• http://www.milliyet.com.tr/…ntlasma-gundem-2721674/

    ttk başkanı prof. dr. refik turan, "yeni müfredatta sevr'in 'antlaşma' değil 'belge' olarak ifade edilmesiyle ilgili girişimlerimizi yapacağız. belki bir ayrıntı gibi görünebilir ama önemli. çünkü çocuklarımızın ve kamuoyunun zihnine böyle yerleşiyor. ortada bir belge var ama bu bir antlaşma değil. sevr bizim için hedefine ulaşamamış bir kötü niyet belgesidir" dedi.

    ------------------

    bravo tebrikler, bundan sonra sıra neye gelecek?

    "küçük lozan sohpeti kayıplarımız" falan?

    bu nedir yahu?

    ----------

    prof. dr. refik turan, başta gazi mustafa kemal atatürk başta olmak üzere ankara'da meclisin bu belgeyi şiddetle reddettiğini hatta sevr'e imza koyanları "vatan haini" ilan ettiğini dile getirdi. tüm bu süreçte milli mücadele hareketi'nin de başladığına işaret eden turan, sevr'le birlikte ortaya konulan kötü niyetin milli mücadele'ye de ivme kazandırdığını aktardı.

    "sevr antlaşması deniliyor. bundan sonra biz kurum olarak da 'belge' diyeceğiz, sevr belgesi. antlaşma yok çünkü imzalanmadı, tanınmadı." diyen turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    --------------

    ne diyorsunuz sayın profesör?

    yazıda geçen sur, hendek, 15 temmuz ne alaka? bunlarla ne ilgisi var?

    kurtuluş savaşını dolaylı da olsa ne istediler de vermedik ile valilere üzerine gitmeyin dedik silah yığdılar ile kıyaslamak nasıl bir mantıktır?

    gerçi yapılanın nasıl mantıksız bir şey olduğunu kendileri de biliyor ama olsun;

    sevr'in "belge" olarak anılmasının tarih kitaplarını, ilgili kurum ile kuruluşları ve hatta medyayı içerisine alan topyekün bir çalışma olduğunun altını çizen turan, "bu konuda bilimsel görüşümüzü ortaya koyacağız, tavsiyemizi yapacağız. müeyyide gücümüz yok ama bunu yerleştirmek için uğraşacağız." dedi.

    ---------------

    yerleştiremeyeceksiniz efendim... o kadar uzun boylu değil.

    sevr kapı antlaşmadır.

    sevr, 10 ağustos 1920’de paris'in sevr semtinde imzalanmış bir antlaşmadır.

    britanya imparatorluğu, fransa, italya, japonya, ermenistan, belçika, yunanistan, hicaz krallığı, polonya, portekiz, romanya, sırp, hırvat ve sloven krallığı, çekoslovakya ile mağlup osmanlı imparatorluğu arasında imzalanmıştır.

    osmanlı heyetinden olan, eski maarif nazırı bağdatlı mehmed hadi paşa, eski şura-yı devlet reisi rıza tevfik bey ve bern sefiri reşat halis bey sevr'i imzalamıştır.

    ne zaman lozan antlaşması imzalanıp, uygulamaya konulmuştur sevr antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir.

    sevr bir antlaşmadır, bir kısım için ancak vatana hıyanetin bir belgesi olabilir.
  • türk tarih kurumu başkanına önerimiz öncelikle kurum web sitesindeki kaynakları incelemesidir.

    kaynak : türk tarih kurumu web sitesi

    dipnot: (bkz: ttk'nın hazırladığı skandal vahdettin videosu)
  • açıklama talihsizdir. sayın türk tarih kurumu başkanı bu sözü ne niyetle söylediğini hepimizden iyi bilir. niyet okuyuculuğu yapmayacağım. sadece her türlü niyete karşı kendimce sigorta olarak aşağıdaki sözü bırakacağım.

    "türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." mustafa kemal atatürk
  • belge mi antlaşma mı?

    kimin altına yaptığını herkes biliyor herhalde...
  • belgedir. padişahın temsilcisi bu belgeye imza koymuştur, padişahın topladığı heyet, padişah da dahil bu imzaya onay vermiştir.

    yani evet belge ama nasıl belge. bu lafın vahidettin de insandı sonuçta lafından bir farkı varsa, o da daha büyük rezalet içermesi.
  • antlaşmanın belgesidir..
  • birinci dünya savaşı sırasında belçika orduları komutanı olan jonathan ames'e göre de sevr bir anlaşmadan ziyade tarihî bir belge niteliğindedir.
  • tarihçi diploması pratiğini ve temayüllerini bilmedir.

    barış anlaşmalarında yenik tarafların anlaşmayı meclislerinde onaylamaları beklenmez. anlaşma masasından kalkıldığı anda muzaffer taraf tahkimat harekatı başlatır.

    aksi durum zaten eşyanın tabiatına aykırıdır. bunun sebebi aşağıdaki 4 doğal tarihsel akıştır.

    - muzaffer bir devleti, elinde imzalı belge varken, tanıma prosedürü ile bekletemezsiniz.
    - anlaşmadan dezavantajlı çıkan devlet, meclis/hükümdar onayı imkanı varsa bunu tabii ki en azından oyalamak için kullanır. kimse buna yol açmaz.
    - muzaffer bir devlet asla tekrar anlaşma masasına oturmaz. savaşa devam etmeyi tercih eder.
    - anlaşmayı ağır bulabilecek direnişçi gruplar palazlanmadan anlaşma uygulanmak istenir.

    tarihte aksi bir örneği yoktur. genel bir temayüldür: masadan kalkıldıktan hemen sonra muzaffer devlet lideri, anlaşmanın gereğini ordu komutanına emreder. bu emir de bir ritüeldir.

    not: diploması pratiğindeki bu üç esasa ek olarak bizim özel bir durumumuz var: mondros mütarekesi’nin tam bir ihanet anlaşması olması:

    mondros mütarekesi zaten birinci ve ikinci dünya savaşları sonucundaki en ağır anlaşmadır. sevr’den bile ağırdır.

    not: aşağıdaki ilgili maddedeki linkte ayrıntısı ile anlattım:

    (bkz: #71868952)
  • ister belge diyin ister anlaşma türkiye .ikip attıktan sonra kim ne olarak kabul ederse etsin bizim için osmanlı saltanatı ile tarihin çöplüğünde yerini almıştır.
hesabın var mı? giriş yap