• ada.net e takılmaya başladığım zaman ilk kullandığım ve bende çok anısı olan biricik nikim..
  • (bkz: ustura)
  • böyle baharin tam yaza gecisinde bir koku olur ya havada? hani ferah, cicekli ve güzel? iste bu sarkida o koku var; evet, ask bir ustura kadar keskindir, cok dikkatli olmak gerekir.

    "oh, my feelings are more important than yours "
    "sweetheart your feelings are more important of course "

    - ask insani dengesizlestiriyor. illa ki. of course.
  • (bkz: razor 1911)
  • strokes'a hayran olmak için 10 sebep isimli eserin güzide bölümlerinden biri. zaman ve mekan fark etmez. aslolan aşktır.
    nasıl ki önceleri maval okur* aşık kişi, "önemli olan benim hislerim, boşver onu yahu", sonra evrimleşir bu cümle; "aşığım ulan! o da bana aşık olsun, beni sevsin. seviyo mu acaba? hı? mı?" sonra o ana kadar gayet onsuz devam eden bir hayat bir anda "o olmadan yaşayamama" gibi bir etiket alır ön tarafında büyükçe bir yere tam "fragile" etiketinin yan tarafına.
    kollarında değilse(n), ayaklarına kapanacak kıvama gelmişsindir. hayatın onun dudaklarından dökülecek sözlere endekslenir bir anda. aşk bir usturadır. beceriksiz ellerde çok tehlikeli bir ölüm silahına dönüşen bir ustura. kimi öldüreceği ise hiç bilinmez. bazen biri alır bileklerini kesmekle tehtid eder karşı tarafı. bazen diğeri alır ağzına koyar ustalıkla. ve ağzından çıkan her kelime o keskinlikle çarpar yüzünüze. oysa koca bir taş yığınından o minik usturayla kazıyarak bir heykel çıkarmak da vardır. ama artık kimsenin yeterince zamanı yok sanki..
  • ing. jilet / jilet bıçağı / ustura bıçağı
    [bizim ustura olarak bildiğimiz, evlerde büyük ölçüde kalmamış ancak halen berberlerde kullanılan aparat için (bkz: straight razor)]
  • yakın zamanda kulaklığım bozuldu. ben de bizim bakkala gidip "abi sizde kulaklık var mı?" deyu sordum, elbette varmış. tövbe estağfurullah adamların bakkalda satmadığı şey yok. bazen, kıllığına saçma sapan bi şey soruyorum "bundan da var mı" diye. neyse, gittim 15 liralık kulaklık aldım. kulaklıktan yegane beklentim; her iki kulaklığının da çalışması.

    aman yarabbi ya 15 liralık kulaklığın kutusunda neler yazıyor, aklım durdu. extra bass, kaygan zemin, kuşe kağıt bilmem ne. 15 liralık kulaklıksın hepi topu, kazıklama olanağın zaten yok. o yüzden, lütfen sus daha fazla konuşma yoksa inanırım. kulaklığı takar takmaz ilk göz ağrım, first impressions of earth albümünü açtım. sırayla gidiyorum. şarkıları dinlerken aldı beni bir gülme. ritim gitar oralarda bi yerlerde işte, kaşarlı poğaçadaki kaşar miktarı gibi. dokundurup geçmişler yahut tiz kellesini vurmuşlar. the strokes meğer dört kişiymiş. içlerinden biri, provaya giderken vefat etmiş ahash.

    şarkıyla ilgili yapabileceğim bir yorum yok. hayır, varmış: ismiyle müsemma; karşı tarafın duygular dahil olmak üzere her konuda sidik yarıştırdığı ucubik bir ilişki türünü anlatıyor işte. böyle ilişkilere girmeyin, red flag fabrikalarıyla olmayın. hadi bakalım gecenin kamu spotu. ben de buradan, on the other side'a geçeceğim.
  • şarkının mükemmelliği bir yana bu cover da harika ötesidir.
hesabın var mı? giriş yap