133 entry daha
  • sümer kentlerinde , meclislerde siyasi kararların alınma şekli ve zamanla kalıcı krallık düzenine geçiş:

    " ... eşitlikçi bir kurum olan meclis görülmemiş derecece geniş bir özgürlüğün özürlerini de taşıyordu. çoğunluğun oylama yolu ile dile getirilen iradesine boyun eğme bilinmiyordu. mecliste görüşmeler, yaşlıların rehberliğinde, oybirliğine yakın bir görüş birliğine ulaşıncaya dek sürüp gidiyordu. bu görüş birliği, gerçek bir anlaşmaya ulaşılmasının ya da kitle coşkusunun bir sonucu olarak sağlanmış olabileceği gibi, güçlü bir grubun savunduğu eylem çizgisinde birleşen muhaliflerin sağgörülü çabalarının bir sonucu da olabilirdi. hangisinin ürünü olursa olsun, kolayca ulaşılamayan bir sonuçtu. hızlı bir karar alıp belirli bir amaç yönünde kesin bir eylem göstermenin gerektiği ivedi bir durumda, mezopotamya kenti, roma cumhuriyeti gibi, kendini bir diktatörün eline teslim etti. bu kimseye sümer'de "büyük adam" anlamına gelen bir sözcükle "lugal" dendi; ve bu sözcüğün kral biçiminde çevrilegeldiğini görüyoruz.

    krallık ise "bala" sözcüğü ile "geri dönüş" ya da "aslına dönüş" anlamına gelen bir sözcükle kullanılıyordu. bir başka deyişle krallık görevi, sınırlı bir süre için üstlenilen bir görevdi. ivedi durumun sona ermesiyle, yetki meclise geri verilirdi. ne var ki uygulamada, kentler büyüyüp sayıları artınca ivedi durum tehlikesi ortadan kalkmaz oldu. sınır oluşturan tarlalar, akaçlama ve sulama sisteminin yarattığı sorunlar, ikmal kaynaklarının yol güvenlikleri sağlanarak korunmaları gibi sorunlar, komşu kentler arasında tartışma konuları durumuna gelebilirdi. umma ve lagaş (kentleri) arasında, birkaç tarla için girişilen boşuna ve yıkıcı savaşın beş altı kuşak boyunca sürüşünü izleyebiliyoruz. bu koşullar altında, bazı kentlerde krallık, sürekli bir kurum durumuna gelmiş görünüyor." *
  • sümerler spermi ve suyu ayırmazlar: bir sözcük her ikisini de karşılar. nasıl ki su toprağı verimli kılıyorsa, spermde de yaratıcı bir taraf vardır.
    onlara göre verimlilik ve su arasındaki bir başka bağlantı da, doğumdan önce gelip doğumu müjdeleyen “doğum suyu”dur. bir pasajda, tatlı suların tanrısı enki‘ye, amniyon sıvısındaki güç olarak şöyle dua edilir:

    “ey enki baba, tohumlanan ülkeden fırla
    ve en iyi tohumu etrafa yay
    ...
    benim iyi keçimden dışarı fırla
    ve iyi bir oğlak doğur!

    sen ıslatılmış tarladan, benim iyi tarlamdan fırladığında
    yüksek çölde tahıl öbeklerini yığabilirsin.”
    (bkz: thorkild jacobsen)
98 entry daha
hesabın var mı? giriş yap