*

  • başkalarının sınırlarına onların izni olmadan girmemek.
  • saygılı olmayı öğrendiğimizde birçok sorun birden çözülecek ve aramızda anlamlı bir iletişim kurulacak. kurulan bu iletişimin farklı düşünceler karşısında kavgayı değil seviyeli tartışmayı getireceğini düşünüyorum. ardından parlak fikirler doğacak... ve güzel somut davranışlara dönüşecek…

    bu doğrultuda fark ettiğim birkaç noktaya değinmek istiyorum: saygılı olabilmemiz için “onay isteme”, “onay bekleme” artık ne derseniz bilemem bu özelliklerimizi bırakmamız gerekiyor. amacı “onaylanma isteği”, “onay beklemek” olan kişi sadece “onaylanmak” istiyor, karşıdaki kişinin duygu-düşünce-fikirlerini duymuyor, görmüyor. empati yapamıyor... karşıdaki de aynı şekilde düşününce birbirini duymayan anlamayan, sadece söylediklerinin beğenilmesini, onaylanmasını isteyen insanlar ortaya çıkıyor.

    ekranlardaki sözde tartışma programlarını izliyorum. tartışan (değil de öyle hitap edeyim) insanlar, birbirlerini anlamak yerine tamamen savunmaya geçip, kendi düşüncelerini onaylatmak için çok büyük çaba sarf ediyorlar. tüm program düşüncelerini onaylatmak isteyen kişilerle geçiyor. her iki tarafta böyle… dolayısıyla yeni bir fikir ortaya çıkmıyor. zaman gidiyor, yoruluyorsun… sonuç yok…

    tabi ki onayladığımız düşünceler, fikirler olacak lakin bahsettiğim anlaşılmaz boyuta gelen, sürekli yinelenen, huzur kaçıran, boşa zaman harcanan, saygılı olmamıza engel olan, sonu olmayan biçimde anlamsız münakaşalara varan boyutu…

    biraz düşününce bu durumu yönlendiren, pekiştiren diğer bir faktöründe şu an her yerde kullandığımız (instagram, facebook, twitter...vs ) tüm iletişim araçlarının yanlış kullanım sonucundan ileri geldiğini düşünüyorum. özellikle beğeni, favori butonlarıyla olsun bu durumun sürekli güçlendiğini fark ediyorum. insanı sürekli “onay isteme” davranışına sürüklüyor. bu durum muhakkak ki bizim seçimimizde ama bazı arkadaşların aşırı önem verdiğini ve bu doğrultuda hareket ettiğini görüyorum. hatta sürekli fotoğraf, konum, her türlü paylaşım olsun davranışların altında yatan sebep de ne yazık ki bu durum… “onaylanmak”… onaylandığında önemli olduğunu düşünmek… onaylanmadığında tam tersi olduğunu düşünmek ! komik ama ne yazık ki görünen durum bu…

    bu şekilde düşünüş şekliyle bir yere varmamız imkansız, hatta çok zor. böyle bir durumda özellikle iletişimin en önemli faktörü olan saygının elde edilmesi söz konusu olamaz değil mi ?

    bu durumdan sıyrılmamız gerekiyor. kimseye hakaret etmeden düşüncelerimizi, fikirlerimizi, onay beklemeden sunabilmeliyiz. bir insan hayır dediğinde, düşünce ve fikirlerimize katılmadığında onu anlamaya çalışmalıyız, saygı duyabilmeliyiz. hepimiz biriciğiz, bir taneyiz… anne-babalarımız farklı, yetiştiğimiz çevreler farklı, aldığımız eğitim farklı… farklılıklarla doluyuz.. aslında tüm bu farklılıklar arasında bambaşka, faydalı olacak fikirler ortaya çıkmalı değil mi ? ve bu doğrultuda somut güzelliklere de adım atmalıyız değil mi ? ama ne oluyor karşımızdakini duymayıp, empati yapamayıp “onay” bekliyoruz.

    senin fikirlerin, düşüncelerin, değerli arkadaşım… onay almana, onay beklemene gerek yok… hakaret etmeden düşüncelerini, fikirlerini güzel bir dille ifade edebilirsin...
  • saygı görmek için yaptığım eylem. insanlar belki pısırık, ezik felan sanıyorlar beni ama değilim, bana nasıl davranılmasını istiyorsam başkalarına da öyle davranırım.
hesabın var mı? giriş yap