• türk petrol vakfı tarafından 1991 yılında neşredilen bir albüm-kitaptır.

    ahmet yakupoğlu, 1940’lann sonlarında başladığı ve sağlığı elverdiği sürece, kütahya’nın çoğu muhtemelen tarihe karışmış olan sokaklarını, camilerini, evlerini, çeşmelerini, hanlarını, hamamlarını ağaçlarını, dağlarını, derelerini ve yağlıboya tablolar halinde süre ırmağından çekip aldı. kütahya, bütün şehirlerimiz gibi betonarmeye teslim olmanın arefesinde, ahmet yakupoğlu’nun fırçasıyla ölümsüzleştirildi de denebilir. onun yaptığı, görünüşleri kurtarmaya çalışmanın ötesinde bir şey; sufiyane bir sezişle görünüşlerin arkasına geçerek şehrin ruhunu, yaşanmışlığını, derinliğini yansıtmaktı. bu tuvallerde tek bir motorlu vasıta yok, beton yok, gürültü yok. sanatın dünyasında, zamanın pençesinden kurtarılmış asude bir şehir; içimizi ısıtan zarif ahşap evler, ağaçlar, çiçekler, dağlar, sular...

    bu zengin koleksiyondan seçme eserler, türk petrol vakfı tarafından 1991 yılında "rengârenk kütahya" adıyla nefis bir albüm olarak yayımlanmıştı. hemen başında yer alan kitap çapındaki metin, yakupoğlu’nun aynı zamanda hiç de yabana atılamayacak bir kalem erbâbı olduğunu göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

    ahmet yakupoğlu’nun tek gâyesi, hiç şüphesiz, kütahya’yı sadece görüntü olarak kurtarmak değil, bütün hüviyetiyle geleceğe aktarmaktı.
hesabın var mı? giriş yap