sevmek

• (bkz: bir sevmek bin defa ölmek demekmiş)
• hoş gönülleri gül bahçelerinde buluşturan bahar kokulu çiçeğin adıdır. sevişmeden önce duş alıp misler gibi kokmamızı; şehvetle öpüşmemizi; iştahla sevişmemizi; sevgilimize allar giydirip kırmızılara bürünmemizi sağlayan şahane duygunun tadıdır. yaşamı renklendiren histir, ömre ömür can katan enfesliktir.
  
  aşk yollarında; gönlün kırlarında; yüreğin bayırlarında şiirler söyleten, içten içe neşe katandır. sevmek, elbet bir çift buğulu gözün karşısında erimektir. güzelliği haketmektir; kelebek gibi süzülmektir, kuşlar gibi cıvıldaşmaktır. sevgilinin gamzesinde deva bulmak, gülüşünde umut olmak, baktığı dalda çiçek açmak; aldığı nefeste soluklanmak; gökyüzünde kanat kırpmaktır. yarin al yanağında ben olmak; yakasında karanfil gibi durmaktır.
  sevmek sevilmektir, sparta'yı sparta'da yenmektir.^*
  
  sevmek; yarin zülfünün teline papatya iliştirmektir. sıcacık sarmalamak, sevgiyle kucaklamaktır. gülen ayvayı mutlu etmek, ağlayan narı güldürmektir. al yanaklı; gül yanaklı; bal dudaklı sevgiliyi kalben benimsemektir.
  
  sevmek; öpüşüp öpüşüp bakışmak; durup durup gülüşmek, gülüşüp gülüşüp sevişmektir.
  sevmek; sevgilinin saçlarını tutmak, tutup yüzüne çevirmek, çevirip doyasıya koklamak, içine çekmektir.
  sevmek; gönlü kuş gibi olan yüreklere hürmet etmek, buradan bu vesileyle seven gönüllere selam etmektir.
  
  (bkz: sevmek birçok şeyi göze almaktır)
• ömer hayyam'a göre yaşamın asıl gizidir:
  
  "sevgiyle yuğrulmamışsa yüreğin
  tekkede manastırda eremezsin
  bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
  cennetin, cehennemin üstündesin"
• "her şeyin çaresi sevmektir, sevmek": dert etme kendine, gülümse yeter. (hayat ne garip)