• özellikle uzaktan eğitimin önem kazandığı bu günlerde miyadını doldurduğunu iyiden iyiye hissettiren sistemdir. ben bu konuya takığım o yüzden hep yazıyorum bu yüzden daha önce okumuş olabilirsiniz, gerek itü'nün gerekse bilkent'in gerekse aöf'ün başlıklarında buna benzer argümanları dile getirdim, getirmeye de devam edeceğim.

    şimdi, sınav sistemi dediğimiz alamet-i farika özünde sizin o saat ve tarihte, öğretmeniniz tarafından sizi ölçme amacıyla sorulmuş muhtelif sayıda sorunun yanıdını bilip bilmediğinizi sorgulayan bir sistem. bu sistemin bu kadar tercih edilmesinin sebebi yanıdı belli olan sorular sorulduğu için değerlendirme süresinin kısa olması. bir diğer deyişle, öğrenci sayısı fazla, bu sistem ise kısa sürede not vermemizi sağlıyor.

    ama bu sistemin ne kadar efektif olduğu sorusuna geldiğimizde çok ciddi gerçeklerle karşılaşıyoruz. bu sistem eğitiminizi bütüncül (gestaltif) biçimde almadığı için çoğu zaman "sınavdan sonra unuttum herşeyi" sendromuyla karşılaşıyoruz. zira öğrenciler sorulara doğru yanıt verebilmek için bilgileri ezberliyorlar sınava giriyorlar - bilgisayar terimleri ile konuşursak belleğe atıyorlar ama diske yazılan bir şey olmuyor - ya da "attım hafızaya girdim sınava beyin bedava" diyebiliriz bu duruma.

    dahası bu türden bir "doğru yanıt obsesyonu" ile hareket edildiği için öğrenci konuyu anlamak ve kavramak yerine notları ezberleyip, uygun patern geldiği zaman onu "yapıştırma" üzerine bir çalışma/öğrenme metodu uyguluyor. aslında öğrenilen bir şey yok, sadece kısa süreli hafızanın bilgiyi hayatta tutma süresini arttırıyoruz. bu da daha sonra, eğitim dönemi bittikten sonra yani, yetişkin birer birey olan öğrencilerin yeni şeyler öğrenmesini zorlayan, hatta imkansız hale getiren, bir duruma yolaçıyor. zira öğrencinin kafasında öğrenmek hala ve hala "ezberlemek" ile eşdeğer halde bulunuyor.

    gelelim kopya meselesine. yinelemek gerekirse ben zaten bu türden bir sistemin bir şey ölçtüğüne inanmıyorum. eğer ölçseydi bu ülkenin mümtaz üniversitelerinden 4.00 ortalama ile mezun olan bireylerinin gerek insanlık bilimleri, gerekse pozitif bilimlerde yeni ufuklar açması gerekirdi. ben böyle bir şey göremiyorum ne yazık ki. kopya dediğimiz şey bozuk olan bir sistemin getirdiği bir sorun. çünkü sınav sistemi özünde size dönem içinde öğretilen müfredatı umursayan bir sistem değil. siz o sorulan sorulara doğru yanıt verebiliyor musunuz onu yorlayan bir şey. dolayısıyla önceden, sorulacak soruları tahmin edip onlara çalışmak ya da sınav sırasında muhtelif kaynaklara erişim riskli ama efektif bir strateji haline geliyor.

    gerçek dünyada ise alanınızda bir çalışma yaparken doğal olarak "yahu tüm bilgiyi kafamda mı tutacağım" diyerek gerek google, gerekse referans kitaplarına başvurabiliyoruz ve doğru da yapıyoruz. günümüzde bilgi o kadar yoğun halde ki baştan başa hepsini "bilmek" mümkün değil. ama o bilgi yığını içerisinde epistemolojik bir harita oluşturup neyin nerede olduğunu, sorulacak doğru sorunun ne olduğunu bilmek aslında bizi o doğru yanıda ulaştıran anahtar nokta oluyor.

    işte bu yüzden öğrencinin bir şeyler ürettiği, dönem içerisinde gördüğü tüm bilgiyi kullanmak ve işlemek zorunda kaldığı proje/ödev/ürün bazlı bir sistemin gelmesi gerekiyor. bir konuda siz, ben, karşı komşu ve diğerleri aynı şeyi düşünse bile bunu aynı biçimde ifade edemez. dahası öğrenilen bilgi eğer bir bütün oluşturmuyorsa bu durum ancak ve ancak bu bilgiyi işlerken/kullanmaya çalışırken ortaya çıkan bir durum olduğundan öğrenciye geribildirim veren de bir sistem.

    yani örnek üzerinden gidersek ben kant etiğini anlamamışsam, sözgelimi covid-19'a verilen tepkilerin kant etiği bağlamında değerlendirilmesi konusunda bir şeyler yazmaya çalışırken doğal olarak tıkanacağım demektir ve bu da beni konuyu tekrarlamaya, o kitabı tekrardan okumaya itecektir. ki bu türden bir araştırma benim covid-19'a verilen tepkileri araştırmamı, onları etik bağlamda incelememi ve kant etiği ile kıyaslamamı sağladığı için diğer kavramları da zorlar ama "kant etiği nedir, örneklerle anlatınız" sorusu bu türden bir dizgi izlemez.

    tüm bunları söyledikten sonra, hatalı da olabilirim. belki benim çözüm olarak gördüğüm sistem daha büyük sorunlara da yolaçabilir - sınav sisteminin benim bilmediğim bir hikmeti vardır. en nihayetinde ben bir başıma bir insanım, hata yapmış olabilirim. böyle yaptıysam affola.

    okuduğunuz için teşekkür ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap