• makedonya imparatorluğu parçalandıktan sonra ortaya çıkan dört helenistik imparatorluktan biridir. başkentleri önce seleukia, sonraları ise antakya'ydı. doğu akdeniz'de, ırak'da, iran'da, türkmenistan'da, pamir'de ve hindistan'ın batısında bulunan topraklarda (bugün pakistan) egemenliklerini sürdürmüşlerdir. toprakları roma imparatorluğu tarafından ele geçirilinceye kadar doğu akdeniz'in hâkimiydiler.

    iskender imparatorluğu'ndan ayrılış (mö 323- mö 281)
    büyük iskender, pers imparatorluğu'nu yıktıktan çok kısa bir süre sonra, arkasından varis bırakamadan öldü. bu yüzden devlet, generalleri tarafından paylaşıldı. bu generallerin genel adı olan diadokilerden biri olan seleukos, balkanlar'dan hindistan'a kadar olan bölümü aldı.

    seleukos'un yükselişi
    büyük iskender'in generalleri birbirlerine üstünlük sağlamak için sürekli savaşıyorlardı ve ptolemaios, büyük iskender'in generallerinden biri ve mısır bölgesinin kralı, ilk kez perdikkas'ın ölümüne yol açan bu savaşlara karşı çıkmıştır. bu karşı çıkış sonucu iskender imparatorluğu yeni bir bölünme yaşamıştır. mö 320 yılında yapılan bu bölünmeye triparadisus bölünmesi denir. ama perdikkas'ın altında mö 323 yılına kadar "kamp kumandanı" olan seleukos, perdikkas'tan sonra gelen hükümdarın öldürülmesine yardım etmiş, babil'in elde tutulmasını sağlamış ve hükümdarlığını zalimce genişletmiştir. seleukos hükümdarlığını resmen mö 312 yılında babil'de ilan etmiştir. bu tarih aynı zamanda seleukos devleti'nin kuruluş tarihi olarak geçer. seleukos sadece babil'i değil, iskender'in makedon imparatorluğu'nun doğu tarafının büyük kısmını da yönetmiştir. tarihçi appian kaynaklarında seleukos hakkında, "frig ülkesi'nden indus nehri'ne kadar olan bölgenin hükümdarı olmuştur. " cümlesini kullanmıştır. seleukos'un, hindistan'a kadar gidip çandragupta maurya adlı hint kralıyla bir anlaşma imzalayıp devletinin doğu topraklarını 500 fil karşılığında hintlere vermesiyle seleukos devleti hindistan üzerindeki hakimiyetini bir daha kazanamamak üzere kaybetti; fakat aldığı filler ipsus savaşı'nı kazanmasında büyük rol oynadı.

    batıya doğru genişleme
    onun ve lysimakhos'un, ı. antigonos monophtalmos karşısında mö 301 yılında ipsus savaşı'nı kazanmalarını takiben seleukos, doğu anadolu'nun ve kuzey suriye'nin kontrolünü eline geçirdi. sonradan, aldığı bu bölgede imparatorluğunun yeni başkenti olan antakya kentini kurdu. kentin adına, babası antiokus'a ithafen, antiochia (antakya) adını vermişti. ayrıca yeni kurulan bu başkente alternatif olarak, babil'in kuzeyine dicle kıyısına seleukia adı altında yeni bir kent kurdu. seleukos'un imparatorluğu ulaşmış olduğu en geniş sınırlara mö 281 yılında korupedion savaşı'nda eski müttefiği lysimakhos'u yendikten sonra sahip oldu. seleukos imparatorluğunun sınırlarını bu savaştan sonra batı anadolu'ya kadar genişletti. bundan sonraki amacı lysimakhos'un avrupa'daki topraklarını ele geçirmekti; ancak ptolemaios keranus tarafından gerçekleştirilen bir suikast'e kurban gitti. oğlu ve aynı zamanda halefi ı. antikhos soter'e ön asya'nın büyük bir kısmına hükmeden bir imparatorluk kaldı. fakat oğlu ı. antikhos soter babasının siyasetini uygulamadı ve avrupa'ya doğru olan genişleme durdu. o dönemde çekiştiği iki hükümdar vardı: makedonya'da ıı. antigonos gonatas ve mısır'daki ıı. ptolemaios filedelfos.

    genişlemiş etki alanı
    ancak seleukos'un ölümünden sonra bile seleukoslar, geniş doğu topraklarına hükmetmekte zorlanıyorlardı. seleukos mö 305 yılında hindistan'ı (günümüz pakistan'ının pencap bölgesi) çandragupta maurya (maurya imparatorluğu'nun kurucusu)'ya karşı çıkarak işgal etti. söylenilenlere göre çandragupta, seleukos için 600.000 kişilik ve 9.000 fillik bir ordu hazırladı; fakat savaş olmadı. iki hükümdar aralarında yaptıkları bir antlaşmaya göre; seleukos indus bölgesi'nden ve günümüz afganistan'ından çekildi buna karşılık olarak çandragupta, seleukos'a 500 fil verdi. bu filler, seleukos'un ipsus savaşı'nı kazanmasında büyük rol oynadı. bu barış ortamı bir "müttefik evliliği" (seleukos prensesi, maurya hanedanı'na gelin gönderildi) ile perçinlendi. bu evlilik aslında yunan halkıyla ve hint halkının evliliği olarak da değerlendirilebilir.

    ayrıca, seleukos çandragupta'nın sarayına megastenes adında bir elçi gönderdi. megastenes, hindistan ve çandragupta hanedanı'yla ilgili pek çok detaylı yazı yazdı. bu yazıların birçoğunu diodorius sikulus'un kaynaklarından öğrenebiliyoruz. ardından seleukos, deimakos adında bir elçiyi de çandragupta'nın oğlu bindusara'nın sarayına gönderdi.

    seleukos'un ölümünden önce kaybedilen diğer bölgeler ise gedrosya (bugün iran platosu'nun güneybatısında bulunan belucistan)- ve gedrosya'nın kuzeyindeki arakosya (indus nehri'nin batısında bulunan bir bölge) idi.

    ı. antiokus (mö 281-261 hükümranlık) ve halefi olan oğlu ıı. antiokus theos (mö 261-246 hükümranlık) batıda pek çok savaşla yüzyüze geldiler. bunların çoğu mısır satrapı olan ıı. ptolemaios ve anadolu'yu işgal eden galatlarla yapıldı. bu savaşlar imparatorluğun doğu bölümünü bir arada tutma gayesinin arka plana itilmesine ve batı illere ilginin artmasına neden oldu. antiokus ıı'nin hükümdarlığının sonuna doğru birçok eyalet aynı anda bağımsızlığını ilan etti. bunlar; baktria kralı diodotus, arsases komutasında part bölgesi ve ııı. ariarates komutası altında kapadokya oldu.

    baktria'da , satrap diodotus bağımsızlığını ilan etti ve greko-baktirya krallığını kurdu (mö 245).
    diodotus, baktria bölgesinin yöneticisi, mö 245 yılında bağımsızlığını ilan etti (gerçek bağımsızlık tarihi belli değildir) ve greko-baktria krallığı'nın temellerini attı. bu krallığın zengin bir helenistik kültürü vardı ve baktria'dan bağımsızlığını, göçebe toplulukların bölgeyi istila etmesi sonucu, mö 125 yıllarında ilan etti. greko-baktirya krallarından olan baktrialı dimitrius ı hindistan'ı işgal etti ve mö 20 yıllarına dek sürecek olan greko-hint krallığını kurdu.

    seleukos imparatorluğu'nun part bölgesinden sorumlu olan andragoras adlı satrap baktria'nın ardından bağımsızlığını ilan etti. ardından buna rağmen partlı bir aşiret'in şefi olan partlı ı. arsases (ya da arşak), part bölgesini mö 238 dolaylarında ele geçirdi ve kendi devletini kurdu. bu devletin adı part imparatorluğu oldu.

    aynı zamanda ıı. antiokhos'un oğlu ıı. seleukos kallinikus hükümdarlık koltuğuna mö 246 yıllarında oturdu. seleukoslar zayıflamaktaymış gibi gözüküyorlardı. ıı. seleukos 3. suriye savaşında dramatik bir şekilde mısır'da kurulmus helenistik devlet olan ptolemaios sevleti hükümdarı ııı. ptolemaioa'a yenildi. ardından kardeşi antiokus hieraks ile taht kavgasına girdi. bu savaşlardan yararlanan baktria ve partya imparatorluktan ayrıldı. küçük asya'da da seleukoslar kontrollerini yitiriyorlardı. galatlar, ankyra dolaylarını alarak galatya'yı kurmuşlardı. yarı bağımsız, yarı helenistik krallıklar türedi. batıdaki bitinya, pontus, kapadokya eyaletleri hemen hemen bağımsız oldular ve bergama şehri attalos krallığı altında bağımsızlıklarını ilan ettiler.

    yeniden diriliş (mö 223 - mö 191)

    fakat ıı. seleukos'un küçük oğlu büyük antiokhos mö 223 yılında tahta geçmesiyle yeniden diriliş başlayacaktı. hükümranlığının ilk yıllarında büyük antiochos, ıv. suriye savaşları'nda ptolemaioslar ordusuna yenildi — rafya savaşı'nda mısır'ın seleukos ordularını ağır bir yenilgiye uğratmasından dolayı bu savaş kaybedildi. ancak ııı. antiokhos, ı. seleukos'tan sonra gelen en büyük hükümdar olduğunu kanıtlayacaktı. rafya'daki yenilgisinin ardından, on yılını anabasis adını verdiği düşüncesini gerçekleştirmek için harcadı. anabasis, doğuda ayaklanan eyaletleri (partya ve greko-baktriya) onararak ve bayındır hale getirerek bu bölgede sembolik bir bağlılık oluşturma düşüncesiydi. bunu gerçekleştirmek için ıbüyük iskender gibi hindistan'a sefer düzenleyip kral sofagasenus ile görüşmeler yapmıştır.

    mö 205 yılında batıya geri döndüğünde büyük antiokhos, misir'da ıı. ptolemaios'ün ölümünü fırsat bilerek bir batı seferi hazırlığına başladı.

    ıv. antiokhos ve makedon kralı v. filippos aralarında anlaşarak ptolemaios hanedanının mallarını ve ptolemilerin hüküm sürdüğü bölgeleri paylaştılar. bunun ardından v. suriye savaşları yapıldı. seleukoslar, mısırlıları suriye'den çıkardılar. panyum savaşı'nda (mö 198) kesin olarak suriye seleukosların eline geçti. ıv. antiokhos en sonunda seleukos imparatorluğu'nu eski ihtişamına kavuşturmuştu.

    yeniden dağılış

    fakat ııı. büyük antiokhos'un görkemi uzun sürmedi. eski müttefik filippos'un mö 197'de romalılara yenilmesinden sonra, büyük antiokhos yunanistan'ı işgal etme fırsatını gördü. sürgüne gönderilmiş kartacalı general hannibal tarafında cesaretlendirilen büyük antiokhos, yunanistan'daki bazı devletlerle ittifak antlaşması imzalayarak yunanistan'ı işgal etti. maalesef, bu kararı onun çöküşüne neden oldu: mö 191 yılında termopile savaşı'nda (mö 191) ve günümüz manisa muharebesi'sinda (mö 190) romalılar karşısında ağır bir yenilgiye uğradı. bu yenilgilerin ardından romalılarla ağır bir barış antlaşması olan apame antlaşması'nı (mö 188) — bu antlaşma sonucunda avrupa'da kalan ve toros dağları'nın kuzeyinde kalan tüm topraklar ve yüklü miktarda savaş tazminatı verildi— imzalamak zorunda kaldı. büyük antiokhos mö 187 yılında doğuya doğru, savaş tazminatlarını ödemek için ganimet toplam amacıiyla, başka bir sefer yaparken öldü.

    ııı. büyük antiokhos'un oğlu ve onun halefi olan ıv. seleukos filopator (mö 187-175)'un hükümdarlığı süresince büyük savaş tazminatı ödenmeye çalışıldı. en sonunda kendi elçilerinden biri olan heliodorus tarafından suikaste kurban gitti. seleukos'un küçük kardeşi ıv. antiokhos epifanes, tahta sahip oldu. ıv. antiokhos seleukosların düşük prestijini yükseltmek için ptolemaioslu mısırlılarla savaşa girişti ve savaşta başarılı oldu; ancak ptolemaios mısır ordusunu iskenderiye'ye kadar sürmesine rağmen romalı bir elçi olan gaius popillius laenas tarafından ateşkes imzalamaya mecbur kılındı. romalı elçi anyiokus'un etrafına bir çember çizmiş ve bu çemberden çıkmadan önce ptolemaios mısırla bir antlaşma imzalayıp imzalamaycağına karar vermesini istemiş ve ıv. antiokhos da ptolemaios mısırla bir barış antlasması imzalamaya karar vermiştir.

    sonraki hükümdarlık yıllarında imparatorluk daha fazla dağılmıştır. özellikle doğu bölgelerde kontrol tamamen yitirilmiş, partlar pers (iran veya fars) topraklarını almaya başlamış ve ıv. antiokhos'un helenistik (veya anti-yahudi) aktiviteleri yahudiye eyaletinde silahlı ayaklanmalara yol açmıştır — makabi ayaklanması (hanuka bayramı'nın tarihçesine bkz. şabbat(sebt) 21b, babil talmudu). aynı anda hem partlarla, hem yahudilerle savaşmak zorunda kalan seleukoslar hiçbir şey elde edemediler ve ıv. antiokhos mö 164 yılında çıktığı bir sefer sırasında öldü.

    iç savaş ve artan dağılış

    iskender balas'ın gümüş parası.
    ıv. antiokhos epifanes'in ölümünden sonra, seleukos imparatorluğu'nun istikrarsızlığı arttı. sık sık çıkan iç savaşlar merkezi otoriteyi oldukça zayıflattı.

    iv. antiokhos epifanes'in küçük oğlu, v. antiokhos eupator, mö. 161'de ıv. seleukos filopator'ün oğlu i. dimitrius soter tarafından tahttan indirildi ve hükümdarlıktan atılan ilk seleukos hükümdarı oldu. ı. dimitrius yahudiye eyaletinde merkezi otoriteyi yeniden sağlamaya çalıştı, ancak o da mo 150 yılında iskender balas tarafından tahttan indirildi — iskender balas, ıv. antokhos epifanes'in oğlu olduğunu iddia eden (mısır destekli) bir düzmece sahtekardı.

    iskender balas ise mo 145 yılında ı. dimitrius'in oğlunun, ıı. dimitrius nikator, onu tahtından etmesine kadar hüküm sürdü. ıı. demetrius imparatorluğun tamamını kontrol edemedi. kendisi babil ve doğu suriye'yi yönetebildi. şam doğusundaki kalan suriye doğusu iskender balas'ın kalıntıları elindeydi. bunlar önce balas'ın oğlu vı. antiokhos ve sonra gespçi general diodotus trifon yönetimi altında antakya ve çevresini yönettiler.

    bu arada, imparatorluğun topraklarının ayrılması da devam etti. mö 143'ten itibaren, yahudiler bağımsızlıklarını makabi adı altında tam anlamıyla kazandılar. partların işgali de ilerlemeye devam etti. mö 139'da, ıı. dimitrius partlar tarafından mağlubiyete uğratıldı ve tutsak edildi. böylece bütün iran platosu, partlar'ın eline geçti.

    dimitrius nikator'ün kardeşi, vı. antiokhos sidetes hızla dağılmakta bir imparatorlukta ve değişik yönlerden gelen değişik tehditlar altında imparatorluğun birliğini sağlamaya çaba gösterdi. seleukosları gayet zorlukla kazandıkları suriye'nin kontrolü, yahudiye makabi isyancılar tarafından tehdit edilmekte idi. bir zamanlar tabi alt-kral hanedanları tarafından idare edilmekte olan ermenistan, kapadokya ve pontus da suriye ve kuzey mezopotamya arazilerini tehdit altına almışlardı. ı. mitridates tarafından gayet iyi yönetilen ve komuta edilen göçebe partlar orduları tarafından (antik çağlarda gayet ünlü olan nise at sürülerinin yetişip büyüdüğü) yukarı medya platosunu ellerine geçirmişlerdi. romalıların suriye idaresine el atmaları devamlı olarak beklenmekteydi.

    vı. antiokhos sidetes yahudiye makabi'ler isyanı zorla bastırmayı başardı. anadolu'da bulunan tabi alt-krallıklar da bundan korkup, geçici bir zaman olsa bile, itaat göstermeye başladılar. güçlü bir donanma kurmayı başarabildi ama kara ordusu partlara karşı hiçbir şey yapamıyordu.

    vı. antiokhos sidetes mö 133'da yeni topladığı seleukos kraliyet ordusu ile doğuya partlar üzerine büyük bir askeri sefer başlattı. vı. antikhos bu askeri seferde önce önemli başarılar kazandı. mezapotamya, babil ve medya seleukoslar eline geçti. vı. antiokhos sidetes şahsen dicle-üstündeki-seleukia'nın part satrapı ile teketek çarpışma yaptı. bu çarpışmada galip geldi; onu öldürdü ve idare ettiği arazileri seleucia içine ilhak etti. mo. 130/129 kişinda bu büyük seleukos ordusu medya ve diğer fars bölgeleri arazilerinde bulunan kışlak şehirlerine kış geçirmek için dağıtıldı. tam bu ordunun dağılmasından sonra partlar kralı ıı. pharates kendi orduları ile bu kışlak bölgelere karşı saldırmaya başladı. vı. antiokhos dağıttığı ordusunun küçük bir kısmı ile ıı. pharates'in bu saldırılarını durdurmak amacı ile harekata geçti. fakat partlar tarafından bir pusuya yakalandı; ordusu imha edildi ve vı. antiokhos'in kendisi de hayatını kaybetti. bunun başarılar dolayısıyla bazı tarihçiler vı. antiokhos'u büyük seleukos hükümdarları arasında olduğunu kabul ederler.

    çöküş (mö 100 - mö 63)
    mö 100'den itibaren, güçlü seleukos imparatorluğu'ndan bir tek antakya ve çevresindeki birkaç suriye şehri kalmıştı. güçlerinin büyük bir kısmını kaybetmelerine ve krallığın zayıflamasına rağmen soylular kralların seçiminde önemli rol oynamaya devam etti. bu seçimleri genelde ptolemaois hanedanının elindeki mısır veya diğer dış güçler kontrol ediyordu. seleukoslar bir süre daha ayakta kaldılar; çünkü hiçbir millet onların mirasını devralmak istemiyordu — seleukoslar o bölgede bir tampon görevi görüyorlardı — ancak pontus kralı vı. mithridates ve romalı sulla ile anadolu'da yapılan savaşlarda da seleukosları hiçbir ülke desteklemedi.

    mitridates'in azimli yeğeni büyük tigranes, ermenistan kralı, iç karışıklıklar içinde bulunan güneye inme imkânını gördü. mö 83'te, bitmez tükenmez iç savaşı durdurmak amacıyla suriye'ye girdi ve yakın bir süre sonra da kendisini suriye kralı ilan ederek seleukos devleti'nin hemen hemen sonunu getirdi.

    bunlara rağmen, seleukos devleti tam anlamıyla yıkılmadı. romalı general lukullus'un mithridates ve tigranes'in ikisini de mö 69 yılında yenmesiyle arta kalan seleukos krallığı xııı. antiokhos asiatikus'ün krallığı altında toplandı. bu zamanlarda bile, iç savaşlar önlenemedi. ıı. filip ıiloromaeus, xııı. antiokhos ile taht kavgasına girşti. pontus'un roma kontrolüne geçmesiyle, romalılar seleukos kontrolündeki suriye topraklarındaki istikrarsızlıklara yoğunlaştı. mö 63'te vı. mithridates pompeus tarafından yenilgiye uğratılınca, pompeus helenistik doğu'yu yeni bağımlı krallıklar kurarak ve yeni vilayetler oluşturarak yeniden oluşturmak istedi. ermenistan ve yahudiye gibi yerel krallıklara bir ölçüde özerklik verildi. ancak pompeus, seleukosların devam etmesinin çok zahmetli olduğunu görünce, suriye'yi bir roma vilayeti haline getirdi.

    “ermeni birlikler fenike'deki akka şehrini aldı. tigran'ın ordusu seleukos başkenti olan selevsiyayı başarılı bir şekilde sardı. josephus antiquites'inde kraliçe aleksandra "tigranes'e pek çok hediye ve elçi sundu..." kraliçe sadakatini tüm fenike'yi krallar kralı'na vererek gösterdi
    kültürel değişimler
    seleukos imparatorluğu'nun coğrafi mesafesi, ege denizi'nden afganistan'a kadar, yunanlar, ermeniler, iranlılar, medler ve yahudiler gibi pek çok kültürden insanı barındırıyordu. imparatorluğun geniş bir coğrafya'yı kapsaması, seleukos hükümdarlarını büyük iskender gibi çok uluslu yapılar oluşturmaya zorladı. imparatorluğun helenizasyonu yunan tipi yerleşim birimlerinin oluşturulmasıyla sağlandı. tarihsel olarak, antakya gibi önemli şehirlere ve kurulan yeni şehirlere yunanca isimler verildi. yani yunan şehirlerine yunanistan'dan nüfus gönderilerek bölge yunanlılaştırldı; çünkü yunanistan'da bölgenin kaldıramayacağı büyüklükte nüfus vardı. bölgeye yunanları yerleştirmek aynı zamanda asimilasyonı hızlandırmak için kullanıldı. sosyal olarak, bölge halkı yunanlardan etkilendi; ancak yunanlar da bölge halkından etkilendi. mö 313 yılından itibaren, helenik düşünceler 250 yıl boyunca yakın doğu, ortadoğu ve orta asya kültürlerini etkiledi. bu hükümdarın bölge üzerinde etkisini sürdürmesi için gereken en önemli şeydi. pek çok antik şehir helen kültürünü kabul etti, ettirildi. helen ve yerel kültürün birleşmesiyle ortak bir kültür oluştu. bu ortak kültürü yayma çalışmaları yüzünden bazen ayaklanmalar çıktı. özellikle de yahudiler büyük sorun çıkardı; çünkü içlerine kapanık bir ırk olmalarından dolayı bu kültür asimilizasyonundan pek etkilenmediler. seleukoslular zorla yahudilerin kültürünü değiştirmeye çalıştı bunun sonucunda pek çok ayaklanma çıktı ve en sonunda yahudiler bağımsızlıklarını elde ettiler.

    seleukos ordusu
    büyük iskender'in ölümünden sonra ortaya çıkan pek çok devlet gibi seleukos ordusu da makedon modeline sahipti ve kökeni de greko-makedondu. seleukos krallığı, pers imparatorluğu'nun doğu topraklarının pek çok kısmına sahip olduktan sonra, krallar orduları için doğu insanlarına güvenmek zorunda kaldı. orduları makedon falanks ve doğu okçuları ve süvarileriyle donattılar. ayrıca, seleukoslar ordularında hint fillerini de düşmanlarına korku salmak için kullanıyorlardı. ptolemailer gibi seleukoslar paralarıyla indus nehri çevresinde yaşayan hintlerden girit ve galatya'ya kadar yaşayan her ırktan paralı askeri almışlardı. roma karşısındaki savaşlarda, seleukoslar roma lejyonlarına benzeyen birlikler oluşturmaya çalışmışlardır. mö 63 yılındaki çöküşten itibaren seleukos orduları terhis edildi. söylentilere göre pek çok ağır süvari roma ordularına dahil olmuştur.
  • iskender'in ölümünden sonra makedonya imparatorluğu'nun parçalanmasıyla iskender'in generallerinden (bkz: seleukos nikator) tarafından kurulan helenistik imparatorluk.

    başkentleri önce seleukia, sonraları ise antakya'ydı. doğu akdeniz'de, ırak'ta, iran'da, türkmenistan'da, pamir'de ve hindistan'ın batısında bulunan topraklarda (bugün pakistan) egemenliklerini sürdürmüşlerdir. toprakları roma imparatorluğu tarafından ele geçirilinceye kadar doğu akdeniz'in hâkimiydiler. seleukosların geniş toprakları 25 civarında eyalete bölünmüştü. “strategos” veya “satrap” unvanlı valilerce yönetilen bu eyaletler pers zamanındaki satraplıklardan daha küçüktü.

    seleukoslar devlet idaresinde ahamenişleri örnek almışlar, merkezi gücü ellerinde tutarak özerk yapıyı devam ettirmişlerdir. kaynaklardan sekeukoslar dönemi’nde yunan kentleri kurulduğu öğrenilmektedir. yalnız (bkz: seleukos nikator)’un 16 tane antiokheia, 5 tane laodikeia, 9 tane seleukeia, 3 tane apameia ve 3 tane stratonikeia isimli kent kurduğu bilinmektedir. seleukos kralları toprakları üzerinde yunan kentleri kurup onlara bağımsız idare ve otonomi vererek, bu yeni kurulan kentlere batıdan gelip yerleşen yunanların ekonomik durumu canlandırmalarını, kralı geliri arttırmalarını ve hanedanları için destek olmalarını sağlamışlardır. yunan yöneticiler kendi dillerini yunanca yazıp konuşuyor, yerli halk kendi dillerinde konuşuyordu.

    ayrıca seleukoslar çok tanrılı bir dine inanmakla birlikte yerel dinlerin uygulama ve inançlarına da karışmadılar. isteyenler kendi dinini korumakla birlikte yunan tanrılarına tapabiliyordu. yunan olmayan biri yunan kent-devleti vatandaşı olabiliyordu.
    tık
    görsel
  • büyük iskender, kısa yaşamında bilinen dünyanın neredeyse tamamını fethetmişti ancak geniş bir imparatorluğu yönetmek ve elinde tutmak için verilen muazzam mücadeleyi görecek kadar uzun yaşamadı. bu muazzam görev, onun yerine geçen satraplara düşecekti. iddiaya göre iskender'in son isteği, devasa imparatorluğunu "en güçlünün" miras alması olsa da, hiçbiri topraklarını tek bir bayrak altında yeniden birleştirmeyi başaramadı ama çoğu bunu denedi. diadochi savaşları*, iskender'in ölümünden sonra nesiller boyu sürecekti.

    burada da, belki de halef krallıkların en başarılısı olan i. seleukos nikatör tarafından kurulan geniş imparatorluğun yükselişine ve düşüşüne bakalım. çatışmalar başladığında hiçbir yerde hiçbir konumda en güçlüsü değildi, ancak gizli taktiklerdeki hüneri her şeye rağmen ona yardımcı olmuştu ve şehir kurma ile hoşgörülü yönetimi büyük bir imparatorluğun temellerini atmıştı.

    iskender 32 yaşında, ardında bir varis olmadan babil'de öldü. iskender öldüğünde dul karısı roksana* hamileydi, ancak doğmamış çocuğun bir oğul olup olmayacağını bilmeden, veraset tartışmaları iskender'in naaşı soğumadan önce başladı (henüz gerçekten ölmemiş bile olabilir). bazıları, tamamen makedon olduğu gerekçesiyle engelli üvey kardeşi arrhidaeus'u tercih ederken, iskender'e en sadık olanlar umutlarını doğmamış çocuğuna bağlamak istediler. her iki durumda da, bir naip geçici olarak hükmetmek zorunda kalacaktı. iskender'in ölümünü takip eden ani öfke yatıştıktan sonra, korumalarından biri olan perdikkas'a veraset sorununu çözmek için anıtsal bir görev verildi.

    o sırada seleukos, hiyerarşinin zirvesine yakın bir yerde değildi. iskender'in imparatorluğunun bölünmesinde ona babil satraplığı verilmişti, ancak elinde tutmak için sınırlı askeri kaynakları vardı. ptolemaios iskender'in cesedini çaldığında, seleukos, perdikkas'ın onu almak için düzenlediği seferin bir parçasıydı. talihsiz perdikkas için işler kötüye gidiyor gibi göründüğünde, seleukos ve diğer generaller onu sırtından bıçakladılar. bu ihanet eylemi daha sonra değerli olduğunu kanıtlayacaktı; başka bir halef, tek gözlü antigonos, diğer satrapları öldürmeye başladığında, ptolemaios, babil'i terk etmek zorunda kaldığında seleukos'a sığınma hakkı verdi.

    seleukos, antigonos'a karşı bir koalisyon kurulmasına yardım etti ve dönüşünü planlamak için babil'deki yetkililerle temas halindeydi. seleukos ve ptolemaios, antigonos'un oğlu demetrios'u savaşta yendi ve seleukos, mö 312 kışında babil'i geri alma fırsatını kullandı. ertesi yıl üzerine gönderilen çok daha büyük bir orduyu onları aldatarak ve geceleri taarruz ederek bozguna uğrattı. baskın bir bütün olarak kuvvete fazla zarar vermese de, seleukos muhalefet liderlerini ortadan kaldırdı ve lidersiz karşıt orduyu kendi komutası altında topladı.

    iskender'in fetihlerinin ikinci yarısındaki büyük mücadelelerinden biri, helen ve pers tebaasını bütünleştirmekti. bu amaçla, makedon soylularını pers eşleriyle bir araya getirmek için mö 324'te (günümüz iran'ında bulunan) susa'da bir toplu düğün düzenledi. iskender'in yaklaşık 80 önde gelen yetkilisi, iranlı soylu kadınlarla evlendi; iskender doğal olarak en yüksek profilli eşleri aldı: öldürülen düşmanı darius'un en büyük kızı statira (barsine olarak da bilinir) ve eski pers hükümdarı iii. artaserhas'ın kızı. iskender'in en yakın arkadaşı hefaistion, ailelerini bir araya getirme umuduyla darius'un diğer kızı drypetis ile evlendi.

    seleukos gagalama ve koparma düzeninin biraz daha gerisindeydi, ancak apama adında soylu bir kadın olan yeni gelininden açıkça memnundu, çünkü ertesi yıl iskender'in ölümünün hemen ardından karısını boşamayan tek kişi oydu. ister gerçek bir sevgi ister daha stratejik nedenlerle olsun, evlilik takip eden yıllarda ona iyi hizmet edecekti. iranlı karısı, çok etnikli bir imparatorluğun kültürel ayrılıkları arasında köprü kurmaya yardımcı oldu ve çocukları, tebaalarının gözünde daha fazla meşruiyete sahip olacaktı.

    çok daha sonra, muhtemelen apama'nın ölümünden sonra veya onunla birlikteyken tekrar evlenecekti. çok daha genç stratonice ile olan birlikteliği pek istikrarlı değildi. oğlu antiohos'un üvey annesine olan tutkusuna dair (muhtemelen itibarı korumak için üretilmiş) söylentilerin ortasında, seleukos stratonice'den boşandı ve onu antiohos ile imparatorluğun diğer ucuna sürgüne gönderdi.

    eski ve geniş bir imparatorluğun tuhaflıklarından biri, fethedilen toprakların mutlaka fethedilmiş olarak kalmamasıydı. iskender'in seferlerinin sonunda alınan uzak doğu eyaletleri, onun ölümünü takip eden yıllarda büyük ölçüde göz ardı edilmişti. seleukos, bactria'ya (günümüz afganistan'ı) ve doğu sınırlarına, toprakları geri katmak için bir sefer düzenledi. bir noktada, seleukos büyük maurya hükümdarı chandragupta maurya ile çatıştı. ayrıntılar iyi belgelenmemiştir, ancak iskender'in hindistan'daki kendi sorunları göz önüne alındığında, seleukos'un kesinlikle zor zamanlar geçirmiş olması muhtemeldi.

    ikisi arasında bir çatışma olsaydı, geriye kalan hiçbir kayıt varolmazdı. karşılıklı yarar sağlayan anlaşma işe yaradı ve iki krallık arasındaki iyi ilişkiler, belki de mauryanlar tarafından yönlendirilen sonuçsuz bir çatışmaya işaret eder. seleukos, doğu eyaletlerini, ticaret hakları ve gelecekteki seferlerine büyük ölçüde yardımcı olacak 500 savaş filinin teslimatı için takas bile etmişti.

    doğu sınırlarının yerleşimi hem seleukos hem de chandragupta için faydalı oldu. düzenin güvenliği, her iki hükümdarın da sırtını koruyor ve çabalarını başka yerde yoğunlaştırmalarına izin veriyordu. her ikisi de devasa imparatorluklar kurmaya devam edecekti.

    bir hanedan kurmak için bir varise ihtiyacınız vardır. yedek bir çocuk genellikle iyi bir fikirdir, ancak çok fazla oğul, arka arkaya çok az sayıda oğul kadar zararlı olabilir. seleukos'un dört çocuğundan bilinen en fazla iki tanesi erkek evlattı ve onun varisi antiohos yıllardır onun eş hükümdarıydı. mantıklı bir şekilde, yaşlı kral düzeni sağlamak ve halefliğini hızlandırmaya çalışmanın cazibesinden kaçınmak için en büyük oğlunu, topraklarının diğer ucunda hüküm sürmesi için gönderdi. hayatta kalan rakipleri ptolemaios ve lisimahos erkek çocuk anlamında çok daha verimliydi ve oğullarının fazlası ileride sorun anlamına geliyordu.

    lisimahos'un oldukça yetenekli bir varisi vardı: agatokles. ancak küçük oğullarından birinin ve eşlerinden birinin entrikaları, ihanet şüphelerine ve en büyük oğlu ve varisinin infazına yol açtı.

    popüler bir hükümdar olmayan lisimahos, giderek otokratik ve acımasız hale geldi. devamında ortaya çıkan huzursuzluk, seleukos için bir şans yarattı. ptolemaios'un mö 282'de ölümünden sonra, ilk nesil diadochi'den yalnızca iki eski rakip kalmıştı. agatokles'e karşı entrikayı kuran ve seleukos'un seferini başlatan ptolemaios'un en büyük oğlu ptolemaios ceraunus (veya keraunos) idi.

    seleukos, eski düşmanını oldukça hızlı bir şekilde yendi, ancak son çatışmalarının belgelenmiş ayrıntıları seyrektir. yaşlı lisimahos bu mücadelede can vermişti. efsaneye göre cesedi, kurtarılana kadar sadık köpeği tarafından korunuyordu. seleukos, trakya ve makedonya üzerinde hak iddia etmek ve iskender'in imparatorluğunu yeniden birleştirmeye bir adım daha yaklaşmak için hellespont'u geçtiğinde 80 yaşını zorluyordu. ptolemaios ceraunus, gücünün doruğundayken birlikte bir tapınağı ziyaret etmelerini önerdi ve yalnız olduklarında, mentoru i. seleukos nikatör'e, onu sırtından bıçaklayarak şükranlarını sundu; ihanet ve gizli taktiklerle damgalanmış bir kariyer için aşağılık ama uygun bir söndü.

    ptolemaios ceraunus da, çirkin eylemlerinin meyvelerinin tadını çıkaracak kadar uzun yaşamayacaktı. yunanistan'daki bir kelt istilası onu hazırlıksız yakaladı ve yardım beklemek yerine düşmanlarını hafife alarak saldırdı, hemen oracıkta kelt kralı bolgios tarafından öldürüldü.

    seleukos ve ptolemaios, yaşadıkları zaman dostane ilişkiler içindeydiler, her biri diğerinin iskender'in ölümünün ardından iktidara yükselmesine yardımcı olmuştu. seleukos, mısır seferi sırasında perdikkas'ı ortadan kaldırırken, ptolemaios, antigonos tarafından babil'den atıldığında seleukos'u yanına almıştı.

    ptolemaios, ikisi arasında daha temkinli olanken, seleukos daha fırsatçıydı. diadochiler arasındaki mücadelelerin gidişatını değiştirmeye yardımcı olan şey, diadochi'nin hile yapma kapasitesiydi. her ne kadar toprak ganimetlerinden aslan payını alan lisimahos olsa da, ikisi sonunda ipsos muharebesi'nde antigonos'u deviren koalisyonu oluşturmak için birlikte iyi çalıştılar.

    kalan diadochi'lerin hepsi, mö 305/6 civarında iskender'in eski imparatorluğunun kendi parçalarının krallıklarıyla taçlandırıldı. ipsos'un ardından antigonid krallığı'nın bölünmesinden sonra, ptolemaios ve seleukos suriye'nin bir bölümünü ele geçirdi. suriye'de ptolemaioslar ve seleukoslar arasındaki ortak sınır, gelecekteki çatışmaların temellerini atacaktı. seleukos ve ptolemaios barış içinde kaldılar, ancak halefleri krallık üzerinde nesiller boyu çekişecekti. suriye için birkaç savaş yapıldı ve bu karşılıklı yıkıcı savaşların roma'nın bölgedeki yükselişinde neredeyse kesinlikle bir katkısı vardı.

    iskender gittiği her yerde yeni şehirler kurmayı kesinlikle severdi ama çoğu birkaç yıl içinde terk edildi. seleukoslar, zamana karşı gerçekten direnen çok sayıda şehir kurarak topraklarındaki hakimiyetlerini sağlamlaştırdı. çok çekişmeli geçen suriye krallığında, seleukoslar kuzeyde dört önemli şehir kurdular: antakya, seleucia, apamea ve laodikeia. stratejik olarak yerleştirilmiş bu yerleşimler, ticaret ve yunan göçmenleri çekmek için hem komşu rakiplere hem de büyük merkezlere karşı bir siper görevi gördü.

    kaliteli piyadenin her zaman büyük talep gördüğü seleukoslar, yunan yerleşimcileri ordunun saflarını doldurmaları için çekmek için müreffeh yerleşimler inşa etmek için büyük çaba harcadılar. antakya, seleukoslardan çok daha uzun ömürlü olacaktı, şehir hristiyanlığın ortaya çıkmasında anahtardı ve birinci haçlı seferi'nin odak noktalarından biriydi.

    doğuda, imparatorluğun doğu kısmı için bir idari merkez olarak hareket etmek ve yakınlardaki babil'i savunmaya yardımcı olmak için seleukos tarafından dicle üzerinde başka bir şehir olan seleucia kuruldu. ikiz müstahkem şehirler olan seleucia ve babil, sadece birkaç mil uzakta, doğuda güvenli bir kale sağlıyordu. birbirinden uzak iki büyük başkentin olması da güvenlik konusunda yardımcı oldu. seleukoslar, doğuda görevlendirilmiş varis yönetimini seleucia'dan eş-kral olarak tertipleyip saltanatlarını güvence altına aldılar. antakya ve seleucia arasındaki büyük mesafe, sabırsız bir varisin tahtı zamanından önce ele geçirmek için daha az fırsatı olacağı anlamına geliyordu. veraset elbette her zaman sorunsuz değildi, ancak zamanın standartlarına göre seleukos saltanatı son derece düzenliydi.

    ii. seleukos ve iii. seleukos'un saltanatlarından sonra, imparatorluk toprak kaybetmişti ve iii. antiohos mö 222'de tahta çıktığında imparatorluk bir gerilemenin ortasındaydı. askeri olarak aktif bir hükümdardı ve saltanatının çoğu, imparatorluğu eski ihtişamına geri döndürmek için düzenlediği seferlerden oluşuyordu. mö ikinci yüzyılın başında, antiohos kaybedilen toprakların çoğunu restore etmişti ve hatta uzak bactria toprakları bile yurda geri döndü. seleukos gibi, antiohos da seferlerine yardım etmek için savaş fillerinin teslimatıyla desteklendiği hindistan'a kadar ulaştı.

    beşinci suriye savaşı'nda, ptolemaios mısır'ın afrika dışı topraklarını aralarında bölmek için makedon v. filippos ile ortaklık kurdu. savaş, bir roma müdahalesi makedonya'yı çatışmadan çıkarana ve antiohos'un mısırlıları bitirmesini engelleyene kadar onlar için iyi gidiyordu. bu, tartışmasız en büyük ikinci seleukos hükümdarı için zirve nokta olduğunu kanıtladığı andı. roma'nın bölgede artan varlığı, seleukos hırsları için bir tehdit oluşturuyordu.

    efsanevi kartacalı general hannibal barca, seleukoslar için tam bir felaket olan mö 192'de roma ile çıkan çatışma hakkında tavsiyelerde bulunmak üzere antiohos'un sarayına geldi. termopiyel'de bir yenilgi - spartalılar tarafından meşhur kılınan aynı bölge - mö 190-189 kışında magnesia muharebesi'nde yıkıcı bir yenilgi ile takip edildi. antiohos sayı avantajına sahipti, ancak makedonların cynoscephalae'de keşfettikleri gibi, roma piyadeleri helen güçlerinin falankslarından açıkça üstündü.

    artık kuzeyde roma büyük resme dahil olmuşken, seleukoslar için tek yol güneydi. iii. antiohos tarafından imzalanan barış anlaşmasının mali yükü, haleflerinin ağırlığı altında mücadele ettiği bir değirmen taşıydı. mö 196'dan itibaren seleukoslar, antiohos'un oğlu ve kızı laodike'nin birliği ile ptolemaioslardaki ensest evlilik örneğini izlediler. seleukos varisinin erken ölümünden sonra laodike, diğer kardeşi iv. seleukos ile evlendi.

    iv. seleukos, saltanatının çoğunu roma borcunu ödemeye çalışarak geçirdi ve iii. seleukos'un azınlıklara yönelik hoşgörü politikasını daha baskıcı bir yönetime çevirdi. kudüs'teki yahudi tapınağından ganimet yağmalaması için bir bakanı olan heliodoros'u gönderdi. mucizevi bir müdahale sözde bakanın amacına ulaşmasını engelledi ve kralına hazinesine borçlu olarak geri döndü.

    mö 175'te önceki kralın suikastının arkasında o vardı ve kısa bir süreliğine, krallıktan biraz daha fazlasını miras alan iv. seleukos'un küçük kardeşi iv. antiohos'un ellerinde kendi ölümüne kadar naiplik rolünü üstlendi. laodike'nin evlendiği üçüncü erkek kardeşiydi.

    seleukoslar başlangıçta diğer kültürlere ve inançlara karşı hoşgörülüydüler. ilk hükümdarlar, tebaalarının günlük yaşamlarına vergi toplamanın ötesinde karışmak için çok az girişimde bulundular. genel olarak, birçok tebaa için seleukoslar dönemindeki yaşam, ahameniş pers imparatorluğu döneminden çok farklı değildi. seleukos ve halefleri yerel yönetimleri yerinde bıraktılar.

    büyük iii. antiohos da antiohos olarak adlandırıldı, ancak tarihsel itibarı büyük bir hükümdardan çok bir kötü adam oluşuydu. imparatorluğun gerçek varisinin roma'da rehine olarak iktidarı ele geçirmek için olduğu gerçeğinden yararlandı. mithridatis olarak doğdu, iv. antiohos epifanis (tanrı tezahürü) olarak hüküm sürdü, ancak muhalifleri tarafından epimanes (deli) olarak anılıyordu.

    yahudiye, ptolemios'tan fethedildikten sonra, iv. antiohos, geçmiş yöneticilerin daha önceki hoşgörüsünü tersine çevirdi ve yahudi dini ile geleneklerini yasaklayarak bölgeyi helenleştirmeye çalıştı. kudüs'ün kutsal ikinci tapınağına yönelik pogromlar ve saygısızlık, rahip matatyahu ve oğulları tarafından düzenlenen direnişe yol açtı. bir oğul, yehuda makkabi, sonuçta başarılı olacak bir isyan başlattı. çatışma sadece yabancı baskıcılara karşı değildi, aynı zamanda gelenekçiler ve helenleşmiş yahudiler arasındaki bir yahudi iç savaşıydı.

    hanuka mucizesinin makkabi isyanı sırasında gerçekleştiği rivayet edilir. talmud, ikinci kudüs tapınağı'nın yeniden tahsis edildiğini ve menoranın yalnızca bir tanesine yetecek kadar yağ olmasına rağmen sekiz gün boyunca açık tutulduğunu belirtir. daha sonraki kaynaklar farklı bir hikaye sunar; makkabiler kitabı sekiz günlük kutlama olduğunu belirtir, ancak yağdan bahsetmez. isyanın doğası tarihsel görüşü bölmüştür, ancak sonunda amacında başarılı oldu ve yahudi tarihinde önemli bir an oldu.

    v. antiohos eupator 9 yaşında babasının yerine tahta geçti, ancak kısa süre sonra amcası demetrius tarafından -iv. antiochus'un tahtını birkaç yıl önce gasp ettiği adam - mö 162'de tahttan indirildi. seleukos imparatorluğu'nun son yüzyılına, bitmeyen hanedan çatışmaları, yavan hükümdarlar ve gerileyen imparatorluğun kenarlarında büyüyen güçler damgasını vurdu.

    demetrius, mö 150'de i. aleksandros balas tarafından devrildi. seleukosların yeni kralı, iv. antiohos'un kayıp oğlu olduğunu iddia ediyordu. iddiası ptolemaioslar ve komşu pergamon ile kapadokya krallıkları tarafından desteklendi. aleksandros'un kısa saltanatı, partlara verilen toprak kayıpları ve ihmalkar yönetimiyle damgasını vurdu. demetrius'un oğlu demetrius tarafından devrildi.

    hanedan mücadeleleri ve toprak kayıpları, bir dizi etkisiz hükümdar gelip giderken devam etti. zirvedeyken, imparatorluk ege denizi'nden indus nehri'ne kadar uzanıyordu, alanı 2.250 milyon km²'den fazlaydı. mö birinci yüzyılın başında, 60 bin km²'nin altına kadar daralmıştı.

    romalı general gnaeus pompeius magnus büyük iskender'in büyük bir hayranıydı. rakipleri tarafından bazen alaycı bir şekilde kullanılmasına rağmen, kahramanı iskendere saygı olarak “büyük” ünvanını dahi almıştı. mö 63'e gelindiğinde seleukos imparatorluğu, suriye'de roma egemenliği altındaki eski bir devletten biraz daha fazlasıydı.

    pompey, sinir bozucu kilikya korsanlarını bir kez ve herkes için yok etme seferi sırasında krallığı neredeyse tamamen ilhak etti. son seleukos kralı ii. filippos filoromaeus, mö 58'de evlilik yoluyla kaybettiği tahtını mısır tacıyla takas etmeye çalıştı. planları boşa çıktı ve imparatorluğun son hükümdarı tarihi kayıtlardan kayboldu.
  • buyuk iskender sonrasi helen imparatorluklarindan biri.

    konudan bagimsiz olarak debe'ye giren entry hakkinda: sanirim google translate sozluge gizli reklam vermis.
  • (bkz: silifke)
  • adana bölgesinde faaliyet gösteren ismi karizmatik devlettir, fakat ne var ki başlıkta belirtldiği gibi imparatorluk değildir.
hesabın var mı? giriş yap