• kireç miktari yuksek, tadi kotu lezzetsiz ayrica bobrekler icin de bi hayli zararli su. sertlik ph ve iyonlarla ilgili bir değer değildir, sadece emulsiyon ve suspansiyonlari kapsar, en yaygin suspansiyon da kireç olduğu için genelde suyun içindeki kire miktari olarak algilanir ki oldukca da doğru bi yanliş anlamadir
  • (bkz: agir su)
  • sabun ile köpük oluşturmayan su diyebilirim buna... eğer su içerisinde sertliğe sebep olan hco3– iyonu ve buna bağlı katyonlar var ise bu tür sulara geçici sertliğe sahip sular denir... eğer sertliğe hco3– den başka so4–2 gibi iyonlar sebep oluyorsa böyle sulara kalıcı sertliğe sahip sular denir...her su sert mizaçli deildir...
  • icerisinde kalsiyum, magnezyum ve demir iyonlari bulunduran sulara verilen ad.

    sert sularin bilinen iki onemli etkisi vardir. birincisi, sert sularda bulunan metal iyonlari, sabun (sodyum streat) ile birleserek cokelek olusturur ve sabunun kopurmesini engeller. bu durumda ise sabun temizleme isini layiki ile yerine getiremez. sonuc olarak sabun ve su israfi ile karsilasilir. ikinci onemli etki ise isitma ve sogutma sistemlerinde sert su kullanildigi zaman karsimiza cikar. sert su kullanimina bagli olarak boru icinde tortu birikmesi gozlenebilir. bu durumda ise sistemlerin performansinin dusmesi yaninda onarim ve bakim gibi sebeplerden dolayi maliyetleride artar.

    eee ne yapmali? sular yumusatilmali top edilmelidir. sert sular, gecici sertlige sahip sular ve kalici sertlige sahip sular olmak uzere ikiye ayrilir ve ikisi icinde farkli yumusatma yontemleri vardir.

    gecici sertlige sahip sularin yani icerisinde kalsiyum ve manezyum iyonlarinin bikarbonat tuzlarini bulunduran sularin yumusatilmasi kolaydir. ihtiyac miktarina gore icine sodyum hidroksit* bastimiydi hicbir sertlikleri kalmaz bu sularin. ikinci yumusatma yontemi ise bu sulari birkac dakika kaynatmaktir. kaynama sirasinda bikarbonat tuzlari parcalanacak ve kalsiyum karbonata donusecektir. sonuc olarak yumusacik top gibi bir suyunuz olacaktir. tabi bu kaynatma isi kucuk miktardaki sular icin gecerli. hani caydanliklarin dibinde falan olusan tortular var ya iste onlar kalsiyum karbonattir. yoksa buyuk miktaralardaki sulari kaynatmak icin gerekli enerjiye para odemekten adamin ocagina incir agaci dikilir.

    kalici sertlige sahip sulara gelince. suda cozunmus olarak kalsiyum klorur veya kalsiyum sulfat tuzlari iceren sulardir. bu sulari ise iki dakika kaynatma veya icine biraz kimyasal ekleme ile yumusatmak mumkun degildir. iyon degisim yontemlerini kullanmak gerekir. bu yontemler ile (kabaca anlatirsak) sudaki kalsiyum ve magnezyum iyonlari sabunla cokelek olusturmayacak sodyum ve potasyum gibi iyonlarla degistirilir. mesela suya sodyum karbonat eklenilerek kalsiyumun kalsiyum karbonat olarak cokeltilmesi saglanir. eger esek degilseniniz o cokelegi de oradan alirsiniz...

    bu arada tatli dil yilani deliginden cikarir desturundan yola cikarak sert sulari yumusatmak icin dil dokmeyiniz. ise yaramaz.**
  • (bkz: buz)*
  • su sertliği sertliğe neden olan tuzların niteliklerine göre ikiye ayrılır:
    1. geçici sertlik: ca ve mg bi karbonatlarının neden olduğu sertliğe denir niketese nin de dediği gibi kaynatılarak giderilir. ca(hco3)2------->caco3 + co2 + h2o
    2. kalıcı sertlik: cacl2 ve mgcl2, so4, po4 tuzlarından meydana gelen sertliklerdir, kaynama ile giderilmezler..
    kalıcı ve gecici sertliğin toplamına sertlik bütünü denir. sertlik tanımı olarak ise çeşitli tanımlar kullanılmaktadır. bunlar:
    alman sertliği: 100 ml su içinde 1 mg cao ya eş değer kalsiyum iyonları miktarına denir.
    fransız sertliği: 100 ml su içinde 1 mg caco3 e eşdeğer kalsiyum iyonları miktarına denir.
    ingiliz sertliği: 70 ml su içinde 1 mg caco3 e eşdeğer kalsiyum iyonları miktarına denir.
    1 alman sertliği = 1,25 ingiliz sertliği = 1,79 fransız sertliği
  • sanılanın aksine insani kullanım sularında pek bir önemi yoktur. hatta dünyadaki önemli içme suyu yönetmeliklerin hiç birinde su sertliği parametresi (caco3) bulunmaz. dünya sağlık örgütünün tavsiye ettiği değerler vardır, o kadar. ayrıca aynı dünya sağlık örgütü dökümanlarında "insan sağlığına etkisine dair kanıt yoktur" yazar.
  • halk arasında yanlış bilinen şeylerden birisi de bu sert veya kireçli sulardır. o yüzden biraz uzun yazıp, kaynaklarla işi aktarmaya çalışacağım. aldatıcı ticari uygulamalara ve reklamlara dair güzel bir örnek olur bu konu.

    özellikle su arıtma firmalarının veya şaşal sucuların ağzındadır bu 'kireçli su sağlıya zararlıdır' söylemi. hepsi değil elbet, işini layığıyla yapan düzgün firmalar ve insanlar da var. direkt olarak aldatmadığı için şu firmanın kendi sayfasında bu konu ile ilgili yazdıklarını örnek gösterebilirim. ortama korku salmak yerine bilgi vermek böyle bir şeydir işte.

    yapılan araştırmalarda, içme suyundaki kabul edilebilir değerleri aşmadıkça, sert suların sağlıya zararlı olduğuna dair bir bulguya henüz rastlanmamıştır. en fazla ciddi risk olabilecek durum; 'böbreklerde taş oluşumunu sağlamasa da buna katkı sağlayabilir' denilmesidir. sucular ve arıtmacılar bunu 'böbreklere çok zararlı', 'böbreklerde taş yapar' şeklinde koyarlar önümüze. işin gerçeği ise, böbrek taşı oluşturan bir bünyeniz varsa, o zaman birçok şeye olduğu gibi, su konusuna da dikkat edilmesi gerekmesidir. ticarilerin iddia ettiği gibi herkesi ilgilendiren major bir riski yoktur anlayacağınız. yine de şüpheniz varsa uzman bir görüş almanız (bu uzman mümkünse akademiden ya da sağlık sektöründen olsun) yerinde ve en doğru sonucu verecektir.

    burada da önceden yazarlar yazmışlar; içerisinde magnezyum ve kalsiyumun çok olması sebebiyle bu suların tadı sert olur. başka mineraller de vardır. marmara üniversitesi'nin şu sayfasında suyun içinde bulunan materyaller ve olası etkileri yazılmış. ayrıca aynı üniversitenin şu diğer sayfasında ise içme sularındaki kabul edilebilir değerleri gösterir. önemli olan bu değerlerdir işte. yani suyunuz bu değerler içinde olması öyle bilinenin aksine zarardan çok faydası vardır desek yanlış olmaz.*

    farkındaysanız ticariler suyuzun magnezyum değeri nedir gibi bir şey sormazlar. az biraz örnek isteyen arıtmacı çıkar. onlar da tesis gibi arıtma kuran firmalardır ve genel olarak sudaki arsenik veya buna benzer diğer zehirli maddeleri temizlemek ana hedefleridir. ama genel olarak sucular ve tezgah altı arıtmacılar bu konulara hiç girmezler. kireçli su sağlıya zararlı diyip ortama korkuyu ver eder ve çekilir yazar kasasının başına. özellikle şu tezgah altı arıtmacılar. bu arıtma cihazlarının 1 litre arıtılmış suya 6 litre atık su verdiğini biliyor musunuz mesela? bunu da söylemezler. atık su şuradan gidiyor diyip kestirip atarlar o kadar. miktarı söylemezler. 1'e 6 oranla atık çıkması demek ciddi bir orandır arkadaşlar. hele hele tatlı su problemine gebe olan dünyamızda.

    içme suyu ile ilgili bir kaynakta şu cumleyi okumuştum; 'en faydalı su, kirli olmadığı bilinen ve kaynağından direkt olarak içilen sudur.' unutmamalı, bugün kemiklerimiz ve eklemlerimiz için maden suyunu tüketmemizi söyleyen uzmanlar, bunu yine sert (kireçli) sulardaki minerallerden dolayı söylerler. önemli olan kabul edilebilir değerlerdir. bunu da test yaptırarak kolayca öğrenebilirsiniz.

    bugün bir su testi yaptırmak öyle afaki paralar değil ve mineral değerlerini öğrenmek için senede 1 kere test yaptırılsa yetiyor. mesela geçen sene biz, kimyasal test ve bakteri sayımı olarak artezyen kuyumuzdaki suyun testini 700 liraya yaptırmıştık. bölge bölge, firma firma değişir elbet bu fiyat. dileyen yeşillendirsin, izmir'de epeydir test yaptırdığım firmayı kendisine söylerim. şimdi burada reklama girmesin. böyle firmalara kargo ile su gönderirseniz kimyasal testi yapıp sonucu size mail atıyorlar. ama bakteri sayımı için 24 saat geçmeden ellerinde olması gerekiyor suyun. yoksa sonuç yanıltıcı olabiliyormuş. bu uygulamalar da değişiklik gösterebilir. işin laboratuvar analiz kısmı teknik bir konu olduğundan net bir şey demem doğru olmaz.

    kaynak suları diyip duruyorum ama barajdan elde edilen şebeke sularında durum da bundan çok farklı değil aslında. burada en dikkat edilmesi gereken konuların başında klor gelir. belediyeler tarafından kontrolleri düzenli ve sık sık yapıldığından daha güvenilirdirler. fakat tekrar altını çizecek olursak içindeki klor insan ve hayvan sağlığına oldukça zararlıdır. hatta bitkilerin kökleri bile etkilenir şebeke suyundaki klordan. o yüzden olur da çeşmenizden akan şebeke suyu içilebiliyorsa ve siz de içmek isterseniz, mutlaka içeceğiniz suyu bekletip öyle için. mümkünse en az bir gün bekletin ki içindeki klor uçup gitsin.

    netice itibariyle, sağlığımız için bu sert sulardan koşar adım kaçmak yerine, testi yapılmış ve kabul edilebilir değerler içindeki doğal kaynak sularını içmemiz gerek diyerek herkese sağlıklı su içmeler dilerim.
hesabın var mı? giriş yap