• genelde verlan konuşarak anlaşır bu insanlar aralarında.
  • çorapların birini pantolunun paçasını içine alacak şekilde giymek, diğerini ise normal bırakmak bir dönem bu adamlar arasında moda olmuş bir kendini bilmezliktir. favori cümleleri t'as une clope?* olup özellikle geç saatlerde pek bulaşılmayası tiplerdir. bir kısmı uyuşturucu satarak geçimlerini sağlar, kalan kısmı da gaspçılıkla yolunu bulur, ama türk ve müslüman olduğunuzu öğrenince size bulaşmamayı tercih ederler, ancak şöyle diyaloglar da görülmüştür:

    -bana cüzdanını ver.
    -ben türküm.
    -e napıym, bana cüzdanını ver.

    yine de kim bilir türkler bu adamlara naptı da, normal şartlarda türk olduğunuzu söylemek bu adamlara sinekkovar etkisi yapıyor sorunsalı kafaları karıştırır. türkler de fransada yaşayan hiç de azımasanamayacak bir grup olup bu adamlar kadar gözleri karadır, lyondan 4 otobüs kaldırıp paris sokaklarında adam dövecek kadar organize gurbetçilerimiz, dinsizin hakkından imansız gelir dedirtir.
  • genelde la haine filminde gorulen tiplemelere benzeyenlere verilen kucumseyici isim. moeuf, mon cul, enculé, espece de connard (connasse), casse-toi gibi kelimeler gundelik konusmalarinda onemli yer tutar. kendi aralarinda bir racon vardir. fransizlarda sıklıkla gorulen opusme aliskanligindan ziyade tokalasirlar. kizlari erkeklerinden biraz daha vahimdir cunku hem cité'nin maçist duzeninde kendilerine yer edinmeye calisirken hem de ellerine gecen guc ile hirslarina kolay kapilirlar; otobuste, metroda "tu me regardes, toi; tu me cherches, toi?" diyerek olay yaratirlar.
  • en önemli ve tarihsel bir konum kazanmış kullanımı, 2005 yılının 25 ekim'inde, yani göçmen ayaklanmalarının başlamasından iki gün önce, argenteuil'deki bir toplantıda sarfeden dönemin içişleri bakanı sarkozy'de görülür. bu lafı sarfettiği daha sonra ortaya çıkacaktır sarkozy'nin ve kendisi sözünün arkasında durmaktan çekinmeyecektir.

    (bkz: karcher)
  • verlan'da "caillera" olarak geçer. fransa'da genelde büyük şehirlerin banliyölerinde (ya da varoşlarında, keyfiniz bilir) bulunan toplu oturma konutlarında (fransızca'da cité olarak geçiyor) yaşayan gençliğe hitaben kullanılır. türkçe'ye en yakın çevirisi kıro olsa gerek. paris'te bulunanları genelde marka eşofmanlarının üstüne takıştırdıkları takıları ile göze çarpar. mesela nişantaşında adidas eşofman altı, pofidik kürklü palto ve ugg/nike ayakkabı giymiş gururla dolaşan tikican kızımızı/oğlumuzu paris'e koyarsan racaille gözüyle bakılması işten değildir.

    bunun dışında dişi versiyonları gerçekten erkeklerinden daha beterdir. metroda üç tanesiyle aynı bölüme oturduysanız inene kadar kulağınızdaki müziği duyamazsınız öyle diyeyim. nasıl bir bağıra bağıra konuşmaktır yarabbim, türkiye'deki gibi ayıplayacak susturacak teyzelerimiz de yok ki...

    ayrıca erkek olanlarının istanbul maltepe semtindeki gençlerimizle tarz olarak çok büyük benzerlik gösterdikleri tarafımdan hayretle gözlemlenmiştir.
  • urban dictionary'de şöyle tanımlanmış;

    " a french gangster that wears a lacoste cap, usually tight jeans or sweatpants; commonly mistaken for a fag, but often more dangerous than any gangsta you'll find in the states. "
hesabın var mı? giriş yap