• edward s. herman ve noam chomsky tarafından kaleme alınmış "manufacturing consent: the political economy of the mass media" isimli kitabın dilimize çevrilmiş başlığıdır.
    popüler medyanın büyük şirketler ve ilintili çıkar grupları tarafından idare edildiği savını konu almıştır.
  • bugünlerde eli kitap tutan herkes tarafından okunması gereken eser.
  • özellikle iletişimcilerin "cnn effect" kavramına panzehir tadında çok iyi bir kavramsallaştırma ve bakış açısı. zira cnn effect kavramıyla "insanlara savaşın kötü yüzünü göstererek savaş karşıtı taleplerin artmasının sağlanması"nın bile yeni ihtiyaçlar/durum için bir rıza imalatı olabileceğini (ve çoğu zaman da olduğunu) gösteriyor.
  • reza zarrabla ilişkisi olmayan bir kitaptır.
  • chomsky, medya denetimi isimli kitabında ilk sayfadan bu kavramı bir örnekle muhteşem açıklar. “modern devletin ilk propaganda operasyonuyla başlayalım. woodrow wilson hükümeti zamanıydı. woodrow wilson, birinci dünya savaşı'nın tam ortasında, 1916 yılında "peace without victory" (zafersiz barış) sloganıyla başkan seçilmişti. son derece pasifist olan halk, bir avrupa savaşına dahil olmak için hiçbir neden göremiyordu. aslında savaşa çoktan imza atan wilson yönetimi, bu konuda bir şeyler yapmak zorundaydı. hükümetin "creel komisyonu" adıyla kurduğu bir propaganda komisyonu, altı ay içinde etkisini göstererek o barışçıl halkı, histerik bir savaş çığırtkanı haline dönüştürdü ve alman olan her şeyi yakıp yıkmak, tüm almanları lime lime etmek, savaşa gidip dünyayı kurtarmak isteyen insanlar yaratmayı başardı. bu esaslı bir başarıydı ve ardı sıra gelen başarılara da önayak oldu. tam bu sıralarda ve savaşın hemen ardından, aynı yöntemler histerik kızıl korkusu'nu kışkırtmak için kullanıldığında ise sendikal birliklerin tahribi ve siyasi düşünce ile basın özgürlüğü gibi tehlikeli sorunların saf dışı bırakılmasında oldukça büyük başarı sağlanmıştı. bu işi organize eden ve işin başını çeken o çok büyük güç, aslında medyadan ve iş dünyasındaki büyük şirketlerden gelen yoğun destekti ve tam anlamıyla bir başarıydı. wilson'ın savaşına etkin bir şekilde ve hevesle katılanların arasında, john dewey çevresinden olan ve şovenist fanatizmin ortaya çıkmasını sağlama yoluyla "gönülsüz" halkı dehşete düşürerek nasıl savaşa sürüklediklerini, o döneme ait kişisel yazılarında gururla anlatıp bundan "toplumun daha zeki insanları" oldukları sonucunu çıkartan ilerici aydınlar da vardı. saldırı yöntemlerinin kullanım alanı oldukça genişti. örneğin, alman askerlerinin zulmü, kolları koparılmış belçikalı bebekler ve hâlâ tarih kitaplarında okuduğumuz türlü türlü vahşet üretimi... bunların çoğu, o dönemin gizli müzakerelerinde "dünyanın düşüncesini yönetme"yi vaat eden ingiliz propaganda bakanlığı tarafından icat edildi. ancak bundan da önemlisi, o zamanlar barış yanlısı ülkeyi bir savaş zamanı histeriğine dönüştürüp yoldan çıkartan propagandayı yaygınlaştırabilecek daha zeki amerikan toplumu bireylerinin düşüncesini kontrol etmek istemeleriydi. işe yaradı; hem de çok. ve bir ders verdi: devlet propagandası, eğitimli sınıflar tarafından desteklendiği ve herhangi bir dönekliğe izin verilmediği takdirde, büyük bir etki yaratabilir. hitler ve daha birçoğundan alınan bu ders, günümüze dek izlenmiştir.”
  • kitabı cnn,ny times,washington post yerine a haber,habertürk,trt şeklinde okursanız daha verimli olur.
  • türk medyasında birebir gözlenebilecek durumdur.

    medyanın 5 filtresi, türkiye'de sağlanıyor mu, biraz inceleyelim:

    1) medya kuruluşu sahipleri: büyük holdingler, an itibarıyla türkiye'de en büyükleri demirören holding, eskiden doğan holding, turkuvaz*.
    https://eksiup.com/p/m7952183r56h (soldan sağa: meltem demirören, emine erdoğan, tayyip erdoğan, serhat albayrak, aydın doğan, görsel: t24)
    ana amacı kâr olan büyük holdingler. medya kuruluşlarını yönetme sebepleri de kârlarını artırmak, milletin kara kaşı kara gözü hatrına kimse yayın kuruluşu işletmiyor.

    2.) reklam geliri: e lafla peynir gemisi de yürümüyor, koca kanalları, haber ajanslarını yüzer durumda tutmak lazım: türkiye bazında reklamcılık, izleyici segmenti ayırdına vararak reklamlarını veriyorlar, bunun için büyük tv kanallarının reklam kuşaklarını, izleyicilerini göz önüne katarak izleyebilirsiniz, biri lüks tatil resortlarından reklam alırken, biri salça reklamı almaktadır.

    3.) medya eliti: kuruluş sahipleri ile neredeyse aynı kişilerdir. son zamanlarda adlarından çok söz ettiren bosphorus global bu tarafta var oluyor. chomsky'nin söylemiyle tam uyuşacak bir şekilde, türk siyaset camiasıyla çok yakın ilişki içindeler.

    4.) flak (fırça): istenen mesajlara uyuşmayan haberler yapan gazetecilerin, kuruluşlardan uzaklara sürüklenişi. ruşen çakır, kadri gürsel ve daha niceleri... kendi başlarına yayın yapabilecek durumda olmaları, chomsky'nin öngöremediği bir şeydi tabi ki, sağ ol tim berners lee.

    5.) ortak düşman: favoriler her zamanki gibi terör, bazen abd, son olaylardan sonra da fethullahçılar. ortak bir düşman yaratmadığınız sürece, kendi meşruiyetinizi medya yoluyla halkın kafasına yerleştirmeniz zor. dominic cummings tüm dünyaya bu konuda ders niteliğinde bir süreç yaşattı hatta, brexit meselesinin medya ayağına bakarak bu makinenin nasıl tıkır tıkır işlediğini anlayabilirsiniz.

    bu 5 filtreden geçen haberler ancak haber değeri kazanmakta, medyada kendine yer bulmakta.
    demokrasinin yorulmayan bekçileri hiç olmayan medya kuruluşları, öyleymişler gibi davranmaya devam etmekteler.
    siz farkında değilsiniz, sokaktaki ali dayı farkında değil.
    başımızda çok bela var yiğenim, baksana, her taraf düşman dolu diyor ali dayı. bir çay daha içiyorsunuz, içinizden küfrede küfrede...
  • alt başlığı kitle medyasının ekonomi politiği olan noam chomsky ve edward. s. herman'ın ortak kitabı.

    biraz tehlikeli buldum bu kitabı. tersten okuyanlar mutlaka olmuştur ve olacaktır.
  • şehir efsanesi gibi, alibeyköy'ün aslında o kadar sellik bir yer olmadığına, belediyenin istediği dönüşümü sağlamak , halkı yıkımlara razı etmek için suyun (sel yolağının) akışını ekstradan tıkadığına inanılıyordu. (bkz: alibeyköy/@ibisile)

    sosyolojiye benim ciddi ilgim var sanırım. ama toplum mühendisliği ve rıza imalatı da sosyoloji ile başladı diye bir sosyoloji bilimi kırgınlığı/küskünlüğü var bende. bu konular asıl halkla ilişkiler problemleri olsa da temel bilgiyi sosyoloji üretip muktedire sunuyor gibi. (bkz: sosyoloji/@ibisile)

    "zararsız katliamları kimse umursamaz. yapıcı katliamları severiz." noam chomsky - rızanın imalatı

    "demokratik bir toplumda, bu size mantığa aykırı gelebilir ama, toplum ne kadar özgürse, korku yaratma araçlarına başvurma o kadar gerekli hale gelir." noam chomsky - rızanın imalatı

    "medyayı daha sorumlu ve demokratik hale getirmeye ne dersiniz? çok dar sınırlar var bunun için. şirketleri nasıl demokratikleştirebiliriz demek gibi bir şey bu." noam chomsky - rızanın imalatı

    (ilk giri tarihi: 30.8.2018)

    (bkz: toplum mühendisliği)
    (bkz: halkla ilişkiler)
    (bkz: ölümü gösterip sıtmaya razı etmek)
hesabın var mı? giriş yap