• dilin işlenmesini *, dil edinimini *, ve dil ve beyin arasındaki her türlü ilişkiyi inceleyen bilim dalı.

    ayrıca:

    (bkz: sociolinguistics)
    (bkz: neurolinguistics)
  • elt bolumlerinde secmeli olarak okutulan bir ders. dil ogrenme surecinde psikolojik, biyolojik ve sosyal etkenleri inceler. cok fazla teknik oldugu icin genelde sevilmez.
  • almanların kurduğu ve uzmanı olduğu alandır.
  • dil kavramını, bilişsel süreçleri ve dolayısıyla dil ile zihin arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışan makro dilbilimin bir kolu. senelerdir bilim insanlarını meraklandıran dil ile ilgili sorulara en somut yaklaşan bilim dalıdır ayrıca. amacı direkt insan dili - yazılı veya konuşma - nasıl anlar, anlamlandırır, insan nasıl sesleri üretir ve bebekler hiçbir talimat verilmeden, dil öğretilmeden doğal yollarda dili nasıl edinir gibi temel sorulara yanıt aramaktır. teknolojinin gelişmesiyle güzel deneysel araçlar kullanılmaktadır ve ülkemizde de bu alanda son yıllarda - biraz geç de olsa - akademisyenler çalışmalar vermektedir. alanda kullanılan bazı yöntemler ise:
    - priming çalışmaları
    - self - paced reading
    - eye - tracking
    - event - related potentials (erp)
    - functional magnetic resonance imaging (fmri)
    - functional near-infrared spectroscopy (fnir)
    çoğunlukla sinirdilbilim ile içli dışlı çalışmaktadır bu alan ayrıca.
  • kısaca insan beyni ve dil arasındaki ilişkiyi inceleyen bilimdalıdır. "dil becerilerini kullanırken beynimizde neler oluyor, kelime ve gramer kuralları nasıl saklanıyor ve işleniyor, bunları nasıl anlamlandırıyoruz, dilsel içerik tam olarak nerede ve nörolojik aktivite nerelerde gözleniyor; disleksi, kekemelik, beyin hasarı gibi durumlardaki değişiklikler neler, ilk dilimizi nasıl ediniyoruz?" gibi konuları araştırır.

    dilbilim ve psikolojinin ortada buluştukları psikodilbilime dil açısından bir dilbilimci ve bir psikolog gözüyle bakalım. dilbilimci dili değerlendirirken potansiyele (yetiye) bakar, psikolog performansa. dilbilimci daha çok soyut yönüyle ilgilenir, derindeki formlar üzerinde durur; psikolog yüzeydeki yapıya bakar, fiziksel olarak ne mevcut ise onu değerlendirir (ister kulakta, ister kağıtta). dilbilimci fonolojik sisteme iner, psikoloğun işi konuşmayladır. dilbilimci toplamdan ideal bir sonuç çıkarmaya çalışır, genel ve ideal olana odaklanır; psikolog içinse her şey önemlidir (tereddütler, tekrarlar vb.). işte psikodilbilim hepsine birden gözatar ve bunların beyinle olan ilişkisini de inceler. (bkz: neurolinguistics)

    (bkz: yazma ve konuşma arasındaki farklar)
    (bkz: insan dilinin özellikleri)
    (bkz: dilin kökeni)
    (bkz: dichotic listening)
  • (bkz: insanın ufkunu iki katına çıkaran şeyler)

    piskoloji ve dilbilim arasındaki ilişkiyi kuran bilim dallarından biri. öncüsü noam chomsky'dir. chomsky, burrhus frederic skinner'ın sözel öğrenme teorisine karşıt olarak ileri sürdüğü teorisinde dilbilimin, bilişsel psikolojiden ayrı olamayacağını savunur. teorinin erken dönemlerinde: insan zihnini, skinner'in aksine bir tabula rasa gibi görmemekte; tersine her bireyin doğuştan dilbilgisi ve sözel öğrenme kabiliyetine sahip olduğunu ancak dil kullanma edimini ve soyut düşünebilme potansiyelinin de çevresel koşullara göre değişiklik göstereceğini de vurgular. bilişsel öğrenme sürecinin ilerleyen dönemlerinde ise düşünsel dağarcıktaki zenginliğin, kişinin en karmaşık sistemleri zihinsel olarak kurgulaması açısından en önemli enstrüman olduğunu savunur.

    psikodilbilim kabul gördükçe, bu ekolün bir çok farklı alanda kullanımı da yaygınlaşmıştır. teorinin başka bir yönünde ise insanların günlük ve yazı dilinde kullandığı kelime dağarcığı, kişinin ruh hali ve zekasına dair çeşitli ipuçları vermektedir. chomksy amca ayrıca insanların kullandığı sözcüklerin/günlük konuşma dilinin, ruh haline de olumlu ya da olumsuz olarak yansıdığına dair düşüncesini de dile getirmişliği var ancak bu konuda henüz yapılmış bir saha araştırması olmadığını da özellikle vurgulamıştır. kendi kanaatimce sözcüklerin/kullanılan konuşma dilinin ve şiddettinin insan psikolojisine etkilerini gözlemlemek için aslında ülke gündemini belirleyen politikacıların ve vasat kitle iletişim araçlarının kullandığı dili ve bu kaynaklardan başka alternatifi olmayan insanların ruh halini analiz etmek bir sonuca ulaşmamızı sağlayabilir.
    psikodilbilimin kullanımına dair bir diğer örnek ise: kişilerden elde edilen bigdata bilgi havuzunda toplanan bilgiler, şirketlerin bu dataları işleyen yapay zeka uygulamaları marifetiyle anahtar sözcüklerine kadar ayrıştırılır ve algoritmalarla önceden belirlenmiş çeşitli kombinasyonlara göre filtrelenerek; kişinin ruh hali, yönelimleri ve daha bir çok yönüyle analiz edilir ve bu sonuçlara göre: reklamlar da dahil, diğer bir çok farklı uyaran aracılığıyla kişinin tercihleri manipüle edilebilir. bu analizlerde kişilerin davranışsal, bilişsel ve psikolojik analizleri de mümkün ve bu analizlerin sonuçlarıyla kullanıcılarının bir çok hastalığının erken teşhisini de günümüz teknolojisiyle mümkün kılmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap