sıçrama
-
maddenin uzayda anında* bir yerden başka bir yere aktarılması*. yani zaman geçme*den* ve uzayı aşmadan* uzay yolculuğu*. (bkz: zamanda kesiklilik kuramı).
manyak uzay,sonunda, aldım verdim ben seni yendim*. -
canlandirmada bir nesnenin tek karede gorunmesi ve kaybolmasini saglayan efekt.
-
(bkz: bump-in / bump-out)
-
(bkz: sıçramak)
-
askerde de kullanılan bir terimdir. kısa mesafe koşuşlarla hedefe yaklaşmayı ifade eder.
-
(bkz: splash)
-
evrim hep doğum sancısı ve çamur; sadece belirsiz kısa anlarla sıçrama. o doğa/mama bakımdan evrimle eşzamanlı gerilik, ilkellik, bazen karşı devrim gibi karşı evrimler oluyor. evrime itaatsizlikte ısrar yeteneğimiz var. uygarlıkta zamanla doğudan batıya veya başka şekilde lider değişimlerini, uzun bayrak yarışlarını görüyorum, ama cennetin dünyada kurulmasını*, uzun asudeliği ummuyorum.
phorkyas:
"bu çıplak, kanatsız melek, hayvan değil, ancak yırtıcı*
bir hayvan gibi sıçradı katı toprağın üstüne, toprak
onu fırlattı yukarı, ikinci, üçüncü sıçramada
yüksek kubbeye* değdi.
kaygıyla bağırdı annesi: istediğin gibi sıçra,
ancak uçmaya kalkışma, özgür uçuş sana yasak.
uyardı onu babası içtenlikle: yerde titreşim gücü var,
budur seni yukarı fırlatan, basınca ayağını yere
toprak ananın oğlu antaus gibi güçlenirsin, sen de.
o da böyle kayaların üstünde bir kıyıdan
öbürüne gider gelir, bir top gibi sıçramaya başladı.
birden dik bir uçurumun yarığında görünmez oldu,
yitirdiğimizi sandık onu. anne ağladı, baba avuttu,
ben de omuz silkerek kaygıyla durdum, yine göründü!
(...)
elinde altın lir, küçük bir phoebus gibi,
kıvançla kıyıya, çıkıntılı yere geldi, şaştık biz,
annesi, babası sevinçlerinden birbirini kucakladı.
neydi onun başında parlayan? göz kamaştıranı açıklamak güçtür" goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap