serbestlik

• ozgurluk ile kari$tirlmamasi gereken olgu.
  (bkz: wish you were here/#306595)
• ilk kelime anlamı özgürlükle tamamen aynıdır. 1960 yılında gerçekleşen askeri darbeden sonra biraz daha belirgin bir şekilde ortaya çıkan milliyetçilik akımı sayesinde yerini yavaş yavaş özgürlük kelimesine bırakmaya başlamıştır. ne var ki o dönemlerde darbeye ve yeni sisteme karşı olan yazarlar tarafından -cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan serbest cumhuriyet fıkrasına atfen- ısrarla kullanılmıştır. ilerleyen yıllarda siyasi-sosyal anlamını yavaşça hürriyet kelimesine bırakmış, günlük bir kelime haline dönüşmüştür.
• (bkz: serbesti)
• ipinden boşanmış dana,
  - özgür değildir.
  
  beni seviyor musun diye soran, kendisi seviyor kabul edilir; o zaman sevilmeyi haketmez, sadece sevmeyi hak eder. beni seviyor musun diye soranın hakkı sevilmemektir. kendi sevmezken seviyor mu diye soran, normal bir yılanlık yapmaktadır.
  
  sevenin görevi, sevmeyi iptal edemiyorsa, sevmeyi geliştirmektir. sevenin görevi sevilmeyi öğrenmek olamaz, zira seven sevilmiyor sayılır. bağıl/görece durumlar bunu söyler.
  
  sevmeyenin görevi sevmemeyi örtmek, nezaketlileştirmek veya çırçıplak işkenceye çevirmektir. sevmeyen sevenin cezalandırıcısı gibidir. sevmeyenin temelde hiçbir görevi yoktur. iyilik ve kötülükte serbesttir. pratikte biz bunu genellikle zalimlik olarak gözleriz.
  
  (bkz: serbest), serbesti
  (bkz: selbes)
  (bkz: selbesimek)
  (bkz: özgürlük/@ibisile)