*

  • fransız yazar ve tarih araştırmacısı alain decaux tarafından kaleme alınan oyun; 1950 amerikasında savaş sonrası yaşanan toplumsal buhranda, soğuk savaşın ve mccarthyciliğin*` :mccarthysmkaçınılmaz etkisiyle ethel ve juliusrosenberg: rosenbergler`'in casuslukla (birleşik devletlerin atom sırlarını ruslara satmakla) suçlanarak, varolan histeriyi yok etmek için kasıtlı bir şekilde dört başı mâmur bir mekanizmayla idama gidişlerinin akıl almaz öyküsüdür.

    itü amatör tiyatro topluluğu oyun programından alıntılanmıştır.
  • türkiye'de ilk prömiyeri 1976'da istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları tarafından yapılmıştı. şimdi ikincisi, 2011-2012 sezonunda orhan alkaya tarafından sahneye koyulacak. oyunun müzikleri timur selçuk'a ait.
  • bu hafta içerisinde gittiğim ve özellikle oyunca performanslarını çok beğendiğim oyundur.
  • mazlum kiper'i, orhan alkaya'yı severiz sayarız ama; asıl ceren gedikali, erke tümer ve güneş gürpınar için heyecanla beklediğimiz, 11 ocak'ta prömiyeri yapılacak oyun.
  • "böylesine bir diktatörlükle yönetilen ülkemde bireyler üzerinde baskı kurularak, toplumda korku yaratılmak isteniyor."
    julius rosenberg

    prömiyeri, 11 ocak'ta muhsin ertuğrul sahnesi'nde yapılacak olan oyun.

    (bkz: mert tanık)
  • oyunu gittim gördüm izledim. tek kelimeyle harika! mazlum kiper, mert tanık, aslıhan kandemir, yeşim koçak, ali mert yavuzcan, murat coşkuner ve emektar osman gidişoğlu'nu gördüğümüz tüm oyuncuların çok iyi bir performans sergileyerek sizin de aralarına dahil olmanızı sağladıkları enfes bir şölen olmuş. öyle ki oyunun bir sahnesine gözlerimden yaşlar döküldüğünü biliyorum. daha önce hiç bir oyunda bu kadar yoğun duygusal ana denk düştüğüm bir sahne görmemiştim ya da oyuncular resmen beni içeri almayı başararak bunu gerçekleştirdiler. hepsine teker teker teşekkürlerimi sunarım.

    oyun sırasında çektiğim fotoğraflar için tıklayınız.
  • türkiye'nin şu andaki durumuna ışık tutan gerçek bir hikaye. oyunun gösterime alınması zamanlama olarak tesadüf değil. istanbul şehir tiyatroları bunu hep yapıyor, iyi de yapıyor.

    1945 amerika'sında (komünizmin terorizm olarak algılandığı bir dönemde) sırf anti-faşist düşüncede direndikleri ve sendikaya üye oldukları için kurban seçilen yahudi bir karı kocanın hikayesi anlatılıyor. atom bombası ilgili raporları rus'lara satmakla suçlanan rosenbergler, dönemin amerika başkanı harry s. truman ve saz arkadaşları tarafından idam cezasına çarptırılırlar.

    oyunda dikkat çeken unsurlardan biri de, ulusal bir televizyon kanalında haberleri sunan teyzenin kapitalizmin simgesi haline gelmesidir. bu karakterin sürekli siyah- beyaz kıyafetleri tercih etmesi de tesadüf değildir.
  • oyunun konusunu ve tarihçesini bilerek gittiğiniz vakit son derece etkili bir oyun.

    oyunculuklar bakımından en dikkat çekici karakter; avukat rolünü başarıyla sahneye koyan ali mert yavuzcan gibi duruyor. diğer herkes de hakkını vererek oynamış elbette.

    seyirci selamlama rejisi uzun olmakla beraber görsel açıdan gayet başırılı olmuştur. yönetmene selamlar.

    mazlum kiper ve osman gidişoğlu gibi emektar tiyatrocuların bu oyunda olması elbette ekibe ve seyirciye olumlu etkiler sağlamıştır, o kadar.

    orkestra son derece iyi olmasına rağmen 2 şarkı haricinde sahne geçiş müziklerini çaldı resmen, yazık o adamlara.

    ayrıca,

    oyun henüz yeni olduğu için teknik ve eylemsel olarak oturmayan ufak tefek aksaklıklar var, ama bunu da hoşgörmek gerek tabii. bir oyunun oturması için en aşağı 5 kez sahnelenmesi gerekli olduğunu herkes bilir. peki neydi o aksaklıklar; öncelikle dünyanın neresine giderseniz gidin, sahneye verilen sisin hiçbir zaman seyirciye ulaşmaması gerekir, yani kontrollu ve iyi bir fog machine'ye sahip olmak gerek. eee, şehir tiyatrosu bütçesi buna yetmiyorsa onbinlerce amatör tiyatro ne yapsın?

    oyuncuların, seyirciye arkasını döndüğü durumlarda seslerinin düşmesi, söylenen repliklerin duyulmamasına neden oldu.

    birkaç ufak tefek pürüz olmasına rağmen oyun oldukça iyidir. hatta ikinci kez gidilmesi gerekir.
  • ocak ayında şehir tiyatrolarında en çok boş koltugu bulunan oyundu..sadece rosenberglerin amerikalı yahudi bir aile oldugunu biliyordum izlemeden önce..hatta belki asılmazlar, amerika başkanı affeder falan diye düşündüm..ne kadar iyimserim..hatta safım.

    avukatın performansı gayet başarılıydı..hakimden nefret ettim..

    'bilmediğiniz bir şey var hakim bey solcuyum ve suçsuzum..' julius rosenberg.
  • inanılmaz derecede beğendiğim,etkilendiğim,beklentimin çok çok üstünde çıktığı için bitiminde çok mutlu olduğum oyundur.evet efendim burada tiyatroseverlere sesleniyorum,bu oyun mükemmel,gidin izleyin efendim.kaçırmayın böylesi güzel bir oyunu şehir tiyatrolarında..

    --- spoiler ---

    "demek hayatımı kurtarmam için, beni hayata bağlayan düşüncelerimi inkar etmem gerekiyor, öyle mi? bunu neden istiyorsunuz benden?" - ethel rosenberg

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap