam bir faciayla sonuçlanmış ve emir muhammed, savaş meydanında büyük bir zafer kazanmıştır. ordusunun tamamını kaybeden raja prithviraj chahamana, acmer'e kaçmaya çalışırken yolda türk askerlerce yakalanmış ve öldürülmüştür. kısa süre içerisinde acmer ve delhi'yi ele geçiren gurlular, bölgeye hakim olmuşlar ve belki de daha önemlisi bölgenin orta vadede islamlaşmasına ön ayak olmuşlardır. bu sürecin meyvesini ise gurlular değil, onların kendilerinden çok daha meşhur ardılları olan delhi sultanlığı yemiştir.

    prithviraj'ın kendine ve ordusuna aşırı güveni, diplomatik yollardan savaşı kazandığını zannedip daha düşman ordusu vadide beklerken zafer kutlamalarına başlaması ve belki de durumu okuma hususundaki büyük başarısızlığı, hindistan'ın bir kısmının bugün hâlen müslüman olmasında bir rol oynamıştır dersek abartmış olmayız diye düşünüyorum.
  • yukarıda arkadaşın anlattığı destansı (!) hayat hikayesi film oluyormuş.

    ben bunu nereden biliyorum peki?!? tabii ki de youtube'un gösterdiği alakasız reklamlardan..

    neyse ki tarih ile ilgili de sinirlenmedim fazla..
hesabın var mı? giriş yap