• sadece ilkokul ansiklopedileri yazabilecek, ünite dergisi basabilecek kadar birikime sahip bir eğitim insanı.
    benim kuşağıma şiir, anı, gözlem ve atatürk hikayeleriyle girmiştir.
    atatürk hikayelerinde atatürk kibirli, çoğu zaman karşısındakini sıkıştırmaktan çekinmeyen bir acaip adam olarak tanıtılmıştır.sevmedim sevmeyecem rakım ı çalapalayı.
    soyadında meymenet yok.
  • karisi da ortmendi:
    nimet calapala
  • yesilay haftasi, orman haftasi ile ilgili siir yazabilen bir sahsiyet. nasil bir ilhamdir, nasil yazilir boyle siirler diye dusundurmustur sik sik.
    bir de bu siirlerle antolojilere falan girecegini, saygi gorecegini falan mi ummustur diye merak ederim hep.
  • kendisinin kaleme aldigi ilkokullar icin ansiklopedisinde soyle bir ataturk anisi vardi ki ne akl hizmetle, hangi dusunceyi gelistirmek icin nakledilmisti bilemedim, simdi de bilemiyorum.

    esentepe

    ataturk bir gun ankarada bir tepeye cikmis, yururken bir ruzgardir baslamis. ruzgarin siddetinden tiksinen ata yaverine sormus

    - bu tepenin adi ne?
    - kocatepe pasam
    - hep boyle eser mi?
    - ("ne biliyim lan tepe tepe, dag bayir gezmiyorum ya ankarayi?" diyecek gibi olup da demedigini zannetirecek kadar kisa cevap veren yaver) eser...
    - iyi o zaman bundan sonra buranin adi kocatepe degil esentepe olsun
    - olsun

    e simdi biz bir ilkokul bebesi olarak bu hikayeden ne anlamaliyiz?

    tepeler esmeleri halinde koca bile olsalar esentepe olarak anilmalidirlar mi? ata esen tepelerin hakkini verirdi mi? yaverler cumhuriyetin kurulusundan bu yana otomatik yapmakta ustadir mi?

    nasil palavra bir anidir bu, palavra degilse bile nasil gereksizdir, belli degil. onlarca devrimi basarmis bir atayi tepe ismi degistren kont gibi el kadar bebeye anlatan ilkokul ansiklopedisi ve unite dergilerini nefretle aniyorum bu baslik bunyesinde.
  • kucukken turkce kitaplarindaki siirleriyle milliyetci duygularin asilanmasina vesile olmustur bu sair. oyle ki bir siirinin bir kitasi hala ezberimdedir.
    ....................
    yeldir asar o,
    seldir cosar o,
    olmez yasar o,
    aslan mehmetcik.
  • 80 li yıllarda ilkokul okuyan neslin önde gelenlerinin ilksan ünite dergisindeki uyuz şiirlerinden hatırladığı şairimtrak insan.
  • ademoglu takma adiyla eriskinler icin yazdigi kitaplar mevcuttur. cocuklar icin yazdigi siirlerde, ani, derleme ve oykulerde isi tuten yanginin nereden alevlendigini ogrenmek, yazari bir de buradan yakmak icin faideli kaynaklardir bu kitaplar. 1933 yilinda yazdigi ve el altindan dagitilan bir kitabinda, yazar, genc erkeklere hayatta basarili olabilmek icin kadinlara nasil davranilmasi gerektigine dair ogutler vermistir. basarinin erkegin hayatindaki kadina ya da kadinlara duydugu his ve davranislar butununde sekillenecegini, cogalip azalacagini savullayan calapala erkegi kimi kadinlik hallerine karsi hazirlikli olmaya cagiriyor. eserin bir yerinde soyle unlemlemis ustad: "bazi kadinlar da muayyen seylere sinirlenir, huysuzluk ederler. bunlarin neler olabilecegini seytan bile bilmez. bunlara dikkat etmeli ve bu hircinlik vakasindan ders alip bir daha onu tekrarlatacak vakalarin meydana gelmemesine gayret etmeliyiz." calapala'nin kitabinin kapaginda dortgen kadife yakalari iki yana genisce acilmis ceketinin icinde poz veren genc bir adamin portresi var. bir elini digerinin uzerine kondurdugu kucaginda da kitabin ismi yazili "(hayatta muvaffak olmak icin) bir erkegin bilecegi seyler".
    yazinin cesitli ayrik dallarinda eser vermis sanatcilari cocukluktan beri severim. calapala da cocuklugumdan beri beni etkilemis bir yazardir. niye diye sorarsaniz yukaridaki girintileri gosterebilirim. yazarin ademoglu oldugu halleri ise son zamanlarda gordum ve begendim. yaz sicaginda serinlemek icin daldigim soguk sularin dibinde dahi beni guldurmeyi bildi ve su yutturdu.
    kul yutmaz bir erkegi ozlemliyor yazar. devam etmis: "bazi hircin kadinlar da vardir ki kendilerinden daha sert bir kuvvetin altinda derhal siner ve bol aglamaklarla sukunet bulurlar. onlara boyle zamanlarinda biraz bagirmak hatta bir iki tokat atmak bayilan bir adama ruh koklatmaktan daha faydali olur".
    rakim calapala'nin versatil edipligini gorup de hayran olmamak elde degil. yayimlandigi yillarda gizli gizli okunan kitabi okuyan erkeklerin o zamanlar ne kadar muvaffak olduklarini dusununce, artik niye bu tip kitaplar ayni samimi edayla yazilmiyor diye hayiflaniyor ademoglu. dilegim gunumuzde de bu tip populer kultur kitaplarinin ayni ictenlikle ve en onemlisi ayni guzel dille yazilmasi. bakin kendisine kizacak kesimleri onceden kestiren yazar nasil bagliyor tatliya: "yalniz buhranin gecisinden sonra kadinin gonlunu almak, onu sevip oksamak pek luzumlu ve muhimdir. bunu asla unutmayin."
  • türk çocuğunun unutmayacağı eşsiz şair.
  • 10 sene sonra kendini yine sevdirmiş olan şair. unutulmazdır, unutulmazdır ve unutulmazdır. çocukluğun sembollerindendir, türkçe derslerinde sıkılıp "rakım" ile "rakı" arasında bağ kurmaya çalışan 7 yaşındaki çocuğun sorunsalıdır. en asil duygunun insanı deniliyor ya hani şu günlerde herşeye... rakım çalapala işte o.
  • eğer yayınlandığı dönemlerde*keşfedilmiş olsaydı bol bol duygu ifade adamcıkları, bulunamadığı yerde iki nokta üstüste işaretinin yanına konmuş sola dönük parantezlerle bezeli olacak; ilkokul çocuğunun yorulmuş dimağına bir nebze olsun neş'e*zerketme amaçlı tatil kitaplarının değişmez renklerinden; unutulmaz bir isme sahip yazar-şair...
hesabın var mı? giriş yap