• hissedilenleri hich bir zaman tam olarak yansitamayan
    sosyalleshmenin bir geregi olarak ortaya chikmish
    ve zorumluluktan standardize edilmish varliklar

    anlamsiz bi ifade etme ihtiyaci ichinde olmamiza neden olan; kayit tutulmasi ichin tasarlanmish harf dizinleri

    ha bi de
    sartre in otobiyografisine verdigi ad
  • kisiden kisiye farkli anlamlar ifade eden ve zaman zaman yanlis anlasilmalara sebep veren kendinizi ifade etmekte zorlandiginiz kelimeler toplulugu."keske guzel bir evim olsa" diye sesli dusundugunuzce,bir ciftcinin guzel bir ciftlik,bir is adaminin guzel bir villa hayal etmesi.
    "50 kisilik bir grup kalabalik olustururmu" diye sordugunuzda ise kimimizin bu 50 kisiyi bir tek odaya sikismis eglenmeye calisan insan toplulugunu hayal ederek bu sorumuza evet diye yanit verdigini ;tuttugu futbol takiminin maclarina her hafta giden bir kisiye sordugumuzda ise,50 kisilik grubu bir stadyumda hayal ederek goze bile batmayacagini dusunerek bu soruya olan cevabi hayir olacaktir.birde sozcukler soyleyene gorede o sozcukleri sarfeden birisine olan guvenilirliklede dogru orantilidir.bir jet ucagi kisa bir sure su altinda gidebilir dedigimde bir cok kisinin buna gulecegine ama bu soruya cevap veren kisinin deneyimli usta bir savas pilotu oldugunu dusundugumuzde ise en aznidan dusunmemize sebebiyet veren garip bir durum oldugunu goreceksiniz.
  • melih cevdet anday'ın şiir kitabı
  • 'words words words' der hamlet onu deli dusunenlere..uc defa tekrarlar, tekrarladikca anlami kaybolur, harfler yabancilasir.

    sonsuz sayidaki siyah satirlar ya beyinde ya da kagitlarda uzar, uzadikca uzaklasir insan yasamin ozune, alikoyamaz yine de aklini kendi tuzagindan. duser, dustukce kirilir, kendine batar yalnizca.
    hep sozcukler yapar, hep sozcukler

    (bkz: katil sozcukler)
  • bir anne sexton şiiri.. dönüp dönüp okumakla fayda sağlanabilecek bir şiir..

    " sözcüklere dikkat edin,
    olağanüstü olanlarına bile.
    çünkü olağanüstü için yapabileceğimizin en iyisini yaparız,
    kimi zaman sözcükler arı gibi sokarlar
    ve bir öpücük bırakırlar iğne yerine.
    parmaklar gibi değerli olabilir sözcükler
    ve kaya gibi güvenilirdir sözcükler
    kıçınıza sokarsınız onları.
    ama hem papatyalar hem de bereler gibi olabilirler.

    yine de severim sözcükleri.
    tavandan düşen güvercinlerdir sözcükler.
    dizlerimde oturan altı kutsal portakaldır onlar.
    sözcükler ağaçlardır, yaz'ın bacakları,
    ve güneş, ve onun tutkulu yüzü.

    ne var ki sözcükler sıklıkla yanıltır beni.
    söylemek istediğim o kadar çok şey var ki,
    bir sürü öyküler, betimlemeler, atasözleri, vb.
    ama sözcükler yetersiz kalır,
    yanlış olanları gelip öper beni.
    kimi zaman uçarım bir kartal gibi
    ama bir çalıkuşunun kanatlarıyla.

    yine de sözcüklere dikkat etmeye
    ve kibar olmaya çalışıyorum.
    sözcüklere ve yumurtalara özenle dokunmalı.
    bir kez kırıldılar mı olanaksızdır
    onarılmaları. "
  • turgay fişekçi editörlüğünde yayın hayatına başlayan yeni bir edebiyat dergisi.
  • adam sanat'in devami gibi mi olur acaba endisemin yerini "aman de ne guzel olmus" mutluluguna birakmasini saglamis dergi. bu derginin en son sayfalarindaki alisan capan tarafindan kaleme alinan yazilara dikkatinizi cekmek isterim. kapaginin ozensizligi de dikkatimi cekmistir, hakki misirlioglu'nun elinden ciktigi soylense de logo hakki bey icin cok geride kalmis bir is izlenimi vermistir. olsundur. dergi dergidir.
  • ilk sayısı mayıs 2006'da çıkmış, o zamanlar lise sonda olan bendenize çok sevgili edebiyat hocam nadir karakaş tarafından tanıştırılmış, iki aylık edebiyat dergisi. 2. ve hatta 3. sayısı çıkana kadar "acaba tekrar basarlar mı?" korkularıyla beklediğimdir. sözlük sayesinde bu korkumda yalnız olmadığımı da öğrendiğimdir.
    kapağının özensizliği ve iç tasarımı konusunda benim de önyargıyla yaklaştığım ve fakat ilk sayısındaki "neden çıkıyoruz?" başlıklı önsöz kıvamındaki yazıyı okuduktan sonra "siz de haklısınız be abi!" dediğimdir.
    "edebiyatın insani bir değer olduğunun bilincindeki belki de son kuşağız.
    bizden sonrakiler, giderek bir tüketim metasına dönüşen edebiyatın temsilcileri olacak, edebiyat değil, tüketim ürünü üretecekler.
    edebiyatın insan ve toplum için yaşamsal bir gereklilik olduğuna inanıyoruz.
    edebiyatın, sorgulama, eleştirme, uzlaşmama, yetinmezlik gibi temel değerlerinin de savunusunu amaçlıyoruz.
    sözcükler beğeni ve değer ölçülerimizi göstermek için çıkıyor. yaşanan kaos ortamının oluşturduğu değerler aşımına karşı edebiyatın değerini öne çıkarmak, yüceltmek istiyoruz.
    bu yüzden edebiyat ürünüyle okur arasına giren resim, fotoğraf, renk gibi görsel öğeler dergimizde gerekmedikçe yer almayacak. saf, som bir edebiyatın soluklanma alanı olacağız.
    bugünün dünyasında böylesi bir girişim "çocuksu" bulunabilir. biraz da bu duygumuza yandaşlar bulabilmek için, bir "ilk"e soyunduk ve dünyanın önde gelen yazarlarına başvurarak girişimimize destek olmaları için, "edebiyat ne işe yarar?" sorusunu yanıtlamalarını istedik. ilk yanıt alain de botton'dan geldi. yazısının aslı ve çevirisi bu sayımızda.
    celal üster'in mario vargas llosa'dan çevirdiği yazı da bu konuyla örtüşen kapsamlı bir yaklaşım.
    sözcükler daha çıkış aşamasında yazarlarımızca heyecanla karşılandı. bu heyecanın dergimizin sayfalarına da yansıdığını ve gerçek edebiyat okurlarınca da paylaşılacağını umuyoruz.
    sözcükler, yazarlarından güç alan bir dergi. arkasında yazarları ve okurlarından başka desteği yok.
    edebiyat sorulmamış sorular sorar, o soruların yanıtları ardından koşarken doyumsuz tatlar ve güzellikler yaratır. insan kişiliğinin ve doğasının bağımsızlık duygusunu yüceltir.
    edebiyatın temel değerlerine duyduğumuz bağlılık, sözcükler'in yayımlanmasının temel nedeni. adımız da bu nedenle edebiyatın ana gereci olan "sözcük"ten geliyor.
    sonrası?
    sonrasını birlikte göreceğiz."
    bu yazıyı okuduktan sonra samimiyetlerine inandığım, rafa çıktığı ilk gün alıp bir sonraki baskısını heyecanla beklediğim, içindeki özeni hissettiğim dergi olmuştur.
    her ay değişmekle birlikte çekirdek yazar kadrosu cevat çapan, cemil kavukçu, server tanilli, alişan çapan, besim dalgıç ve arada sırada nedim gürsel çevresinde dönmektedir.
    saman kağıda basılan, her ay farklı bir kapak rengiyle çıkan ve bu renkler kütüphanede yan yana dizilince çok sempatik duran, minik boyutlu okunulası dergi.
hesabın var mı? giriş yap