refleksif

• içgüdüsel tam olarak karşılamıyo galiba bu anlamı.
• bir şeyin kendi kendine geri dönmesini ifade eder, refleksif olan, kendine geri dönen, bu niteliğe sahip olandır.
  ayrıca (bkz: refleksivite)
• dönüşlü.
• içe dönük bir düşünüş yani zihnin kendi üzerinde dönmesi.
• kendini gözlem ve analiz konusu olarak alabilen özne.
• filmlerde izleyiciye dönüp konuşulması. coen kardeşlerin the big lebowski filminde kameraya dönüp konuşulur. bu bize gerçekliğin kesitini izliyormuş hissi vermez. bu illüzyonu bozar. buna refleksif, düşünümsellik denir. sanat eserinin kendisi üzerine düşünmesi, kendi teknik niteliklerini yansıtmasıdır. film içinde kameraya bakmak bir kural bozmadır. filmde olaylar gözümüzün önünde oluyormuş gibi izlerken, tanık oluyormuş gibi izlerken, bize doğrudan konuşulması tanık olmaktan çıkarır. uzaktan tanık oluyormuş gibi izleme konforu bozulur.