• those pretty wrongs that liberty commits
    when i am sometime absent from thy heart,
    thy beauty and thy years full well befits,
    for still temptation follows where thou art.
    gentle thou art, and therefore to be won;
    beauteous thou art, therefore to be assailed;
    and when a woman woos, what woman's son
    will sourly leave her till he have prevailed?
    ay me, but yet thou might'st my seat forbear,
    and chide thy beauty and thy straying youth,
    who lead thee in their riot even there
    where thou art forced to break a twofold truth:
    hers by thy beauty tempting her to thee,
    thine by thy beauty being false to me.

    zorlama hetero meal: abicim, ben yokken karıya kıza dadanıyorsun, anlıyorum. yakışıklı adamsın, kız olsam verirdim. tabi öyle vermek için gelen olunca da boş duramıyon. ama tabi yengeyle de yakınlaştığın dikkatimden kaçmıyor değil. şimdi o da sana karşı meylederse kibarca reddedemezsin de, aranızda bir şeyler olursa, bak oldu demiyorum, ama olursa, olay çıkarırım. ikinizin de ağzını yüzünüzü siker atarım. keltoş şair, ensesine vur al ekmeğini diye arkamdan iş çevirmeyin sakın.
  • çevirisi:

    ben kalbinden uzakken fırsat kaçırmayarak
    yaptığın şu sefahat şu çapkınlıklar var ya:
    hepsi de güzelliğin gençliğin için bir hak
    çünkü nereye gitsen arzu koşar oraya.
    herkes seni kazanmak ister cömertsin diye;
    sen afet bir güzelsin: sevaptır güzel sevmek.
    kadın karar vermişse ağına düşürmeye
    anasından doğmuş mu ondan kaçacak erkek?
    ah yine de kalbinden kovmazsın belki beni;
    güzelliğini hoppa gençliğini kınarsın
    onlar sefahatte de bırakmazlar peşini:
    zorlanırsın ve çifte ihanete kalkarsın
    güzelliğinle çekip aldığın kadına da
    o güzellikle beni aldatarak sana da.
hesabın var mı? giriş yap