• geçmiş günlerin yani osmanlının son günlerinin, artık iyice yaşlanmış hatta bunamış, zamanında güngörmüş hanımefendi bir kadının gözünden anlatıldığı turgut uyar şiirdir.
    biraz proustvari biraz abdülhak şinasi hisar burukluğu.sanki yıkılmaya yüz tutmuş osmanlı ile bu yaşlı kadın özdeşleştirilmiştir.

    hatırlarım bir akşam bir yokuşa durmuştum
    iri atlarınız macardı, dantelleriniz alman

    ne göksu'da bülbül dinlemek ne abdülhak şinasi bey
    ıpılık bir sevgi geçerdi ara sıra içimden o zaman

    siz ne zaman öldünüz allah aşkına yani ne zaman
    kirli karlar bile erimemişti haber yoktu nisandan

    rüştü paşaydı deli rüştüye çıkmıştı adı osmanlı ordusunda
    o zaman hamitti padişah kocaman bıyıkları kocaman

    o günlerde her şey akıp giderdi biz de şaşardık
    hürriyet meşrutiyet otuz bir mart falan filan

    gemiler de öyle boğazdan aşağı boğazan yukarı
    bıyıklarını burardı umursamazdı paşa kocam o zaman

    rüştü paşaydı sakallıydı belki sadece sakallıydı
    ki sakallar geçmişinde her halde bir orman

    bir oğul bir kız iki gelin bir damat isviçre lozan
    nasıl ağladığımı ben bilirim bir yangının ardından

    uykularım bölünüyor artık şu konağı bekliyorum
    söyle ey muhabbet kuşunun tüyü söyle ölüm ne zaman

    hep bir şeylere baktım bir şeyleri korudum kızdım
    kızgındı haremi vardı sakallıydı rüştü paşa o zaman

    hatırlarım bir akşam bir yokuşa durmuştum
    iri atlarınız macardı, dantelleriniz alman

    bahriye nazırı tevfik paşa mütarekeler falan
    dünya nasıl çekilirdi ayaklarımın altından

    annemin sonsuz giysileri bir telaşı bileyen tramvay
    ben ne güzel çocuktum yalnızlıkların ardından

    yeniköyde bir yalı, fatihte evler, ayışıklı bir zaman
    rüştü paşaydı adı, yıldızda ve dömekede kahraman

    herkes ne zaman ölür elbet gülünün solduğu akşam
    aldım anlayamadım öldüm anlayamadım almadığım bir akşam

    daha önce hiç ölmedim temmuzum ve incilerimle
    göksuyu ışıklarla teşrif ettiğimiz akşam

    ne zaman gülüm solar, ne zaman deniz, ne zaman akşam
    ne zaman gemilerdi, ne zamandı paşa kocam

    artık başucum dinlendirir bir şamdanın süsünü
    söyle ey göksu akşamı hafız burhan ölüm ne zaman

    mevlutlar okunur, dalgalar kalır bir geminin ardından
    öldüm ben, saffet hanımefendi, salihat-ı nisvandan

    turgut uyar
  • okudugum en guzel seylerden biri olabilir.
  • bu güzel işçi bayramında hayata gözlerini kapayan cüneyt türel ustadan dinlenesidir...

    (bkz: http://www.cuneytturel.com/siirler)
  • yayınlandığı yıl, yılın şiiri seçilmiştir.
  • şiir tam bir obituary örneğidir, bu sözcüğün türkçede tam bir karşılığı yok. ardından ya da ölünün ardından diye çevirirsek orijinal anlamını yaralamadan berelemeden çevirmiş oluruz az-çok. hatta pek tanınmamış kişilerin ölümünün ardından yapılan tanıtıcı yazılar demek daha doğru olur.

    bu şiirde de saliha kadınlardan saffet hanımefendi, osmanlının son dönemiyle birlikte bir turgut uyar ustalığıyla anlatılmıştır. tam osmanlı kadını derler ya o tabire de cuk diye oturuyor saffet hanımımız.
  • "...söyle ey göksu akşamı, hafız burhan, ölüm ne zaman?"
  • osmanlı'dan cumhuriyet'e geçişi, geçişin bütün dinamiklerini ve travmalarını yaşlı bi kadının gözünden ve bilincinden/bilinçaltından tasvir eden muhteşem ötesi turgut uyar şiiri.
hesabın var mı? giriş yap