• (bkz: sut kardes)
  • al bak çocuk doğurdum sende emzir bütün boktan huyların çocuğa geçsin zihniyetiyle oluşturulmuş kurum, kuruluş.
  • anne yarısı. yani teyze. kısacası annenin kardeşi. süt annenin çoçuğuda kuzeniniz oluyor. hayırlı olsun.
  • (bkz: suthane)
  • sütü yetersiz olan annenin yerine bebeği emziren kişiye verilen isimdir.
    (bkz: süt kardeş)
  • benim dünden beri yeni sıfatım. boşuna annelik denmiyormuş anladım. dün gece yiğenim doğdu. annenin haliyle hemen sütü gelmiyor. emzir misin, emzirir miyim, derken emzirdim. emzirmek o emzirmek. gece kendi bebeğimi emzirirken aklım bir yandan yiğenim de. pardon süt oğlumda. ben ki kırk yıl düşünsem anne olacağım aklıma gelmezdi. süt anneliğin aklıma gelme ihtimalini varın siz düşünün. aç mı, doydu mu, uyuyor mu? çocuk delisi insanlar vardır. misal itaatsiz. öyle biri olsam diyeceğim ki öylesine bir sevgi. ama değil. garip bir bağ oluştu. öyle ki bu akşam bebeğimi uyutup babasına bıraktım bir koşu gittim süt oğlumu emzirdim geldim.

    artık oğlumun bir süt kardeşi var. nicedir demode olan bu kardeşlik bakalım nasıl olacak?
  • bir kadin çocuk doğurduğunda sütü yetersizse ve çocuğa paso inek sütü dayamışsa, kafayı karıştıran kavramdır.
  • talak 65:6 'da hz.muhammed süt anneliğin yolunu açan sözlerini şöyle dile getiriyor:

    o kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıştırmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. şayet gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onları besleyin. sonra sizin için emzirirlerse ücretlerini verin ve aranızda güzellikle konuşup danışın. güçlük çekerseniz çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.

    serbest yani... günah değil.
  • en güzel duyguların insanıdır. düşünüyorum da süt annem olmasaydı çok daha monoton bir hayatım olurdu. benim süt annem resmen macerayı seven adam'ın dişi versiyonu. mesela, seneler evvel eşi vefat ettiğinde yalnız kalmaması için evcil bir hayvan hediye etmek istemiştim. kedi köpek tüy döker, kuş kafa ütüler filan derken bana başka seçenek bırakmadığı için şirin bir kaplumbağa almıştım. her gittiğim zaman akvaryumuna yeni bir kaç oyuncak, palmiye ve yem alıyordum. bir keresinde aldığım yem bozuk olduğundan mıdır nedir fena kokuyordu fakat önemsememiştim. süt anne koku kaplumbağadan geldi zannettiği için bir şekilde alıp götürmem için beni aramış fakat ulaşmamış. o esnada satın aldığım dükkana hayvanı götürüp geri vermek istemiş. adam geri almayınca gerisin geri eve dönerken yolda bir süper markete uğramış. ev için gerekli alış verişini yaptıktan sonra aklına çok acımasızca bir fikir gelmiş ve küçük bir kapta olan kaplumbağayı gözükebilecek bir rafa bırakmış. yani bildiğin bebeğini cami avlusuna bırakan kadınlar gibi elli yaşından sonra maceraya girişmiş. ben eve uğradığımda hüngür hüngür ağlıyordu. ne oldu diye sorunca durumu anlattı. kadıncağız resmen evladını ulu orta yerde bırakmış gibi pişmanlık duyuyordu. bir koşu gittim buldum gariban kaplumbağayı. anladık ki hayvan değil yemi kokuyormuş. bir kaç hafta sonra bir baktım ki kaplumbağaya eş almış ve hayvanları marulla besliyor.

    - ahahaha, süt anne ne oldu? bir taneye burun kıvırıyordun?
    + sen sus zibidi! hayvan yalnız kalınca travma geçirmiştir, yalnız kalmasın intihar filan eder mazallah!
    - ohaa :) resmen görücü usülü gelin yapmışsın bizim oğlana, hayatını kararttın garibanın.
    + sen ne anlarsın eşek herif. yalnızlığı ben bilirim.
    - :((
hesabın var mı? giriş yap