*

  • osmanlı sarayında, sarayda ikâmet etmeyip günü birlik şehirdeki evlerine gidip gelenleri tanımlamakta olup tahmin edileceği üzere saraylılar, kendilerini daima şehirlilerden üstün görmüşler.

    sultan reşid döneminde sarayda ders veren şehirlilerden muallim safiye hanım anlatıyor:
    "sâraylılar şehirliler sanki ayrı ırklardanmış gibi fena tarzdaki konuşmalar hiç hoşuma gitmiyordu. kendilerini daima şehirlilerden üstün görmeye alışmış olan saraylılardan birinin bir gece odasında misafirdim. her halde bana iltifat etmek için olacak :
    — maşallah muallime hanıma, dedi ve bana hitaben;
    — hiç şehirliye benzemiyorsunuz. tıpkı siz de bizim gibisiniz.

    bu hitap beni sinirlendirmeye kâfi gelmişti. artık şöyle bir diskur çekmenin zamanı geldiğine iyice hükmetmiş-
    — kuzum kalfacığım, şehirli kim siz kimsiniz? siz de bu milletin efradından değil misiniz? şurasını da bilmeniz lâzımdır ki eğer şehir halkı olmasa, saray da olmaz. bu ayrılık hissini artık silmeliyiz, dedim.
    safiye ünüvar, saray hatıralarım, cağaloğlu yayınevi, istanbul, 1964, s. 40-41.

    not: 1 kasım 1922'de saltanat kaldırılıp da hanedanı mensupları yurt dışına sürgün edilince sarayda çalışan uşaklar, kalfalar, hademeler gibi saraylılar, bir gecede saraysız kalmış. tabi bunların şehirde de herhangi bir evleri olmadıkları için dolmabahçe sarayında "yeni bina" denilen dairede geçici bir süreliğine ikâmet etmelerine istanbul bedeliyesi tarafından izin verilmiş. ardından varsa akrabalarını yanına, imkânı olanlar yurtdışına ve gidecek hiçbir yeri olmayanlar da darülacezeye sığınmışlar. saray işi her zaman sakat bir iş.
hesabın var mı? giriş yap