sevgilicilik oynamak

• (bkz: sevgilicilik)
• sevgicilik oyunu da denilebilir. sevginin ince bir elbise altından sırıtan haline bakılınca ne kadar da müstehcen olduğu anlaşılır çünkü. gariptir, sevmek ve sevilmek arası hayati boşluk olduğunu zannetmesi gerekirken iki taraf da bu beğeni yorgunluğuna geçici bir süre "aşk" diyerek ayaklarını yerden keserler.
  her akşam olmazsa olmazlar arasına giren telefon muhabbetleri, sahte tebessümlerle geçen keyif saatleri o günlerin dudağı rujlu sahte güzelliklerindendir. ama aldatıcıdır işte, o günler yalnız dudağını sürdüğü ruj ile değil, türlü helezonlarla etrafında dolanana enfes kokuya da tarafları müptela eder. bir muhabbet, arkasına dönüktür her zaman, sevmenin bencilliği ile selam eder güne..."merhaba" derken, kendisine söylenecek "merhaba"yı bekler gibi, "kendine iyi bak" derken bile, kendi bencil istekleri için, "benim için kendine iyi bak" diye söyler çoğu kez. onun kendisi için düşündükleri ve hissettikleri değil de hissettirdikleri önemlidir çoğu kez. "seni seviyorum" sözü, bit beyinlilerin diline doladığı anlamsız bir zerrecik olarak kalır ve söylenmesinin asıl gayesi karşıdan da aynı güzel sözü duymaya çalışmaktır.
  hasılı sevgicilik oyunu ya da sevgilicilik oyunu olsun "beklenti" üzerine kurulmuş, seni seviyorum, eğer beni seversen...seni seviyorum, çünkü güzelsin,iyisin, hoşsun, vıdı vıdı vıdı...gibi bekleye bekleye bitirilen, süreçler içinde seçeneklerin tüketildiği, bir başladı mı önce sevelim, sonra sevişelim ve sonrası şaralop!! bitsin...sevgi fukarası olmuş aşklardır...aşk dedim mazur görün...oysa aşk, kah şeytanların bile seyrederken utandığı, kah meleklerin gıpta ile gezindiği bir duygu kaynaşmasıdır. o yaratan'dan yeryüzüne tecelli eden ışığın, en küçük zerresinin bütün vücudu sarınca gözlere dolgunluk veren hissiyatıdır. öyle ki, sevgililer birbirinin adını andıkları zaman içine dolan şevk ve iştiyak o kadar ağır basar ki, gözlere bir canlılık gelir ve tenin bütün değirmi sathı nemli nemli tebessüme gark olur. çünkü hiçbir zaman hatıra dokunmayan "çünkü, eğer..." gibi beklentiye düşkün sözlerden ziyade "her şeye rağmen" gibi adanmışlık ruhuna sahip sözcükler vardır...
• zamane aşkları...