rakip
-
arapça rakibten gelip gözeten, kollayan, bakan/bakıcı anlamını taşıyormuş. rakipliğin özündeki hasmanelikten hareketle bizim fethiye'de hasmana diye bir sözcük kullanımı, türevi var: öfkeli veya düşmanca rakip anlamındadır, düşman kardeşleri çağrıştıracak sözcüktür.
binmek anlamında da bir rakip sözcüğü var galiba. yusuf atılgan'ın canistan'ından (2000) bir örnek: ["beylerbeyi'nde sakin maliye nezareti ketebesinden faik efendi istanbul'a gelmek üzere râkip olduğu kayık saray burnu açıklarında devrilmiş ve mumaileyh denize düşmüş ise de tahlis edilmiştir."] ikdam / 22 teşrinsani* 1322 (1906)
[aşk serüveninin zorluğu şuradadır: "bana kimi arzulayacağımı göstersin, sonra çekip gitsinler!": en iyi dostumun sevdiğine aşık olduğum sayısız oluntular: her rakip önce usta, rehber, gösterici, aracı olmuştur.] roland barthes - fragments d'un discours amoureux
(bkz: müterakkıp)
(bkz: odiosamato)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap