• haldun tanerin yazdigi 3 perdelik muzikal komedi.
  • haldun taner'in ölümsüz eserlerinden biri.

    "kıskanç herif", "yorgaki dandini" ve "sersem kocanın kurnaz karısı" adlı 3 perdeden oluşan oyunda tomas fasulyeciyan kumpanyası vasıtasıyla tiyatro tarihimizden sayfalar, resimler sunulur. ahmet vefik paşa'ya da hak ettiği yer verilmiştir.

    ilk defa 11 ekim 1969'da haldun taner, çetin ipekkaya ve münir özkul'un kurduğu bizim tiyatro tarafından istanbul'da sahneye konulmuş. (münir özkul, suna selen, çetin ipekkaya, sevil üstekin gibi o dönem isimlerini yeni duyurmaya başlayan oyuncular rol almış)

    yıllar önce trt'de dizi halinde gösterilmişti, münir özkul başroldeydi gene. savaş dinçel'in başrolü üstlendiği bu tiyatro klasiği yeni sezonda istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları ile sahnelere geri dönecek.

    fasulyeciyan : - ne doğru söylor bu şarkı. sadece aşkın değil, teatronun da zevki bir an sürer, mihneti ve cefası ise bir ömre yayılor...
  • istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları saolsun hayatımda ilk kez bir temsilin yarısında cıkmama neden olan piyes. bu güzel eser bu kadar mı kötü sahnelenir, yazık yazık.
  • en acemi topluluk bile cok daha iyi sahnelerdi boylesi bi eseri.
  • zaten aktör dediğin nedir ki...
    oynarken varızdır, yokolunca da sesimiz bu kubbede hoş seda olarak kalır.
    bir zaman sonra da unutulur gider.
  • "artik kendimiz yoğuz, seyircilerimiz de kalmadı. ama repliklerimiz, fısıldaşır dururlar sabaha kadar.
    gün ağarır, temizliyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır. perde"

    sozleri ile biter son tirad ve oyun...

    ve her defasinda, her okunusta aglanir bu kitap, bu eser. cunku ne zaman bu kitabi okusaniz, gozunuzun onune vakti zamaninda ibis karakterini oynayan munir ozkulun gelip bu oyunu yorumlayan ablanizin arkadaslarini ayakta alkislayisi akliniza gelir.

    haldun taner saygiyla anilir,
    munir ozkula a da uzun omurler dilenir.

    ek not : satenik in soyledigi harika parca "piacer d amor" dur ve bestecisi de jean paul martini dir.
  • sehir tiyatrolarinda gördügüm versiyonda oynayan oyunculara olan sevgim bir yana, istanbul devlet tiyatrolarindaki yorumunun çok daha iyi oldugunu düsünüyorum. semih sergen, zafer algöz, bilge sen ve ilk anda adini animsayamadigim diger herkes sanki daha iyi oturmustu. daha sakin ama daha etkili bir versiyondu. müzikallestirme çabalari da çok hosuma gitmedi. belki de benim seyrettigim aksama özgü bir sogukluk mu mevcuttu müsahipzade celal'de bilemem. yine de savas dinçel basta sehir tiyatrosundaki kadro da çok basariliydi.
  • 29 ekim 2000'de 17 yaşında mal bir ergenken izlediğim ilk profesyonel tiyatro oyunu. müthiş bir heyecanla fatih reşat nuri sahnesine adım atılır. salona girilir.o sırada oyuncular sahnede kıyafetlerini giymektedirler. bir yandan rahmetli savaş dinçel seyircilere günün anlam ve önemine binaen 10. yıl marşını söyletir. bu süre zarfında seyirciler yerini alır ve oyun başlar. bu mal ergen önce sadece dizilerden tanıdığı savaş dinçel, atacan arseven ve sezai aydın'a vurulur. sonra bayan oyuncular nilgün kasapbaşoğlu, ezgim kılınç ve muhteşem sesiyle sonradan müptelası olacağım şebnem köstem. oyun devam eder gülünür eğlenilir şarkılara eşlik edilir ve oyun biter. eve gidene yüzümü tatlı bir tebessüm kaplar ve bu kadro artık senede 20-25 oyun izlemeden rahat edemeyen bir tiyatro manyağı yaratır.
hesabın var mı? giriş yap