• 1880(bazı kaynaklara göre 1881)-1938 yılları arasında yaşamış alman yönetmen. önemli filmleri arasında raskolnikov, the hands of orlac ve ultimatum sayılabilir.
  • ilk sesli filmi 1930 da cektigi der andere dir. evettir.
  • alman sineması'nın ilk ekspresyonist filmi das kabinett des doktor caligari'nin yönetmeni.
  • 1873-1938 yılları arasında yaşamış ve alman sinemasında ekspresyonist (dışavurumculuk) akımın öncüsü olan yönetmen.

    robert wiene'nin sinemadaki yerini anlamak için öncelikle iki nokta büyük önem arz eder. 1. dönemin koşulları: robert wiene'nin işleri genellikle avrupa haritasını büyük ölçüde değiştiren birinci dünya savaşı dönemine denk düşer. savaşın ve hükümetlerin getirdiği sınırlamalar (gerek ideolojik, gerek fırsatlar çerçevesinde her türlü sınırlamadan bahsedildiği varsayılabilir) ve savaş sonrası dönemde yaşanan aksiyolojik değişimler kendisine sinemada da yer bulur. böylelikle ortaya dışavurumculuk akımı çıkar. tam da bu noktada ikinci önemli nokta karşımıza çıkar: dışavurumculuk akımı.

    sanat eserlerinde dış dünyayı yansıtırken bu dünyayı olduğu gibi temsil edilmesi yerine duygusal ögelere yer verilmesi, nesnellikten ziyade öznelliğin ön plana çıktığı bu akım sinemaya nasıl yansımıştır peki? bu noktada yönetmenin das cabinett des dr. caligari adlı yapıtından bahsetmek gerekir. nitekim wiener'i alman sinemasında dışavurumculuk akımının öncüsü olmasını sağlayan eseridir bu. filmin tamamı bir stüdyoda çekilmiş olmakla beraber set, düz ışığa boğulmuş ve farklı sahnelerde farklı ortamları oluşturmak; oluşturulan ortamı kişinin iç dünyası doğrultusunda şekillendirmek için yerler ve duvarlar boyanmış ya da boyalı bezlerle desteklenmiştir. filmde görünen sokakların, ağaçların, evlerin vs. bu yöntem ile stüdyo içerisinde oluşturulması tiyatrolarda rastlanır bir yöntem olsa da seyirci üzerinde oluşturulması amaçlanan etki açısından düşünüldüğünde son derece başarılı olduğu su götürmez bir gerçek olabilir. zaten filmin bu kadar ön plana çıkma sebeplerinden bir tanesi de akımın sinemadaki öncülüğünü üstlenmiş olmasıdır. kaldı ki filmden sonra bir de "caligarisme (kaligaricilik)" terimi doğar. basitçe bir filmde dekorun belirleyici öge olması anlamına gelir. ki yalnızca bu terimin kazanılmış olması dahi filmin önemine işaret eden güzel bir örnektir.

    bunun dışında filmi bu kadar önemli yapan etmenlerden bir diğeri de adeta hitler döneminin (bir bakıma) habercisi oluşu olabilir. nitekim sonu değiştirilmemiş versiyonda doktor caligari'nin tetikçiliğini yaptığını söyleyebileceğimiz uyurgezer cesare'ın prusya militarizmine ve hükümetin isteklerini doğrudan yerine getiren örnek vatandaş tiplemesine gönderme yaptığı söylenir. filmin sonu bu şekilde kalsaydı çok daha etkileyici bir bitiş sunabilirdi. ne var ki bu son farklı eklemelerle değiştirilmiş ve siyasi göndermesinden arındırılmıştır.

    wiene'nin dışavurumculuğu yansıttığı filmi das cabinett des dr. caligari ile sınırlı değildir. nitekim dostoyevski'nin ünlü romanı suç ve ceza'nın baş kahramanı raskolnikov'a değindiği raskolnikov ya da maurice renard'ın aynı adlı romanından uyarlanan orlacs hande filmleri de bu akıma birer örnek olarak verilebilir.

    raskolnikov hepimizin malumu ancak orlacs hande'nin dikkat çekici özelliklerinden bir tanesi de kamera ve derinlik kullanımı olabilir. nitekim karakterimiz ne zaman ruhsal çıkmaza girse kamera ona ve bu içsel çıkmazının doğrudan yansıma bulduğu jest ve mimiklerine odaklanır ve etraf karararak ekranda bir derinlik yaratılır. böylelikle kişinin geçtiği psikolojik süreçler, daha etkili bir şekilde seyirciye yansır/yansıtılır.

    ilk bakışta toplumsallıktan ziyade bireysellik ön plana çıkıyormuş gibi bir algıyı da beraberinde getiren bu filmler, odaklandıkları konular (karakterlerin bunalımları, kötümserlikleri, kaygıları, toplumsal ve bireysel çöküntünün ve çöküşün yansımaları, deliliğin sınırlarında dolaşmaları vs.) kadar bu konuları dile getiriş biçimleriyle de yalnızca alman sinemasının değil dünya sinemasının şekillenmesinde önemli bir yere sahiptir.
hesabın var mı? giriş yap