• nirvana grubunun 1968 yılında çıkarmış olduğu all of us albümünün ilk şarkısı.

    ''nasıl nirvana yahu, yanlışlık yapmış olmayasın?'' dediğinizi duyar gibiyim sevgili sözlük yazarları. durumun açıklaması ise şu şekilde: hepimizin yakından tanıdığı amerikan nirvana haricinde kurulan diğer, yani bu nirvana; 1965 yılında britanya'da gözlerini müzik dünyasına açmış bir gruptur. bu da demek oluyor ki, müzik sektöründe nirvana adını kullanan ilk grup kendileridir.

    hatta yıllar sonra, daha doğrusu tam olarak 22 sene sonra, amerikan topraklarında kurulan nirvana'dan dolayı iki grup, isim konusunda belli bir süre karşı karşıya gelmiş ve zamanla bu sorun çözülmüştür.
  • yazar adayı çaylak. yosun amca'yla birlikte ekşi sözlüğe de ayar vermiş atarlı kişi. bir de işi gücü bırakmış durmadan entry kasıyor, arkadaş bir tezin mezin bir şeyin yok mu senin git onunla uğraş. çaylaksın sen, çaylak... ama enryleri de okuyanı iyi kastırıyor. bence acilen yazar yapılmalı!
  • salvador dali’nin fransa’da yayınlanan ‘improvisation sur un dimanche après-midi’ (1969) isimli tv programına konuk olan ve dali ile birlikte canlı performans sergileyen ingiliz müzik grubu nirvana’nın 1968 yılında çıkardığı all of us albümündeki ilk parçasıdır.

    program sırasında doğaçlama resim yapmaya başlayan ve şarkının da etkisiyle coştukça coşan sürrealist ressamımıza tuval dar gelmiş olacak ki hızını alamayıp grup üyelerinin ve enstrümanlarının üzerine siyah boyalar püskürtmeye başlamıştır. bir tuvale bir grup üyelerine, iki tuvale üç çelloya derken ne yapacağını şaşıran patrick campbell-lyons, ceketini çılgın ressamdan saklamaya çalışmış fakat yıllar sonra “bıraksaydım da keşke imzalasaydı, çok pişmanım!” demiştir. müzisyenin bir diğer keşkesi ise; grubun müzik yapım şirketi island records'un dali’nin etrafa saçtığı boyalardan nasibini fazlasıyla alan sylvia schuster’in çellosunun temizlik faturasını sevgili dali’mize göndermesi olmuş!*

    sürrealist ressamımıza tuvali dar eden şarkının sözleri ise şöyledir:

    travels on a cloud (up on the clouds)
    he's one of the good time people now
    i'm a face in the crowd (i'm in the crowd)
    all dressed up and laughing loud
    i can talk to him, and i can love him
    many miles to go (miles to go)
    how many pictures do you cross
    winter, rain and snow (rain and snow)
    over mountains high and low
    i can talk to him, and i can love him
    oooooo... rainbow chaser
    oooooo... rainbow chaser
    oooooo... rainbow chaser
  • mahalleyi yaşanır kılan ender yazarlardan, arada çöp atmak için çıkması bile yetiyor.
  • alakalı, alakasız her türlü başlığı sanata dair bir takım bilgiler ile süslemeyi başarabilen, o eski ekşi sözlük ruhunu taşıyan nadide yazarlardan. şu başlığa sanatı entegre etmeyi akıl edebilmek, nereden bakarsak bakalım ince hareket.

    (bkz: annesinden dayak yemiş efsanevi nesil/#139110912)
  • kendisine mesaj atılamayan yazar. bu yüzden naçizane bir talebimi buradan dile getiriyorum, umarım görür. şu entry'sindeki harald slott-moller tablosuna bayıldım ancak ilgili tablonun kaliteli imajını bulamadım. verdiği linkte büyük hali var fakat resim olarak kaydedilemiyor. entry'mi görürse, orijinal imajı benimle paylaşmasını rica ediyorum. keza çıktısını alıp duvarıma asacağım.

    edit: dönüş yaptı ve yardımcı oldu sağolsun ^^
  • yönetim yalakası yazar.

    ya da yönetimin içinden artık bilemiyorum.

    tek entry olmayan başlıkları nasılsa debe'ye giriyor ve bir şikayetle milleti lanetliyor, çaylaklığa düşürtüyor.
hesabın var mı? giriş yap