• islam'ın altın çağının anlatıldığı jim al-khalili belgeseli. içeriği kadar müziği de harikadır. tabi islam'ın 1000 sene önceki altın çağının gerisine düşmesinin eleştrilmesini bok atma olarak algılayanlara pek bir şey katmayacaktır. belgeselin üçüncü bölümünün adı da oldukça anlamlıdır: power of doubt
  • tarih kimi dönemlerde bilgeliğin taçlandırdığı zaferleri yazarken kimi dönemlerde cahiliyenin neden olduğu hezimetleri yazar. zaferler kimi zaman yanlış politikalar güden basiretsiz bir yöneticinin idamesi altında kaybedilirken, kimi zaman okuma, yazma, araştırma ve sorgulama gibi alışkanlıklarını kaybetmiş toplumların uzak bir hayali haline gelir.

    bazen toplumlar, içlerine düştükleri bataklıktan büyük idealler benimsemiş önderlerin himayesi altında çıkarlarken, bazen de geniş halk kitlelerinin, sonu aydınlığa ulaşan vasıtaları kendilerine uğraş edinmeleriyle karşılanır güzel günler. velhasılıkelam, sonu nereye varırsa varsın her toplum kendi kaderini kendi yazar. okuma, yazma, araştırma ve sorgulama gibi alışkanlıkları kendine huy edinmiş hiçbir toplum yönlendirilemez, yanlış yönetilemez, manipüle edilemez.

    islamın henüz yeni yeni yeşerdiği yüzyıllarda kendilerine bu muhteşem alışkanlıkları huy edinmiş bir avuç aydın insan, avrupa coğrafyası orta çağ karanlığına batmış bir haldeyken tüm dünyanın bilgeliğini bindirmişti omuzlarına. ‘ilim nerede olursa olsun gidip alınız’ şiarını benimsemiş bu insanlar kuşkucu yaklaşımın dünya üzerinde ilk geliştiği yer olan antik yunan’daki bilimsel çalışmaları kendi dillerine çevirmekle işe başlarlar. zamanla bu çeviri faaliyetleri hint ve iran eserleri üzerine de yoğunlaşır.

    ‘islam’ın altın çağı’ olarak isimlendirilen bu muhteşem dönemde yalnızca çeviriler yapılmaz. dünya literatürüne olağanüstü eserler kazandırılır. ibn-i heysem, hârizmî, farabi, birûni, ibn-i sina bu büyük eserleri tarihe bırakan isimlerden yalnızca birkaçıdır.

    gün olur devran döner. akıl ve bilimin önemsenmediği coğrafyalarda karanlıklar yükselirken avrupa derin uykusundan uyanır. bu büyük insanların eserlerini okuyarak aydınlıklarını büyütürler. öyle ki ibn-i sina’nın ‘tıbbın kanunu’ eseri avrupa’da 17. yüzyıl ortalarına kadar tıp biliminde temel eser olarak okutulur.

    bu dönemi anlatmaya bu satırların hacmi yetmez. jim al-khalili, bu 3 bölümlük harika belgeselde bağdat doğumlu bir teorik fizikçi olarak bu tarihi gerçekleri tüm açıklığıyla anlatıyor.
hesabın var mı? giriş yap