*

9 entry daha
  • [doğumun yüzüncü yılı anısına]
    rene char da albert camus gibi insanın trajik yanının tasasını taşır yazdıklarına. sürrealizm için de referans şairlerden birisidir kendisi, bu referansa sert bir şiirin sahibi olmayı ve doğa ile ilgili, insanlıkla ilgili söz söylemeyi katar. sürrealistlerden farkı da bu insan ve doğa ilişkilerinde ortaya çıkar: veciz söz söyler rene char. yaşamıyla ilgili bazı şeyler söylemek gerekiyor rene char'ın.

    direniş hareketinin içerisinde yer alır rene char ikinci dünya savaşının başlamasıyla birlikte ve silahlı etkinliklerin içinde yer alır. ve dev cüssesiyle epey zarar da verdiği efsaneleri yayılmıştır. (bu sıralar efendisiz çekiç adlı eseri çıkmıştır şairin, sonraları bu eser daha çok pierre boulez ile anılacaktır, eserin bestelenmesi nedeniyle ve char'ın buna bozulduğu söylenir durur.) savaşta şansının yaver gitmesiyle bir bombadan kurtulduğu anlatılır şairin.

    1946'da rene char'ın hipnoz notları yayımlanır ve bu eserde veciz söz, büyük söz söylemenin, olay anlatımının şiirde baskın olduğu görülür.

    tabi unutmadan söylemek gerekir rene char, sessizleşmenin ve doğanın bir adamı olarak, modern kentli birey olmaktan uzaktır, zaten cüssesiyle bir orman adamı imajı uyandırmaktadır günün edebiyat ortamında. aslında bu rene char'ın özgünlüğü, bağımsızlığıdır.

    rene char'ın sabahsılar eseriyle birlikte daha felsefi bir şiire doğru yöneldiği zamanlar başlamıştır. rene char'ın ahlaki tasasının ve insanlarla olan sıcak ilişkilerinin, ama daha çok köylüler ve tanıdıkları üzerine, etkisi şiirinde hissedilmeye devam etmiştir. rene char yabancıyı değil tanıdıklarını yazar, ötekiyle ilişkisi kendi arkadaşlıkları çevresinde örer.

    tabi şair deyince aşk meselesine de girmek gerekir, bir orman adamı imajı olarak şair olarak rene char bugünkü anlamıyla maço bir erkektir. sert ve tuttuğunu koparan bir yapıdadır. ele geçirmeci ve ihya edici bir aşk anlayışı hakimdir yaşamına.

    1966'da yeni bir dönem başlar (kaynağın geldiği yer/oraya doğru dönüş). ortaçağ şiirine bir benzerlik hissedilir. dağıtan bir şiirin dönemi başlamıştır. av hayvanı bol bir yağmurda adlı eserinde de şiirindeki bu yönelim sürer.

    arkadaşlıklarından, ilk elde maurice blanchot ile olan - daha çok düşünsel bir ilişkidir- ilişkisinden bahsetmek gerekir.(ikisi de 1907 doğumludur) blanchot felaket yazısında onun için: öylesine şair ki onunla beraber şiir bir olgu olarak parlıyor ama şiirin bu olgusu bir sorun oluyor" demiştir.

    heidegger ile olan esrarengiz buluşmasını da unutmayalım. heidegger rene char'ı bizzat görmeye gelmiştir, hatta buna ait efsane bir fotoğraf vardır, dev cüssesiyle rene char, ufak tefek bir adam olarak heidegger patikalarda yürümektedir. ayrıca bizden de lütfi özkök rene char ile arkadaş olmuş ve onun fotoğraflarını çekmiştir. andre dubuchet'ye belli bir yakınlığı olduğunu söylenebilir rene char'ın.

    genel olarak rene char'ın 1945 sonrasında şiiri derinden ele geçiren -bir kadını ele geçirirmiş gibi- sürrealist tavrın azaldığını, otomatik şiirin de gerilemesi olgusunu görüyoruz. daha somuta doğru, yaşama doğru bir şiiri, daha etik olurken büyük sözden biraz daha sakınan bir şiiri okuruz 1945 sonrasında.

    sonuç olarak rene char'ın büyük bir şair olması, kişiliğinin farklılığıyla perçinlenmiştir, bu modern şiirle ve şairleriyle pek sıcak olamayan adamın dev cüssesi şiir tarihi üzerinde parlamaktadır.

    not: bu notların büyük kısmını fransız kültürde rene char'ın 100.yılı şerefine düzenlenen etkinlikte almıştım. kendi yorumlarım da var içinde...konferansı veren ahmet soysal'dı. kendisine selamlar buradan...
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap