• oltanin ucuna yalanci bi balik asilir ve teknenin arkasindan 25 metre mesafe birakacak sekilde olta denize sallandirilir.yalanci balik ne cok yuzeyde ne de derinde olmalidir.kuyrugu da piti piti oynamalidir.tekne rolantinin bi ustuyle yavas yavas seyir ettirilirken vuracak potansiyel levrekler beklenir.balik en cok gun dogarken yahut gun batarken oynadigi icin bu saatler livari doldurmak icin birebirdir.bodrum balikcilarinin cok kullandigi bir tekniktir.tek cikista 27 tane levrek toplamis bi balikci hikayesi bile dinlemisligim vardir ama ne kadar gercek ne kadar avci hikayesi bilinmez tabi.
  • buyuk balik yakalamak icin ideal bir yontemdir sirti cekmek.
    soz konusu faaliyet icin gerekli olan nesneler*: kayik, motor ya da kurek, misina, rapala, kasik ya da canli balik*, bicak, sigara, kolay sonmeyen duzgun bir cakmak ve kesinlikle ama kesinlikle sudur*.
    balik tutma garantisi yoktur o yuzden amac karin doyurmak ise baska balik tutma yontemleri* denenmelidir. cunku sirtidaki asil mesele buyuk baligin pesinde olmaktir. denizde oldugunu bildiginiz o tosun gibi baliklari**** yakalayabilme, o mucadeleyi yasayabilme dusuncesidir. basarili olundugunda duyulan haz* 60 gun boyunca eve eli bos gelmenin utancini unutturacak turdendir.
  • (bkz: kaşık)
  • sırtı bir ege tabiridir. kaşık çekmek olarak da adlandırılan ve kaşık, yapay balık, silikon veya canlı/ölü balık ile yapılan tekneden hareketli avcılık. (aslında canlı yemle yapılan bu tip avcılığa uzun olta denir ve menşei istanbul boğazı'dır.)

    genellikle sığ ve dibi kayalık, kırmalık yerlerde tekne ile hareket halinde yapılan bir av çeşididir. karadan da yapılır bazen. maksat avcı balığın dikkatini çekip yapay yeme atlamasını sağlamaktır. kaşık bu avlarda çok parlak olmalıdır. ve tekne genelde 2-4 deniz mili hız ile seyretmeli ve suyun derinliğine göre takımda kullanılacak kıstırma ve iskandil ağırlığı iyi ayarlanmalıdır. nispeten yüksek hızlarda olta olması gerektiğinden daha yukarı kalkar, düşük hızlarda ise dibe ineceğinden dolayı takımı dibe takmak kaçınılmaz olur.

    olta her avda en azından 25 kulaç denize salınmalıdır ve özellikle yar başlarında, kumlukların kayalıklar ile birleştiği hatlarda gün ışığında avcılık yapılmalıdır. çok sığda çok uzun misina bırakmak takımınızı fazla dibe indirir. aslen kaşık dipten bir kulaç yukarıda gelmelidir. bu takım ile lüfer, akya, sinarit, palamut ve levrek yakalanır. tabi ki avlanma derinlikleri, kaşık numarası ve takım kalınlığı ile ağırlıklar hep değişmek durumundadır. sinarit ve akya gibi iri balıklarda bazen iki kaşık arka arkaya halkalarından bağlanır ve en sondaki kaşığın arkasına takılır iğneler ki hem daha büyük balık görüntüsü versin hem de oltaya gelen balığın dişlerinden takım korunsun.

    bu iş ayrıca sadece kaşık tipi parlak metal balık şeklindeki yapay yemlerle değil, rapala tabir edilen balsa ağacından mamul yapay balık veya plastik sübye gibi diğer tip yapay yemlerle yapılan avcılığa da "kaşık çekmek" veya "sırtı çekmek" olarak adlanır demiştik. bu alanda da en verimli yapay balıklar; lüfer, kofana ve palamut/torik için yo zuri tobimaru modelinin sırtı yeşil veya siyah olanı, rapala husky jerk ün firetiger modeli ve maria princess in klasik mavisi olarak belirtilebilir. sinaritte ise rapala sliver turuncu ve mavi, rapala x rap firetiger önemlidir. kaşıkta ise fransız söğüt yaprağı tipi kaşıklar ve vmc damalı kaşıklar çok avcıdır.

    bulanık ve koyu yeşil renk almış su durumunda kaşık rapalaya göre daha iyi çalışacaktır. ancak gece avcılığı, öğlen açık havalarda ve berrak sularda yapılan avlarda çeşitli renk ve modellerle yapay balıklar daha iyi bir alternatiftir.

    son not olarak; 15 metreden derin sularda rapala gezdiriyorsanız bu derinlikten sonra kırmızı rengin görünmeyeceğini unutmayınız. mavi, yeşil, sarı, lacivert gibi renkleri tercih ediniz.

    not: canlı yemli hazırlanan uzun olta tipi avcılık daha meşakkatli olsa da daha verimlidir çoğu "kaşık" balığında. ama balık bol ise veya nazlı gelmiyor ise kaliteli bir kaşık takımı da suyuna göre çok iyi çalışabilir. avcı balığın az olduğu durumlarda yem balığı çok olacağından dolayı, balık yapay yeme atlamaz, illa ki canlı yem ister taze taze.
  • karadeniz'de bu işin adı sürtme'dir. levrek yapan kayalık bölgeler ya da dere ağızlarında silikon sahte veyahut kaşıkla yapılabilir. levreğin yemlenme saatleri olan sabah ve akşamları tutma ihtimali daha yüksektir. ancak nispeten pahalı olan kaşık ve sahteleri kayalıklara ya da dere ağzındaki kök, yosun gibi çıkıntılara taktırma ihtimali keyif kaçırır. karadeniz'de bu şekilde levrek almaya çalışan pek azdır. asıl sürtme işi palamuta yapılır. çingene boyutunu aşan hayvanlar palamut olduktan sonra 2-3 hafta kadar daha 2-3 milde yemlenirler büyüdükçe açılır ve boğaza kaçarlar. ki bu vakit ağustos sonu eylül başına denk gelir. palamuta sürtmek için kullanılan takım paraketadır. ancak karadeniz'de kanca sayısı (25'li ya da 50'li) söylenerek yine çapari diye adlandırılır. bu çapariyi açmak, toparlamak ve denizden çekip geri atmak bayağı zahmetlidir.

    sürtmeyle palamut avcılığı tekniğinin teorisi şu şekilde işler. öncelikle kayıkla nöbet tutar gibi dolaşılır. aranan oynaktır. palamutlar sürüler halinde yavru balıkların (gümüş, istavrit vs) peşindedirler. korkan yavrular kendilerini yüzeye vururlar, onları takip eden palamutlar da suyun yüzüne vurup 25-30 santimetre kadar havaya sıçrarlar. işte böyle bir oynak görüldüğünde hıza oynağa doğru yol verilir. ustalık buradan itibaren devreye girer. dümenci oynağa yeterince yaklaştığında hızını 2 mile kadar düşürüp kayığın başını oynağın çevresinden geçirip sadece misinayı oynağın içerisine sokmalıdır. oynak, zinhar, motor suyu görmemeli, yoksa balık dibe kaçar. kancalar oynağın içine girince ilk vuruş anı beklenir. burada bir parantez açmak gerekiyor. dümenci balığın diplemesi, kurşunun ağırlığı gibi faktörleri göz önünde bulundurarak kayığın hızını ona göre ayarlamalıdır. diplemeyen bir sürü varsa ve kurşun ağırsa (600-700 gram civarı) hız artırılarak iğneler yukarı çıkarılmalıdır. diğer ağırlıklar ve balığın konumu gözlenerek hız yine ayarlanır. maksat en çok iğneyi en çok balığın olduğu noktadan geçirebilmektir. aksi takdirde aynı oynağa girdiğiniz usta balıkçılar 25-30 palamut alırken sizin 3 palamutta kalmanız doğal bir olay olacaktır. her neyse, ilk vuruş alındıktan sonra ivedilikle tam yol verilmeli ve takip eden balıkların da kancalara takılması sağlanmalıdır. burada da bir ince nokta var. palamuta çıkan ufak kayık takımındaki ideal personel sayısı ikidir. bir gözcü ve bir dümenci. gözcü ayakta oynak kovalarken asıl işi dümenci yapar. misinayı da tutarak ilk vuruşu anında hissederek yol verir. gözcünün aynı zamanda misinacılık yaptığı durumlarda aradaki iletişim kuvvetli olmalıdır. dümenci hemen yolu vermeli birkaç saniyelik aralık olmamalıdır. bir süre tam yolda ilerlendikten sonra artık misinada ağırlık artışı olmuyorsa kancanın sonu sürüden çıkmış demektir. sıra balıkları temizlemeye geldi. gözcü misinayı kayığa doğru yanaştırır. ilk iğneyi ıskarmazo ya da uygun bir yere iliştirdikten sonra diğer iğneleri tek tek çeker. dümenci ise misinanın kayığa çekildiği yöne doğru kayığı döndürür. kayık genişten daireler çizmeye başlar. misinacı balığı temizledikçe iğneleri tek tek suya bırakır. kayık doğru açıdaysa atılan iğneler suda bir u çizerek birbirlerine dolaşmadan kayığın arkasında sürüklenirler.

    elbette bu iş bir süre tecrübe kazanılarak mükemmelleştirilir.
  • dip sırtı, orta su sırtı ve yüzey sırtı olmak üzere 3 farklı yöntemi olan balık tutma tekniğidir. 3 yöntemin de misina kalınlığı, kurşunu, yemi (sahte yada canlı) farklıdır.hedef balığa göre teknenin hızı da farklı olacaktır.
    ege bölgesinde sırtı yöntemi ile yakalanan balıklardan aklıma gelenler ve yakaladığım yerler şöyledir; zargana (dikili), levrek(salihleraltı), sinarit(daha yakalayamadım), barakuda(zeytineli), lüfer(bademli), palamut(dikili), torik(bademli).
hesabın var mı? giriş yap