*

  • ankara ticaret odası'nın araştırmasına göre ülkemizde çalışan her 5 kişiden birinin mesleği.

    ayrıca "yükte hafif pahada ağır" malzemeleri tercih etmesi ve vergi ödemeden kazanç sağlaması sebebiyle hırsızlarla yolu kesişen, ancak günümüz koşullarında seyyar satıcıların ekonomiye zararları olduğu gibi yararları da olduğu aşikar olan ve bu insanlara hırsız gözüyle bakmanın haksızlık olduğunu belirtmek istediğim insanlara verilen isim.
    (bkz: zabıta)
  • (bkz: man push cart)
  • "2 kilo domates bir milyoooaannn" diyenlerinden tutun da "hanımlar hizmet ayağınıza geldi. halı kenarlarına paspas kenarlarına overlok yapılır" cılardan "skiciiiiiyeee" diye bağıran yarı sapık eskicilere kadar çeşitlilik gösteren insan türüdür. toplamda anlamsız bir meslek grubudur. para kazanmak için çok ciddi handikapları vardır.

    ilk olarak ucuz şeyler satarlar. bu nedenle de isterlerse seksen günde devri alem yapsınlar, çok afedersiniz ama bi zikimi kazanamazlar.
    ikinci olarak mobil olduklarından ve hunharca gürültü yaptıklarından, kendilerine seslenen teyzelerin de sesini duyamamaktadırlar.
    üçüncü olaraktan, kamyonetle dolaşanlar deli gibi mazot yakıp, dur kalk yüzünden çılgınlar gibi balata yemektedirler.
    saymaktan vazgeçersek, bu adamların yaptıkları gürültü bi tarafa, bir de bu adamlara seslenen iğrenç teyzelerin zırıltısı ayrıca kulak tırmalayıcıdır.

    teyzelere bok attım diye sinirlenecek insanlar olabilir, ama inanın o sesi siz de duysanız aynı tepkiyi verirsiniz.

    velhasıl, gezmesin bu insanlar, seyyarlığı bırakıp biryerlere yerleşsinler. halımı kilimimi overlok yaptıracağım zaman beylikdüzünde de olsalar onlara gitmezsem de şerefsizim, yazıyorum buraya.
  • her daim "nasıl yani?!?!" dedirtebilen ve seyyar satıcılık ruhunun verdiği yaratıcılığa sahip; her daim çeşitli zabıta saldırılarına karşı savunma sanatında bir felsefe oluşturabileceğine inandığım, pazarlama ve vitrin düzenleri konusunda da çığır açmış pratik zekalı kişilik örneği.

    mesela metro inşaatının etrafını çeviren "metal" bariyerleri vitrin olarak kullanıp, ürünü olan buzdolabı süslerini "tam manasıyla" sergilemeleri beni derinden etkilemiştir!!
  • kimisine iç geçirerek acıdığım, kimisine ise inanılmaz sinir olduğum dükkanı olmayan kişilerdir. misal, her gün dört levent metro çıkışında küçük aralıklarla bulunan orta yaşlı çökmüş suratlı bir çorap satıcısı, doğa içerikli resim tabloları satan efendi yaşlı bir adam ve akli dengesini yitimiş jilet, eski para satan bir kişi bulunmaktadır. bunların hepsinin ortak özellikleri inanılmaz derecede mütevazi oluşlarıdır. hepsinden de aralıklı zamanlarda alışveriş yapmışımdır. az önce belirttiğim gibi mütevazilikleri beni gerçekten duygulandırmış ve hiç ihtiyacım olmadığı halde bir sürü çorap, bir sürü tablo ve sayısını hatırlayamadığım derby markalı jiletlerden almışımdır. çorapçının, çekinerek, - abi ucuza satıyoruz ama sakın kafanda yanlış düşünce bırakmasın, hepsi de kaliteli çoraplardır, demesi. tablocunun, halimi hatrımı, okulumun ve işimin durumunu çekinerek sorması, derby marka jilet satan dostumunda, sürekli bana bakamaması içimi dağlamıştır. arada bir işim olmasa bile oradan geçip halini hatırlarını sorarak, istanbul da bu gibi ender rastlanan kişilerin yanlarından geçmek huzur ve güven veriyor.
  • şimdilerde ürün gamlarına "saksıda fesleğen" eklemiş gezici esnaf tipidir.
  • avrupa birliği'ne girme çabaları sonucu sayıları her geçen gün azaltılan mobil ticaret insanlarıdır. işsiz ve parasız kalınca niyeti bozup hırsızlık, kapkaç vs... olaylarına girme ihtimalleri bulunan insanlardır aynı zamanda... iş bulmalarına yardımcı olacak projeler sunulmalıdır kendilerine.
  • bunun "erik var kiraz var çilek var" diye bağırıp sonra "erik papaz eriği" diye ekleyeni var.
    hatta aynısının "erik var kiraz var çilek var, taze bunlar hep" diye bağırdığını da duydum bugün. bir ara inip kendisini tebrik etmek istiyorum.
  • gece beşiktaş-üsküdar motorundan inince orda duran meyve satan "iki kilo beşoluuuaaa"cu amca iyi niyetiyle olsun, yıllardır değiştirmediği sloganıyla olsun takdirimi toplar.
hesabın var mı? giriş yap