*

  • robert enrico ile richard t. heffron'un birlikte yönettikleri 1989 yapımı film.

    adından da anlaşılacağı üzere fransız ihtilali'ni anlatan 360 dakikalık destanda marie antoinette'i jane seymour, georges jacques danton'u klaus maria brandauer, camille desmoulins'i françois cluzet canlandırıyor. yanısıra peter ustinov, claudia cardinale, sam neill, massimo girotti gibi ustalar da bu sinema şölenine eşlik ediyorlar.
  • fransa kültür bakanlığı'nın yardımlarıyla çekilmiş devasa bir belgesel.

    yıllar önce türk kanallarında parça parça yayınlanırdı da tarih seven manyak bir çocuk olarak televizyona kitlenirdim.

    akranlarım çizgi film falan takılırken böyle şeyler seyrettiğim için ailem bana bi acaip bakardı.

    yıllar sonra fransızca öğrenip youtube'dan orjinalini seyredince ayrı mutlu olduydum.

    kültür, tarih, sanat böyle bir şey işte. benim gibi bir gariban işçinin çocuğuna bile fransızca öğretecek kadar güçlü etkisi oluyor.

    ayrıca müzikleri de feci gazdır. insanın eline yabayı alıp halk devrimi yapası geliyor.
  • fransız devrimi ile ilgilensin veya ilgilenmesin, istisnasız herkesin izlemesi gereken belgesel filmdir. fransız devrimi namına yapılan büyük işlerden bir tanesidir. hep kitaplarda okuduğumuz tarihi/siyasi kişilikleri, olayları birazcık da olsa ekranda görünce insan, daha farklı bir lezzet ve heyecan duyuyor. yani robespierre veya danton'u kitaplarda okuduk vs. ancak ekranda jest ve mimikleriyle onları canlandıranları -ki oyunculuklar gayet iyiydi- görünce tadından yenmez bir güzellikte yapımla karşı karşıya kaldığınızı anlıyorsunuz.

    http://www.imdb.com/title/tt0098238/
  • bir gün boyunca hiç sıkılmadan izlediğim (tabii verdiğimiz molaları saymazsak) çekildiği yıllara göre oldukça kaliteli olan fransız ihtilali belgeseli. benim gibi bu olaya yeni yeni ilgi duymaya başlamış olanlara uyarı mutlaka üstünkörü de olsa sürecin nasıl başlayıp geliştiğine ve bittiğine (ki bu tartışılır) dair bilginiz olsun daha rahat izlersiniz.

    --- spoiler ---

    ah maxime ah maxime yaktın beni, o yıllarda ve o şartlarda bu nasıl bir cumhuriyet ve toplum felsefesi be adam! youtubedan izlediğinizde bazı yabancıların krala ve eşine ölümlerinden dolayı mı artık sempatik ve duygusal diyaloglardan ötürü mü bize yansıtılış şeklinden dolayı mı bilemem ama neredeyse bağlılığını ilan edip devrimi küçük gören bir hayli kullanıcı da vardı ne diyeyim ''çomarlık'' evrensel azizim. cehaletin milliyeti yok.
    --- spoiler ---
  • izlediğim en iyi tarihi belgesel serisidir.
  • fransız devrimini kronolojik sahnelerle anlatan 1989 yapımı tarihi drama. uluslararası oyuncularla çekilmiş belgesel tadı alacağınız film. fransız devriminde rol oynamış, tarihi kişilikleri tanıyorsanız daha da zevk alarak izleyebileceğiniz yapım.
  • “biz zalimin ayrıcalığını kırdık. yolsuzluğun kökünü kesip ortadan kaldırdık, güç hiçbir zaman bir insanda olmadı. doğum ve servet tekeline devletin tüm kademelerinde son verdik. kiliselerimizde, ordumuzda fransa’nın muhteşem gövdesindeki her yerde! alçak gönüllü adamı büyük ilan ettik. ve biz kölelerimize kendimize tanıdığımız özgürlüğü teklif ettik. ve tutuşdurduğumuz umutla dünya’ya geleceği inşaa etme görevi emanet ettik. bu savaşta bir zaferden daha fazladır. avrupa’nın kılıçları, topları ve süvarilerinden daha fazla... ve bu ilham... bu görev tüm insanlar için her yerde... bu özlem, bu susuzluk özgürlük için. hiç kimsenin yok etmesi mümkün olmayacaktır. hayatlarımız anlamsız olamaz! boşuna yaşamış olamayız!...”

    fransız ihtilali‘nin 200. yıldönümünde ihtilalin anısına çekilen 1989 yapımı bu muhteşem filmde, devrimin üç sac ayağından birinin, danton‘un mahkeme salonundan sonsuzluğa yankılanan sözleri bunlar. devrim tüm çocuklarını yuttuğu gibi onu da yutmuştu. kendisinin dediği üzere hiç olmazsa boşuna yaşamış olamazdı. tutuşturdukları ateş dünyanın dört bir yanındaki monarşistlerin dehşetle, korkuyla izledikleri ve bir gün kendilerini de yakacağını bildikleri bir ateşti. bu yüzden bu kadar kendinden emin konuşuyordu. biliyordu ki onların açtığı yolda nice imparatorluklar yıkılacak. demokrasi, insan hakları, özgürlüklerin sarsılmaz temeli inşaa edilecekti. öyle de oldu ama devrim kendi çocuklarına bile acımayacak kadar gaddardı. giyotin‘in kana doymayan keskin bıçağı onun da başını gövdesinden ayırdı. ama yine kendi deyimiyle “görülmeye değer” bir baştı. o görülmeye değer baş, yine kendi isteğiyle her gün rutin bir şekilde giyotinin gövdelerden ayırdığı kelleleri izleyen halka gösterildi.
  • 2 bölümden oluşan toplam beş buçuk saat süren etkileyici yapım. belgesel olarak geçmesine rağmen film tadında sürükleyici bir çalışma olmuş. uzun olduğu için birkaç parçada dizi gibi izlenebilir.

    ilk bölüm, aydınlanma çağı olarak geçiyor. 1788 yılından 10 ağustos 1792 tarihine kadar yaşanan olayları ve kral xvı. louis'in hapse atılışını anlatıyor. bastille hapishanesi'nin ele geçirilişi, halk meclisinin kabul ettiği jeu de paume yemini, insan ve yurttaş hakları bildirisi'nin ilanı ve fransa'nın ulusal marşı'nın (la marseillaise) doğuşu bu filmde çarpıcı bir biçimde işlenmiş. unutulmamalıdır ki, 1789 ve 1792 yılları arasında boy gösteren aydınlanma çağı, kanlı ve azap verici fakat bir o kadar da isyanı ve özgürlük arayışını körükleyen olaylara tanıklık etmiştir.

    ikinci bölüm, korkunç yıllar olarak geçiyor. mezbahane gibi önüne geleni hatta robespierre vaftiz babalığını yaptığı çocuğun anne ve babasını bile kesiyor. 1794 yılına kadar olan olayları anlatan film; dolayısıyla 16.louis'nin, marie antoinette'in, gerorges jacques danton'un ve camille desmoulins'in idamını da konu alıyor. valmy zaferi'nden 16.louis'nin idamına, 1.cumhuriyet'in ilanından marat cinayetine kadar dönemin bütün olaylarını içinde barındırıyor! korkunç yıllar, aynı zamanda, robespierre, danton ve desmoulins gibi isimlerin çatışmalarını da gözler önüne seriyor.
  • fransız devrimi'ni mükemmel bir biçimde anlatan, yaklaşık beş buçuk saatlik şaheser.
hesabın var mı? giriş yap