• 'olanaklı dünyalar' temasını basitleştirip formel bir sisteme yediren düşünür...
  • uzucu, komik ve absurd durumlara ve olaylara yol acmis dusunur. efendim kripke biraz fazla zeki bir adamdir, daha gencliginden farklilasmis, ortamlara yabanci kalmis, bahar geldiginde gonul yaylarini gevsetememis, hatunlara yanasamamis vs. cocuklugunu ve gencligini yasayamamis bir abimiz. bir de baskin bir anne figurunu de eklemek lazim. misal kripke daha lisedeyken dehasi ortadaymis ve bir sekilde harvard universitesinin bu elemandan haberi olmus. bakmislar cocuk dahi ama lisede salak salak seyler ile zamanini geciriyor. bunu arayip mr.kripke, lise egitiminizi birakip harvardda tam burslu olarak matematik hede hodo calismaya ne dersiniz demisler, kripke annesine sormus ne yapayim diye ve harvardan yetkililere annem once lisemi bitirmemin daha iyi oldugunu soyluyor tessekkurler demistir.tabi harvarddan arayan adamlarda ya bu herif salak, galiba biz bi hata yaptik diyip gitmisler. yine de kripke liseyi bitirince harvardda girmekte hic zorlanmamis.

    hal boyle olunca, yas biraz ilerleyince ve kazanilan basarilar ve sohret bir taraflari sisirdikce, bu yllarin eziklikleri baska yonlerden patlamis haliyle. kripke'miz rontgenci, subyenci ve her tanistigi hatuna sarkan bir canavara donusmus. bir universitenin(harvard veya princiton yamulmuyorsam) kızlar tuvaletinde kurdugu kamera sistemiyle yan kabini gozlerken yakalanmasi kariyeri icin onceden planlamadigi bir universite degisikligine gitmesine neden olmustur. yine bulundugu bir universitedeki fakulte, bolum baskanligininin kapisina dayanip ya bu adami gonderirsiniz ya biz gideriz, boyle bir ahlaksizla ayni cati altinda calismamiz mumkun degil demis ve sutlanan haliyle kripke olmustur.

    kripke'nin felsefe ve mantik alaninda yaptigi katkilar tartisilmaz tabi, lakin bir felsefeci figuru olarak idealin fersah fersah otesindedir. efendim nerde kant nerde wittgenstein karizmasi diyoruz...
  • 17 yaşındayken bugün dahi atıf yapılan bir modal mantık makalesi yazmış, harvard'da sophomoreken (ikinci sınıfta) mit'de mantık dersi vermiş bir dahi. fotosuna bakan da demez ki bu adam nah böyle bi' deha.
  • hep felsefe derslerinde denk geldiğim adam. ben de sanıyorum ki bu adamın matematikle bir işi yok dümdüz felsefeci ama yine dematematiğe göz kırpan analitikçilerden. nerden bileyim adamın önce matematik bitirip sonra felsefeci olduğunu. hayır matematikçiler de bu adamdan hiç bahsetmiyor oysa son derece de matematikçi bir adam. belki kendi de matematikçi olarak anılmak istemiyor olabilir bilemedim şimdi. her neyse bir matematik kitabında denk gelince cv'sine bakayım dedim bayağı bayağı matematikçi çıktı adam. bilgisayar mühendisliğinde tanıdığım chomsky'nin dilci çıkmasının ardından bir yaşıma daha girdim. bu adamların artık tarafını açık açık belli etmesi lazım. böyle anarşistlikler hoş değil*
  • kendisini yeni keşfetmiştim. bugün vefat etmiş. toprağı bol olsun. çalışmalarını ilerleten saul kripke center varmış. naming and necessity isimli kitabı başyapıtı.

    kendisi bir gifted child aynı zamanda. 17 yaşında yazdığı makale üzerinden harvard’dan teklif alıyor ve annesi izin vermediği için teklifi reddediyor. sonra kendi kazanıp giriyor.
  • kripke'nin katı gösterici anlayışı nedir?

    kripke'nin katı gösterici anlayışı (rigid designator) terimi, kripke'nin dil felsefesinde ve semantikte öne sürdüğü bir kavramdır. kripke, katı göstericileri, isimler gibi dil birimlerini tanımlayan ifadeler olarak tanımlar.

    kripke'ye göre, katı göstericiler, her zaman ve her dünyada aynı nesneyi işaret eden ifadelerdir. örneğin, "dünya üzerindeki en yüksek dağ" ifadesi "everest" olarak bilinen dağı gösteriyorsa, everest ismi katı bir göstericidir. bu ifade herhangi bir dünyada kullanıldığında hala everest'i ifade eder.

    kripke, katı göstericilerin özellikle isimlerde bulunduğunu ve bu tür ifadelerin referanslarının değişmeyen ve sabit olduğunu savunur. dolayısıyla, bir isim kullanıldığında, o isim her zaman belirli bir nesneyi işaret eder, bağlam veya durumdan bağımsız olarak.

    katı gösterici anlayışı, dilin anlamının referanslara dayandığını ve belirli bir dünya veya bağlama bağımlı olmadığını vurgular. bu anlayış, dilbilim ve felsefe alanlarında önemli bir etkiye sahip olmuştur ve anlam teorilerinde kullanılan bir kavram haline gelmiştir.
hesabın var mı? giriş yap