sezai karakoç *
-
diyarbakır ergani dogumlu olup siyasal bilgiler mezunudur.şahsınınbir islami diriliş düşüncesi vardır bununla ilintili olarak diriliş dergisini yayınlamış birde diriliş partisi diye bir parti kurmuştur.partiside anayasa mahkemesi tarafından ya seçimlere katılmadığı yada örgütlenme ile ilgili hede hödeler yüzünden kapatılmıştır..
-
anne öldü mü çocuk
bahçenin en yalniz koşesinde
elinde siyah bir cubuk
ağzinda küçük bir leke
çocuk üldü mu güneş
simsiyah görünuyor gözüne
elinde bir ip nereye
bilmez bağlayacagını anne
kaçar herkesten
durmaz bir yerde
anne ölünce çocuk
çocuk ölünce anne -
(bkz: yagmur duası)
-
uhrevi bir dünyadan sezdiklerini modern hayatın bilgisiyle harmanlayarak bize sunan, ilahi bir ses tonuyla ikinci yeni modernizminin pekala buluşabileceğini kanıtlayan şair. cemal süreya'nın mülkiyeli arkadaşı
-
bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim
ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura
tüyüme horozdan çok itimat edeceğim
itimat edeceğim şu belalı yağmura
ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim
asılmış bir adamın iki eli yağmura
bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim. -
kapanan diriliş partisi kurucusu ve genel başkanı, mona rosanın şairi, efsanevi fikir, sanat ve misyon adamı.
seçimlere girememesi yüzünden zoraki kapattığı partisi ile gül asrını yeniden başlatmayı amaçlayan ama bunda muvaffak olamamış gibi görünen ekol edebiyatçı
şimdi istanbul'da şiir yazmaya devam ediyor.
önce iki sayı devam eden şiir sanatı adlı dergiyi, sonra diriliş dergisini çıkardı. karakoç, şiir üslubu bakımından, az çok ikinci yeni'ye yakın sayılsa da, şiirinde işlediği temalar, inandığı değerler bakımından şiirimizde yeni ve değişik bir sestir. islami düşünceyi modern şiirdeki gerçeküstücülükle bağdaştırmakta, mistisizmden yararlanmakta, çarpıcı benzetme ve sembollerle, denenmemiş, bağımsız şiirler yazmıştır.
aşkını dile getirdiği mona rosa şiiri ile nice efsanelerin baş kişisi olmuştur.
şiir kitapları: körfez (1959), şahdamar (1962), hızırla kırk saat (1967), sesler (1968), taha'nın kitabı (1968), gül muştusu (1969), zamana adanmış sözler (1970), ayinler (1970), leyla ile mecnun (1981)
arzuladığı diriliş neslini anlattığı birçok fikir, öykü ve çeviri kitapları da vardır. -
dünyanın en muhteşem şiirlerinden birçoğuna sahip şair.
sürgün ülkeden başkentler başkentine
senin kalbinden sürgün oldum ilkin
bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
sana geldim
ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim
affa layık olmasam da
uzatma dünya sürgünümü benim
güneşi bahardan koparıp
aşkın bu en onulmazından koparıp
bir tuz bulutu gibi
savuran yüreğime ah
uzatma dünya sürgünümü benim
nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
ayaklarımdan belli
lambalar eğri
aynalar akrep meleği
zaman çarpılmış atın son hayali
ev miras değil mirasın hayaleti ey gönlümün doğurduğu
büyüttüğü emzirdiği
kuş tüyünden
ve kuş sütünden
geceler ve gündüzlerde
insanlığa anıt gibi yükselttiği
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
bütün şiirlerde söylediğim sensin
suna dedimse sen
leyla dedimse sensin
seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
salome'nin belkis'in
boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
ey gönüllerin en yumusağı en derini
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
yıllar geçti sapan olumsuz iz bıraktı toprakta
yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
çatı katlarında bodrum katlarında
gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
hep kanlıca'da emirgan'da
kandilli'nin kurşuni şafaklarında
seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim affa layık olmasam da
ey çağdaş kudüs (meryem)
ey sırrını gönlünde taşıyan mısır (züleyha)
ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
dağların yıkılışını gördüm bir venüs bardağında
köle gibi satıldım pazarlar pazarında
günesin sarardığını gördüm konstantin duvarında
senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
verilmemiş hesapların korkusuyla
sana geldim
ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim
affa layık olmasam da
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
yoktan da vardan da ötede bir var vardır
hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardir
sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
senden ümit kesmem kalbinde merhamet adli bir çınar vardır
sevgili
en sevgili
ey sevgili -
doguda bir baba vardi,
bati gelmeden once onun ogullari batiya vardi...
(masal adli siirinden) -
ötelerin şairi.
inci dakikaları
sen bana yeni yılsın her dakika
her dakika bir yaşıma daha giriyorum
sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni
saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın
ben bin parçaya bölündüm her parçasında
her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın
çalkantısız üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın
erkek ağlar mı diyeceksin
hayberin kapısı ağlar mı erkek ağlar mı
ben yel gibi erkekler ağlar diyorum
bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında
daha gözlerimin gerçek yaşları belirmeden
ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey
yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya
çürük ve havada asılı tahtalar üstünde
hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya
sen benim ağlamamı erkeklığıme
uyanan ölmeyen yenilenen
azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan
seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say
bütün bir yıl bütün bir yaşama boyu
gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say
ben otomobilleri böylesine yankısız sağır komam
öyle bir isyan şiiri var ki ben onu yakalayacağım
bu yunan şehrinin düzenini öper ve yalvarırım
şehrin ölümünü yanlış anlama
gözleri kör oldu doğrudur ama o kadar
ve şehrin gözlerini geri verme dakikalarıdır bu yılgın çanlar
senin odan günışığı en güzel müzik bana
farklılıklar odası
giden tren buharları içinde örümcek ağı
sen güzel örümcek ağı yaşamakla yaşamamak
doğduğumuz şüpheyle öldüğümüz şüphe arasına gerilmiş
garip bulut farklı müzik güzel örümcek ağı
ben bir yabancı buğunun kokusunu alıyorum
bu kokuyu alıyorsam onulmaz kıskançlık yaramdandır
benim garipliğime bakma benim kıskançlığıma bakma benim
incilerin ilk gerçek ve yeni yorumunu bulur gibi oluyorum
bu inciler denizlerin en karanlık noktalarında bile yoktur
benim ak ve kara kayalar içinde bulduğum inciler
bu inciler sen olmasan bende bile yoktur
oldukları yerde bile -
"insanı çözersin, çözersin, çözersin ; çocuk çıkar." diye bir sözü vardır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap