• universite giris sinavinda sayisal bolumden mesul olan, sozelcileri* kucumseyen ve bu kucumsemesiyle benim gozumde kuculen; bunu duyunca "ama gercekten aptallar!" diye savunmaya gecen sürü.
  • öss'ye en çok alet olan ve edilen tür.
  • biyolojiden ve tarihten öcü görmüşcesine korkan kişilerdir.

    (bkz: sözelci)
  • sanıldığı kadar hödük olmayan kişilerdir.gercekten sayısalı hava olsun diye değil de alan derslerinde başarılı olduğunu düşündüğü için seçtiyse sozelcileri aşağılamak gibi bir aptallık yapmazlar.nitekim sayısalcılar da sozel derslerde basarılı sayılmazlar.eğer sozelci matematık yapamıyorsa ben de coğrafyadan bi halt anlamıyorum diyerek onlara saygı duyarlar.evet.
  • anımı aklıma getiren ünvanımdır.

    lisedeyiz, haliyle biraz da haylazlık yapıyoruz. ben sayısalcıyım, arkadaşım da eşit ağırlıkçı. neyse teneffüs arası okul dışına çıkıp yiyecek bir şeyler almak istedik. dönerken müdür yardımcısına yakalandık, o da başka bir şeylere baya sinirlenmiş. dışarı çıktık diye disipline verecekmiş. müdür beyin huzuruna çıkarıldık. müdür bir iki dakika yüzümüze baktı sonra da bana dönerek şu efsane cümleyi kurdu "hadi diğerini anladık, sen bir de sayısalcı olacaksın".
  • (bkz: #67925144) şuradaki kendimi şaşırtan hafıza tazeleyişimden sonra bir lanet olduğuna kanaat getirdiğim.

    3 + 2 yıl süren bir sayısalcı maceram oldu. sonra bıraktım şükür ki. bazen ta lisede ezberlediğim formüller bir anda aklıma geliyor. <capslock>bir eksi kök içinde bir eksi vekare bölü cekare</capslock> deyü ünlüyorum. geceleri yatarken orbital sayıyorum uyumak için. geçen reynolds sayısını düşünürken yakaladım kendimi.

    sanırım hafızamız nasıl travmalarımızı unutmuyor, olur olmaz anlarda karşımıza çıkarıyor, sahneleri tekrar yaşatıyorsa, öyle bir şey. ilk olarak akışkanlar mekaniği çalışan arkadaşıma dur göstereyim diye yardım edip sorularını çözdüğümde fark etmiştim. ben o dersi kendim alırken kalmıştım ve hiçbir formülden bir halt anlamıyorum. hala anlamam. ama akışkanlar mekaniği lafı bir nevroz tetikledi resmen, formüller aklıma hücum etti.

    0.81 not ortalamasıyla bölüm bırakırken nerdeydin allahsız derler adama.
  • biyolojiyi onlardan daha çok sevdiğimi düşünüp mutlu olduğum adamlar, kadınlar.
    (bkz: kompleks bastırma yöntemleri)
  • hayatında olan sert iniş çıkışları tarif ederken bazen parabolik grafikten örnek verir, dalgalanmaları anlatırken sinüs eğrisi lafı ağzından kaçar, zorlandığı bir konuyu ifade etmek için diferansiyel denklem gibi der, yol bile tarif ederken kalem kağıt ister yazar-çizer, öyle anlatır. kağıt kalem genelde yanlarında olur, olmadığı zaman çıplak gibi hissederler.
  • hayatın formüle edilebileceği inancı ile lanetlenmiş topluluk. bu inancı ile duvara toslayana kadar müddetçe dünyanın bir matematik formülü anlaşılabilir ve açıklanabilir olacağına inanmaya devam edecektir. bir gün aşık olur veya dost kazığı yer ve formüller işlemez. sözelcilerin hayatı betimleyerek devam etmeleri ne kadar gıcık olunacak bir durum ise daha mutludurlar. bazen fazla zeka ziyandır. yüksek analitik düşünme yetisine gerekecek bir dünyada yaşamıyoruz.
hesabın var mı? giriş yap