• istanbul'da çayın demlendiği yer. tüm detayları bir çay gurusu tarafından ince ince düşünülmüş her gördüğünüz detayda yüzünüzün gülümsemesine sebep olan bu güzel mekana gidin ve kendinize "güfteden nağmeye çay repertuarı"ndan bir çay seçip için. çayın yanında güzel bir sohbete denk gelirseniz çekinmeyin dahil oluverin hemen ve de eğer ki "buselik" makamından bi çay içerseniz işbu entryi düşünüp iyi ki gelmişim deyin.

    https://www.facebook.com/asafosmanefendi
  • terennüm kıvamında çaylar içebileceğiniz mekan. demlikle birlikte gelen kum saatinden çay sofyan veya nimsofyan usulünde demlenirken takip edebiliyorsunuz. karadeniz çayına da diyecek yok.
  • 27.09.2014 günü yağmur hafif atıştırırken üsküdar'da sığındığımız liman; çay tekkesi. musikişinas ve kadim geleneği sevenlerin gitmesi, görmesi, -en azından- havasından/mekanından nasiplenmesi gereken bir yer. ayrıca servisi yapan ve çaylar hakkında o pamuk gibi narin sesiyle malumat veren beyefendi, iddia ediyorum: asaf osman efendi'nin içindeki roman karakteri. sevgiler, saygılar, hürmetler. hû...
  • lisans yıllarında kampüs içinde elinde çayı ile gezen bir arkadaştı kendisi.çimenler üzerine yayılmışken bir anda belirip sıcacık çayından ikram ederdi. tutuşmuş stresli final öncesi yusuf yusuf kütüphanede yardırırken gene bu güzel insan çıkagelirdi çayıyla. şimdi kendi mekanı olmasına rağmen çeşitli zamanlarda çeşitli yerlerde elinde termostatla hayrına çay dağıtırken görenler var.
    şimdilerde üsküdar'da küçücük bir mekan açmış kendisine. duyunca koşarak gittim. aynı sıcaklık ve samimiyetle güzel insan çeşitli çayları en ince detaylarına kadar anlatarak ikram etmekte. yıllar geçmesine rağmen samimiyetinden hiçbir şey kaybetmemiş güzel insan. var ol efendi.
  • bir çayyaş olarak adını ve sanını daha yeni duyduğum ve ilk fırsatta bir çay içimi uğramayı düşünüverdiğim ,görsellerini incelediğim üzre naif ,nezih çay mekanı.
  • sesine zeval gelmesin gökhan bey, masada bulduğumuz atilla ilhan kitabından rastgele bulduğu şiiri okuyordu. "sen beyaz bir kadınsın.. " diğer yanımda bir diğer arkadaşım, bize çaylarımızı demleyen efendiye "böyle bir yer açmak sizin fikriniz miydi?" diye sordu. bu efendi de dönüp, koşuşturan yavru kediyi göstererek "hayır, mehpare'nin annesi açtı burayı" dedi. bu yavru kedi mehpare'nin annesi hanımefendiye de, biz içeri girdiğimizde "sizin çayınız o masada" dediği, o an yankılandı kafamda. bu sırada dışarıda yağmur yağıyordu. kapıdan giren rüzgarla tavandan sarkan fincan ve çaydanlık şeklindeki avizelerin dev gölgeleri duvarda sallanıyordu. ben ferah feza isimli bir çay içiyordum. yedi kişiydik, beraberdik. diğer arkadaşlarım durmadan çay kavanozlarını kokluyordu, gökhan bey şiirine devam ediyordu, kum saatlerinde kumlar akıyordu. bu nasıldı böyle?

    sonra bu başlığa girdim bugün. yukarıdaki entrylerde bu efendinin kampüste her daim demlik ile çay ikram ettiğinden bahsedilmiş. haydaa.. (bkz: #39550038) siz miymişsiniz?
  • her içtiğiniz çay için size bir kitap ayracının verildiği iyi insanların mekanı.
    ayrıca; (bkz: çay veren adam hiç kötü olur mu)
  • bugünlerde kapalı olan mekan. ilk gittiğimde opera dinletisi eşliğinde çay içen insanları gördüğümde işte doğu batı sentezi budur demiştim.
  • 12 liraya ferahfeza adı altında -muhtemelen- lipton icetea içeceğiniz mekan.
  • çay repertuarı ndan seçtiğiniz çay ile birlikte, makamına özgü kitap ayraçları hediye edilen mekan. üsküdar'da küçücük bir çay dükkanı. bir de kedileri vardı dükkanda. anne kedimiz sultan sofya ,yavruları dürdane, mehpare, suzidil ve pinhan.

    gittiğimde repertuardan bestenigar ı seçmiştim. payıma şu dizeler düştü.

    kim olursa şevk ile bestenigâr’ın zülfüne
    muntazır olsun hemân vâ’d-i visâlin hulfüne
hesabın var mı? giriş yap