• hikmet münir ebcioğlu'nun güftesi ve teoman alpay'ın bestesiyle dünyada yapılmış şarkılar kervanına katılmış, sizlere sibel can'dan değil de müthiş sesli insan behiye aksoy'dan dinleyin diye yalvaracağım bir şarkıdır bu.
    bir kere hikmet münir ebcioğlu deyince orda durmak gerekir. bu adam şu sözlerin varlığını türk varlığına armağan etmiş bir insandır her şeyden önce: "gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım", "sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika*", "kadehinde zehir olsa ben içerim bana getir, dudakların mühür olsa ben açarım bana getir"..
    bu şarkısına gelince:

    sevmekten kim usanır
    tadına doyum olmaz
    (katılamayacağız bu noktaya; herkes bilir ki, karşılıksız aşk hiç de öyle doyumsuz bir tad değildir damaklarda)
    hangi gönül uslanır
    sevenle oyun olmaz
    (e ama münir'cim, seven madem sevmelere doymuyor, neden oyun olmasın ki onla, oyundan da usanmaması lazım o zaman)

    kaç kere yemin ettim,
    kaç gönüle de girdim
    sensiz yapamıyorum ah
    bak yine geri geldim

    (bu kıtada kadın her şeyi göze alıp yeniden gelmiş, tüm o yeminleri boşvermiş, başka gönülleri çalmakla da avunamayacağını, unutamayacağını anlamış. burda fikrimce besteyle güfte arasında şahane bir uyum var; o bezginliği, kırgınlığı, muhtaçlığı öyle bir vermiş ki müzik, aman allah)

    ister yüzümü güldür
    istersen ağlat beni
    bir gecenin koynundan
    bin geceye at beni

    (geri döndüm, sensiz olmuyormuş, şimdi ne istersen yap bana diyor. canım benim, olur mu hiç öyle, adamın sevgilisi misin, kölesi mi sen, yanlıştasın. "bir gecenin koynundan bin geceye at beni" kısmı ise münir'in bir başka fantezisi olmuş, ben çözemedim yalnız, esoterik olmuş, mistik olmuş biraz)
  • gokyuzunde yalniz gezen yildizlarda oldugu gibi, bu sarkida da bir kart zamparanin yalniz kalisi sonrasindaki yakarislari sozkonusudur.
  • rast makamından bir eser...
  • herseyin arapsacina donmesiyle artik bunalan kisi seklinde cevaplandirilabilecek soru...
  • kaç kere yemin ettim,
    kaç gönüle de girdim
    sensiz yapamıyorum ah
    bak yine geri geldim

    ister yüzümü güldür
    istersen ağlat beni
    bir gecenin koynundan
    bin geceye at beni

    dinledikce insan kendini zavalli hisseder.sabah kalkar beyninde dinler aksam eve gelir agzindandir dayanamaz ickisini alir kasetten dinler en guzeli , en zorlayani budur.*
  • istersen yüzümü güldür
    istersen ağlat beni
    derken ne kadar çok "gülmek istiyorum lan ben" demek ister gibidir bunu söyleyen. zavallı bir hava oluşturması da sanırım bundandır. hepimiz böylesine teslim olmuş bir ego olamayacağının farkındayızdır. "yokluğundan kağıt evler yaptım" diyen birine "hiç güzel olmamış bunlar" derseniz nasıl bir yıkıma neden olacağınızı bilin diye söylüyorum. kimse sizi, onu üzmeye gücünüzün yetmeyeceği kadar, sevemez. ve sanırım sizi seven birini onun artık nasır tutmuş olduğunu sandığınız gururundan pataklamak pek öyle matah da bir halt olmayacaktır.
    ha sizi seveni umursamıyor olabilirsiniz, o vakit dönüp sırtınızı gidersiniz. hiç yoktan bir şehir dolusu kağıt ev sakinini sersefil sokaklara atmanın savunması olmaz. yazık ulan. hani parayla pulla yapılıyor olsa saniye düşünmem sıçın içine. ama kağıt ev yahu bunlar, kim nerden bulacak şunlarla uğraşacak kadar çocuk kalmış elleri.
  • (bkz: kadir usanır)
  • rakı mezesi şarkılarındandır ve rakının etkisiyle de daha bir katmerli hissettirendir.
    (bkz: alkolluyken cep telefonu kullanmayiniz)
hesabın var mı? giriş yap