*

  • turk musikisinde bir makam adidir
  • anlamı gönül,kalp* ateşi*'dir.
  • turk musikisi makamlari arasinda en degerlilerinden biridir. huznu ve gonul kirikliklarini cok guzel $ekilde ifade eder. suzildiden cok sayida guzel eser bestelenmi$se de $uphesiz makamin $aheserleri tanburi ali efendinin bestelemi$ oldugu suzidil takimdir.
  • http://www.hurriyet.com.tr/yasam/5139240_p.asp

    tanburi ali efendi, klasik türk musikisi’nin son klasik bestekárlarındandı. 1836’da midilli’de doğmuş, istanbul’da, izmir’de ve manisa’da geçen ömrü 1890’da izmir’de noktalanmıştı. ailesinden yedi-sekiz kuşak boyunca háfızlar çıkmıştı ve aile geleneğine uyularak küçük yaşında háfız yapılan ali efendi olağanüstü sesiyle kısa zamanda şöhret kazandı.

    ilk gençlik günlerinde, gönlünü midilli’nin en güzel kızına kaptırmıştı. kız ailesinden istendi fakat umulmayan sertlikte bir red cevabıyla karşılaşıldı ve karşı taraf kızı eve kapatıp genç háfızla görüşmesi yasaklandı.

    ali efendi için, artık kendisine dar gelen adayı terketmekten başka çare kalmamıştı. gittiği istanbul’da aşk yarasını ilimle tedaviye çalıştı ve medreseye kapılandı. sultan aziz zamanında saray müezzini oldu. beş yıl kadar sonra ise iyice yükselmiş ve padişahın ikinci imamı yapılmıştı.

    ama, sarayda yaşadığı debdebeli hayat, ali efendi’ye aşk acısını unutturamadı. sık sık hasretle gözyaşlarına boğuluyor, sevgilisi ile midilli’de geçirdiği günleri düşündükçe de kalbi yanıp tutuşuyordu. bir ramazan ayının ilk günlerinde aşk acısı kendiliğinden musikisine aksetti ve vaziyetine uygun bir makamdan, "gönül yakıcı" anlamına gelen "suzidil" makamından eserler bestelemeye başladı. ali efendi, bayrama birkaç gün kala, suzidil makamından koskoca bir fasıl yapmıştı.

    tanburi ali efendi’nin hem kendi ismini, hem de midillili güzel sevgilisinin hatırasını ölümsüzleştirdiği bu eserler günümüzde de zevkle icra ediliyor. "yandıkça oldu süzan kalb-i şerer-feşánım / oldu yine alev-riz dağ-ı gam-ı nihánım" sözleriyle başlayan suzidil makamındaki meşhur şarkı, ali efendi’nin bu bitmeyen aşkını yansıttığı eserlerden biridir.
  • seyri inici bir makamdır. önce hüseyni, sonra buselik sesini ikincil durak olarak kullanır. donanımda dik acem, nim zirgüle ve nim hisar seslerini gösteren işaretler yer alır. genellikle kaba nim hisar ve tiz nim hisar sesleri arasında gezinir.
  • terkibi sanılanın aksine ne zekâi dede'ye ne tanburi ali efendi'ye aittir, lale devri bestekârlarından abdülhâlim ağa - ki ölümü diğer iki bestekârın doğumlarından sırasıysa 22 ve 34 sene öncedir - bu makamdan tarifsiz bir beste ile çıkagelmiştir:
    (bkz: hırâmân ol çemenlerde)
  • güzel bir kadın ismidir aynı zemanda.
  • "bendeki suzidil var mıdır acep
    tutuşup can veren pervanelerde?"

    rıza tevfik bölükbaşı
  • internette bir yerde gönül yarası anlamına da geldiğini okumuştum ama nerede okudum, siteyi bulup teyit edemiyorum.
hesabın var mı? giriş yap