• ankara üniversitesi dil ve tarih-coğrafya fakültesi tarih bölümü
    türk tarihi hakkında yaptığı çalışmaları ile tanınan şahıs. orta asyada ki önemli arkeolojik çalışmalara katılmış ve türk tarihi hakkında kıymetli eserleri vardır. eserlerini bazıları;
    milli mücadelede gaziantep- ankara 1989
    kök türk tarihi- ankara 1999
    uygur türkleri tarihi ve kültürü- ankara 2000
    tarihte ve günümüzde kirgiz türkleri- ankara 2002
    türk cumhuriyetleri ve topluluklari tarihi- ankara 2003
  • ankara üniversitesinde genel türk tarihi ve kültürü profesörü.

    islamdan önceki dönem türk tarihi üzerine çalışmaları vardır. uygur türkleri tarihi, kök türk tarihi, şamanizm ve eski türk dini gibi eserler kaleme almıştır.
  • (bkz: dil ve tarih coğrafya fakültesi) tarih bölümünün önemli simalarındandır. kök türk tarihi, uygur tarihi, kırgız tarihi, türk dünyasının meseleleri, türk kültür tarihi gibi tamamı seçmeli dersler vermektedir. genellikle öğrenciler, saadettin gömeç derslerini almaya çekinirler ve derslerini dönemlik olarak alan kişi sayısı ortalama 10 ila 15 arasındadır. bu derslerden başarılı olmak için, eski türk tarihi ve kültürüyle ilgili bir genel kültüre sahip olmak dışında, sınavdan önce ders kitabını komple hatim etmek gibi nitelikler gerekmektedir. filhakika, sınavda tek bir soru gelecektir. sert görünümünün yanında esprili ve iyi kalpli bir profesördür. ideolojik ve bilimsel anlamda türkçülük'ün yaşayan temsilcilerindendir.
  • bir dersinde dünya tarihinde iki önemli ırk vardır demişti. çinliler ve türkler olmak üzere garip.
  • bayan kişilerle arası iyi olan bu değerli? hocanın sınavlarından ya 1 ile 10 arası notlar ya da 90, 100 gibi notlar alırsın.. terazisi farklı zannımca... bilmeyenlerin uzak durması gerekir
  • avrupa birliği, amerika birleşik devletleri ve nato karşıtı türkçü akademisyen.

    "... avrupa birliği rüyasının hüsranla biteceği ayan beyan ortada iken, belki türk cumhuriyetlerinin büyük bir kısmının içerisinde bulunduğu şangay işbirliği örgütü'ne girip, bölge ülkeleriyle münasebetleri kuvvetlendirmenin zamanıdır. çin aslında türkiye ve türk cumhuriyetlerinin ekonomilerini tehdit ediyor gibi gözüküyorsa da, yakın gelecekte bizim için önemli bir pazar da olabilir. buna binaen çin'in ve rusya'nın tarihi düşmanlıklarını unutup, ab ve abd'ye tavır takınması açısında bu oluşum son derece mühimdir. işin aslına bakılırsa, yakın gelecekte türkiye'nin menfaatleri ab ve abd karşıtlığıdır.

    bu iki siyasi teşekkül dünyanın ekonomik kaynaklarını en çok tüketen, en fazla silahlanan ve silah satan ülkeleri olduklarından, kendilerine yeni sömürgeler yaratmak düşüncesindeler ve bunda da orta doğu ile türkistan coğrafyası başta gelmektedir.

    kafkasya, balkanlar ve orta doğu'nun kesişme noktasında bulunan türkiye'nin çıkarları son yılalrda sürekli abd ve ab ile ters düşmektedir. bölgeye yönelik yatırımlarda, bu ülkelerin türkiye'yi değil, israil ve yeni bir partner olarak kürtleri düşünmeleri ve buna binaen de bölücü kürt faaliyetlerine destek olmaları, türkiye ile batı arasındaki problemleri çözülmez hale getirmektedir. bu yüzden bölgenin adı geçen ülkeler tarafından kontrolünün engellenmesi türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. yani türkiye'nin yönünü sadece batı'ya çevirmesi ve ab'ye gireceğim sevdasıyla pek çok şeyi görmezlikten gelmesi hatadır. bu şimdi son zamanlarda daha iyi anlaşılmaktadır. avrupa birliği hayali türkiye'nin gözünü kör etmiş durumdadır. halbuki avrupa birliği'ne girmeden de bugün dünyada pek çok ülke hür ve müreffeh yaşayabilmektedir.

    ayrıca avrupa birliğinin geleceği de çok parlak değildir. neticede avrupa'da liderlik ve çıkar savaşları kısa bir süre sonra şiddetlenecek; şu veya bu şekilde bu hristiyan birliği dağılacaktır. kaldı ki türkiye'nin yakın zamanda milli kültüründen sıyrılmadığı müddetçe bu siyasi oluşuma girmesi de mümkün gözükmemektedir. dolayısıyla türkiye kendisinin harekete geçirebileceği alternatiflerin maalesef farkında değil. veya tıpkı karadeniz ekonomik işbirliğinde olduğu gibi, işi yüzüne gözüne bulaştırıyor.

    ...

    türkiye için çareler elbette bitmez. her şeyden önce türk milleti kendi başına bir güç ve denge unsuru olduğunu hatırlamalıdır. abd ve ab'nin by-pass edilerek rusya federasyonu, çin gibi ülkelerle değişik alanlarda ortaklıklar kurulmasının belki de zamanı gelmiştir. karadeniz ekonomik işbirliği fiyaskosundan sonra yeterince imkanlarımızı ve alternatiflerimizi kullandığımızı sanmıyoruz. ama hemen aklımıza gelen ve bizim yönlendirebileceğimiz yeni beraberlikler olarak avrasya ülkeleri birliği, hazar çevresi ve etki alanı ülkeleri, türk devletleri ve toplulukları konfederasyonu gibi oluşumların neden göz ardı edildiğini anlamıyoruz. hatta kazakistan cumhurbaşkanı nazarbayev'in, içinde türkiye'yi de görmek istediği 'avrasya birliği' projesi, türk devlet adamları tarafından dikkate dahi alınmadı. bunlar gündemde ve uygulamaya geçirilmesi engelleniyorsa bile, bu yolda devlet mekanizması olarak bir çaba harcadığımız söylenemez."

    ancak...

    gömeç, eserinin doğu türkistan başlığında şangay işbirliği örgütü'nü tamamen türkülerin aleyhinde olarak görüyor:

    "... sovyetler birliği'nin dağılmasının ardından kurulan bağımsız türk cumhuriyetleri ve bunların bölgelerinde istikrarlı bir hale gelmelerinden sonra çevreleriyle ilgilenmeleri ve doğu türkistan'daki soydaşlarına bir nebze de olsa yardım elini uzatmaları, çin'i endişelendirdi. bu yüzden çin bunun tedbirlerini de almakta gecikmedi. çin'in öncülük ettiği, asya'daki bu yeni siyasi teşebbüs, aslında tamamen türklerin aleyhine olmasına rağmeni maalesef türk cumhuriyetleri buna balıklama atladılar. çin'in buradaki amaçlarından birisi, andlaşma devletleriyle doğu türkistan'ı kontrol altında tutmak ve bu cumhuriyetlerden doğu türkistan'a yapılacak yardımların önünü kesmekti. böylece batı tarafını sağlama alan çin devleti, doğu da yani pasifik alanında daha rahat harekette bulunmayı planlamaktadır."

    o zaman soralım: o ki "şiö türklerin aleyhinde bir teşebbüs" neden "girip bölge ülkeleriyle münasebet geliştirmenin tama zamanıdır" hocam?

    ("türk cumhuriyetleri ve toplulukları tarihi", ankara, 2015, sayfa 14, 26, 361, 362)
  • kitaplarinin her sayfasinin altinda neredeyse sayfa yarisi bazen de daha fazlasi not, kaynak vs seylerle bezeli kitaplarini olumakta zorlaniyorum. abi bu nasil kitap yazmaktir. hayattan soguttun adami.
  • kendisi egoisttir, kötü ders anlatır, öğrenciyi müşterisi olarak görür. kötü bir hoca yüz üzerinden 1 veririm hocalığına.
  • kaynakçasına kendisini yazan sözde prof! bütün kitapları aldırır sonra da ezberletir nerde bu işin bilim tarafı. dtcf'nin etnikçilerindendir. ( 100'le geçtim dersi yanlışta olmasın)
  • tarihçi ve bir akademisyen olan nejdet gök makalesini saadettin gömeç'in onun ismini silerek kendi adıyla yayınladığını belirtiyor.

    buradan iddialara ulaşabilirsiniz.
    (iddia diyorum hukuki sebeplerden dolayı)
    https://twitter.com/…k46/status/1312344029988900864

    eğer doğruysa pek güvenilmemesi gereken "hoca"
hesabın var mı? giriş yap