*

  • pcworld turkiye dergisinin 1991'de vermeye ba$ladigi programlama eki.. benim pascal'a ve x86 assembly'ye heves etmeme sebep olan ogelerden en onemlisidir.. c ve sistem programcilari dernegi'nin kuruculari burada cikmi$tir diye de hatirliyorum hatta..
  • daha sonra da diskette yayinlanarak, turkiyede diskette cikan ilk dergi olmustu, gerci dergi degil, ilave idi ama olsun..
  • 1993 yılının aralık ayı sayısının assembly köşesinin tamamını benim programıma ayırmışlardı.
  • programlamak bir sanat degil muhendislik konusudur ve en dogruya ulasmaya calisir, ayrica neden her meslek grubu sanat yaptigini iddia etmeye kalkacak kadar kendi mesleginin degerini bilmez ki...
    ...seklinde anlamsizligi dile getirilebilecek olan tanim.
  • programin babasi efficient olanidir. oda object oriented programming in tum gerektirdiklerini yerine getirir. kisadir ozdur ama tam calisir, bilgisayar programcilari hicbir zaman sanat yapmak ulan bunu degisik bir yoldan yapiim artistlik olsun demezler isin icinden en kisa ve en kolay nasil cikicaklarsa onu yaparlar. bu nedenle bilgisayar programlamaciliginda sanat olmaz.
  • programlama sırasında bir ressamın ömrü hayatınca harcadığı beyin enerjisinin bir saat içerisinde tüketildiği düşünülürse sanat kategorisine rahatlıkla 90'lık golü atabilecek uğraştır. kaldı ki işini zevkle yapan programcı hiçbir sanatçının almayacağı bir hazla yapar işini. bu yüzden de oop gibi teknolojik abideler dururken 4047 memory adresinde ne olduğu gibi minimum detaylarda kaybeder ruhunu. tabiki amaç burda sayın ressamlarımıza taş atmak değildir, konu sadece digital art meselesidir.
    illaki mühendis olsun denildiğinde, mühendislik ve sanat konularına en iyi örnek leonardo da vincidir. (-ki bilgisayar mühendisliği bölümünden harbi programcı çıkması "hepimiz ölücez" lafı ile aynı fraksiyondadır) bilgisayarın para getiren bir iş olması yüzünden "resim çizeyim, kaldırayım hatunları, paraları" tarzında yüz karası programcılar bulunması konu dışındadır.
    (bkz: http://banzai.msi.umn.edu/leonardo/ )
  • (bkz: optimizasyon)
  • bir işin sanatsal değeri direkt olaraktan zeka ile ilintilidir. bu yuzdendendir ki hiç bir embesil sınıfındaki yaratığın değil programlama, en ufak sanat bab'ında eser çıkarttığı görülmemiştir. yoksa kutup ayıları yontma heykel yaptı da bizmi görmedik.

    insan oluşumuzun yani diğer yaratıklardan bizi ayıran en önemli özelliğin sebebi, en büyük aramızda çekilen duvar; işe yarar aletler yapmamız değil tam aksine "ruh"la ilgilenmekten başka hiçbir işe yaramayan aletler yapmamızdır (bkz: demo scene/2). eh bu çerçevedeki herşeye aslında sanat denir. yoksa maymunlar da karınca toplamak için sopalar icad ediyor ama bunu bir asa gibi gücün simgesi haline çevirmiyor. güzel asa'larım olsun diye dert etmiyor.

    türkiye şartlarında hülya avşar tribinde gezen mahluklara sanatçı dedirten memleketimde elbetteki zeka pırıltısı olmayan insanlara sanatçı denmesine ancak ve ancak (bkz: programlama sanati/9) şeklinde bir entry girilmesi elbetteki doğaldır, biliyorum ben siz masumsunuz.
  • benim de katkilarimla adeta bir forumda ele alinircasina tartisilabilen konu... (entry'yi legalize etmem gerektigini fark ettirerek bu cumleyi editlememe yol acan c sharp'a tesekkurler)

    yine de eklemeden duramam ben...
    programcilik denen olay, elbette ki hayvan gibi zeka, bilgi birikimi, analitik irdeleme yetisi vs gibi seyler gerektiriyor olabilir. ama sonuc olarak, einstein bile bir sanatci degildir. o, bu eksigini gidermek icin muzikle ilgilenmeye calismistir ve asla "fizik de bir cesit sanattir hehe" gibi laflar uydurmamistir. buna gerek de yoktur. programcilik gibi bilimsel meslekler, zaten sanattan cok daha tutarli, tartismasiz urunler veren ve kisiyi tatmin etmesi gereken, topluma cok yararli alanlardir. sanat ise, asla bir programcinin yapmaya calistigi gibi optimizasyona falan dayanan elle tutulur bir is degildir. bir programin basarisini degerlendirmek icin gerek duyulabilecek kriterler ortadadir ve yapan kisinin becerisi program koduna bakarak anlasilabilir. oysa siradan bir insan bile, ornegin picasso gibi birinin aslinda sacma sapan resimler yapmis oldugunu ileri surebilir. ilginctir ki, hic ama hic kimse bunun aksini net verilerle ispat da edemeyecektir. yani sanat, cok goreceli ve kisinin open mindligiyla sinirli bi ugras iken, programcilikta programcinin programa yaraticilik katma, dolayisiyla iyi ya da kotu yon disinda farkli bir dogrultuda goreceli elestiri alma sansi asla ve de asla yoktur. yani kusursuza mumkun oldugu kadar yakin bir kure insa etmekle*, insa edilmis bir kureyi bilmemne meydanina oturtmaya karar vermek* farkli seylerdir. programci becerisini kullanir; sanatci ise hislerini... ama ozellikle bogazici universitesine giden insanlarda gorulen bir sanatsal disavurum eksikligi vardir ki, bu gibi basliklar altinda programciligi sanat olarak gostermeye calisma istek ve ihtiyaci bundan ileri gelir. butun gencligini formul ezberleyip sinava hazirlanarak geciren ve sonunda muhendislik vs okuyan gencimiz, bu arada kendisi elbette zeki bir kisi oldugundan, kendisinden farkli olarak, gecen sureyi onlara gore aylaklikla gecirip ornegin guzel sanatlara giren yasitlarinin bilgi, tarih, felsefe ve sanat birikimine sahip olmasi icin harcamis olmasi gereken zamanlari test kitaplarina ayirmis olmasindan dogan eksikligi farkedecek ve bundan rahatsizlik duyacaktir. bu nedenledir ki, idealist olup bir sekilde sanatsal yanini da one cikaran kucuk bir grup haric geriye kalanlar, televizyonu her actigimizda konusmalarini duyup dumur oldugumuz, uzmanlik alanina giren her boka sanat muamelesi yaparak kendilerini zavalli duruma dusuren kitleyi olustururlar. yapmayin guzel kardesimdir... etmeyindir kendinize yaziktir...

    yani sanat denen seyde anahtar kelime "yaraticilik"tir ve hatta kasmaya hic gerek duymadan icten geleni ortaya koymanin otesine gecmemesi gereken bir yaraticiliktir. program yazmanin neresi yaraticidir? ha evet, programi tasarlamak yaratici olabilir; ancak ortaya cikacak hali belli olan bir programi optimal performans vs dahilinde yazmaya calismak sadece ve sadece bilginin kullanimidir ve elbette ki her benzer konuda oldugu gibi o da zekanin fazla oldugu durumlarda daha basarili olacaktir, olaya farkli cozumler bulunacaktir.

    yani karsiniza ayni sonucu veren iki kod dosyasini koyup "ha bak bu arkadas su yaklasimi benimsemis, cok ozgun tabi, buralardaki satirlar dahiyane, ama digeri de daha sanki klasik bir metod kullanmis ama performasi saglama baglamis, evet iki yaklasim da ayri ayri guzel" diyemezsiniz; kicimla gulerim...
    neden? cunku ayni sonucu veren iki kod varsa, bir tanesi mutlaka bariz bir sekilde daha iyidir. sanattaysa "bariz" diye bir sey yoktur ve hatta "iyi" diye bisey de yoktur. sanat sadece bir "ifade" yoludur. budur.
  • iyi bir programcilik ornegi, en az bir mimarin ortaya cikardigi yapi kadar sanat ve muhendislik eseridir.
hesabın var mı? giriş yap