• dünyanın ilk kilisesi olduğu söylenen yeşillikler içindeki bu küçük kilise antakya'dadır. 1963'te vatikan'ca hac yeri olarak ilan edilmiştir. habib-i neccar dağı'nın eteklerindedir ve yarısı kayalara oyularak yapılmıştır. kilisenin içinde, vaftiz suyu kabul edilen, kayalardan sızan suyun toplandığı bir küçük bir havuz ve sonunda cehennem kayıkçısı (bkz: kharon) kabartması olan bir tünel vardır.
  • antakya'da bulunan 1963 yılında papa iv.paul tarafından hac yeri olarak ilan edilen ve hıristiyan alemi için ilk kiliselerden biri her yıl 29 haziran günü katolik kilisesince sen piyer kilisesi’nde ayinler düzenlenmekte ve dünyanın dört bir yanından bu ayine katılmak üzere hristiyanlar antakya’ya gelmektedir
  • ayni isimli bir baska klise fransa'nin moissac isimli kasabasinda bulunmaktadir.

    1115-1135 yillari arasinda yapildigi tahmin edilen bu klisenin guney girisindeki timpanumlarda isanin dunyaya geri donusu islenmistir ancak cogu timpanumda islenen cennet cehennem temasi islenmemistir.

    hatta islenen konu sudur; (book of revelations 4:2-7)

    "and behold, a throne was set in heaven, and one sat on the throne... and round about the throne were four and twenty seats: and upon the sats i saw four and twenty elders sitting, clothed in white rainment; and they had on their heads crowns of gold... and before the throne there was a sea(the wavy lines) of glass like unto crystal: and in the midst of the throne, and round about the throne, were four beasts full of eyes before and behind. and the first beast was like a lion, and the second beast like a calf, and the third beast had a face as a man, and the fourth beast was like a flying eagle."
  • http://www.antakyarehberi.com/tarih/st/saint1.htm
    http://www.antakyarehberi.com/tarih/st/saint2.htm
    http://www.antakyarehberi.com/tarih/st/saint3.htm adreslerinden çeşitli resimlerine ulaşılabilecek olan çok etkileyici bir yapıya sahip kilise.
  • antakyayi kusbakisi izleyebileceginiz magra kilisedir, romalilardan kacmak ve savunma yapmak amaciyla oyulan tuneller yukaridaki kayalardan pencereler verir, tek kelimeyle tekinsiz ama huzur vericidir, ortasindaki kursude a'dan z'ye hristiyanim yazar, bole diil tabii.
  • antakya'nin gobeginden 2, 10, 11, 15 ve 19 numarali ozel otobuslere binilerek hemen ulasilabilinecek bir yer, fakat bunu antakya'lilar pek bilmiyor, kendiniz kesfediyorsunuz.

    otobusten inildiginde, akarsuda kardesini el arabasiyla gezdiren veledin ve futbol oynarken yuzune top geldigi halde oynamaya devam eden arkadaslarina aglayan cocugun yanindan gecip, keciler gibi patikalardan ilerleyip kiliseye dogru yaklasirken mahmut adli 4-5 yaslarindaki bi cocuk yaninizda biter, rehberiniz olur.

    - gel abi icerde hekkey var hekkey.
    - ne var ne var?
    - hekkey var hekkey.*

    "alla alla acaba icerde hekkeyden baska bir sey yok mu?" diye dusunerekten, keci formatinda tepeyi tirmanmaya devam edersiniz. tam bu sirada devreye mahmut'tan birkac yas buyuk kizlar girer. "abi abi para ver paraaaa" derler, orali olmazsaniz "orospu cocuklari bunlar" der giderler, hahaha.

    hasbel kader kiliseye vardiginizda kilise gorevlisi birisi geldigi icin sasirir ama uzatmaz, yerliler 2, yabancilar 5 ytl verip iceri girerler. kayalara oyulan bu yapida hakikaten de hekkeyden baska pek bir sey yoktur. tepedeki hekkeyin altinda bir koltuk ve bir de ogretmen masasi vardir, kosede de bir hayrat. sutunlarda kilisenin tarihcesi turkce ve ingilizce olarak yazar.

    kilise cikisinda mahmut'un bir boy buyukleri devreye girer. yine keci tadinda daglari asarak geride kalan tarihi yapilara dogru yol alirsiniz. mesela bunlardan birisi rehberlik eden veletlerin dedigine gore, kayaya kabartma seklinde seklinde yapilan meryem ana heykelidir ki, zamaninda farelerden insanlara bulasan 'veba diye bir hastalik'in tedavisinde sifa dagittigi dusunuluyormus. (cocuk bilmiyor tabii veba neymis, guzel bir sey).

    keci keci gezmeye devam ederken, gercek kecilere rastlarsiniz, senior mahmut kecilerin basindaki 8 yasindaki cocugu gosterip "aha bu da bizim deli coban" diye tanitir. bu olaylar boyle surer gider.

    yani gordugum sudur ki, zaman gecse de antakya yetkililerinin buraya pek onem vermeme politikalari devam etmis. kilisenin dibinde mahmut'lar, para isteyen kucuk kizlar, keciler ve deli cobanlardan baska ilgililer olmadigidir, yaziktir.
  • hristiyanlar için manevi ve tarihi anlamı dışında görülecek bir şeyi olmadığını düşündüğüm mağara ve hatta oyuktur. yurtdışındaki çok iyi restore edilmiş kliseleri hatırlayınca gerçekten bu klise -in demek çok ağır mı kaçar bilmem- restore edilmemiş olması nedeniyle din turizmi -dini anlamına birşey demiyorum- dışında turistlerin ilgisini çekmemektedir.
    bu yüzdendir ki müze görevlisi -biletçi-, para isteyen -direkt istemezler verince de kapışırlar- çocuklar, siyah taştan -bölgeden çıkan bi taş- heykel yapan yaşlı adam dışında kimsecikleri görünmez. hatta doğru dürüst levhası -sora sora bağdat bulunur- da yoktur.
    hataya -antakya- gidenlere tavsiyem bu klise ile vakit kaybetmeyiniz, direkt -her ne kadar ben gitmediysem de- mozaiklerin olduğu hatay müzesine gidiniz.
  • her yıl haziran ayının 29. gününde antakya'nın yerli yabancı katolik hıristiyanlarca ziyaretinin sebebi, dünyadaki ilk kiliseden biridir.
    ilk kilise olduğuna dair somut kanıtlar olmamakla birlikte kanımca ilk kiliselerden biri ifadesi daha doğru. antakya'daki dinsel zenginlik ve hoşgörü abidelerinden biridir. yurtdışındaki şaaşalı kiliselere benzemez, çoğu yerli ve genelde hırsitiyan olmayan ziyaretçi ''hmmm bu muymuş?'' der ama katolik hırsitiyanlar için hac yeri olması ve ilklerden biri olmanın getirdiği ehemmiyet tüm bunları örtmektedir. cehennem kayıkçısı kharon kabartmasını da unutmayayım, bu kabartma da kiliseye gidilince görülmesi elzem fantastik bir yapıdır.
hesabın var mı? giriş yap