• hakkında yeni kitabının websitesinde yazan yazı:

    dünya çocuk yılı'nda istanbul'da dünyaya geldi ve hala burada. kendini bilmediği zamanlardan beri resim yapıyor, kendini bildiği zamanlardan beri ise yazıyor. farklı zamanlarda başladığı diğer kurgularını, ilk çalışması olan "beni beklerken" isimli romanı için erteledi. şimdi kaldığı yerden devam ediyor.
  • aslen gazetecidir.
  • "dünya çocuk yılı'nda istanbul'da doğdu, babasının kitaplığının rafları arasında büyüdü. çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayınlandı, muhabirlik ve editörlük yaptı. hâlen çeşitli dergi ve gazeteler için yazılar yazıyor, bir yandan da yeni hikâyelerinin izini sürüyor."

    http://www.sibeloral.com/

    ötekiler adlı ikinci kitabının 'yakında!' çıkması bekleniyor, çünkü "yayınevlerinin sağı solu sobe".
    nasıl da tatlı ve sakin bir insandır sibel oral. sylvia plath sever, taraf gazetesi'nde yayınlanan sp hakkındaki yazısı şuradan okunabilir.
  • ortaokul türkçe dil bilgisi kurallarını acilen edinmesi gereken kişi. şapkalara gösterdiği hassasiyeti ayrı ya da bitişik yazılan de'lere, ki'lere de gösterse, bir de biraz gramer çalışsa hiç fena olmayacak.
  • rte hakkında attığı twit nedeniyle kovulmuş gazetecidir.

    http://www.haber01.com/…azeteci-kovuldu-h30431.html
  • donuk bakışları, kızıl saçları ve hoş giyimiyle çekici ablamız. daha önce iki romanı yayınlanmıştı. şimdi de duyduğuma göre 'toprağın öptüğü çocuklar' adlı, roboski ile ilgi bir kitap yazmış. kitap can yayınları'ndan çıkacakmış
  • bu haftaki t24 kitap'ta "meraklıları bilir, sahaf emin nedret işli osmanlıca konusunda en yetkin isimlerden biridir" diye cümleye başlayan gazeteci.

    elbette doğru değil.

    nedret bey, elbette iyi bir sahaftır. elbette eski sahaflar kadar iyi olamaz ama günümüzün iyi ve meraklı sahaflarından biridir. üstelik, onun kadar eski kitap bilen o kadar çok sahafımız var ki... istanbul'dan sakallı lütfü'yle başlayıp ankara'dan kudret emiroğlu'yla bitirebiliriz uzuun listeyi.

    yazma ve basma osmanlıca kitaplardan haberdardır nedret işli.

    amaaaa... "osmanlıca konusunda en yetkin isim"lerden biridir dediniz mi orada bir dakika duracaksınız...

    şinasi tekin, gönül kut , edhem eldem vd'leri gibi midir nedret bey?

    hayır.

    sibel hanım: eski kitap alıp satmak başka şeydir, "osmanlıca'da en yetkin olmak" başka şey.
  • cumhuriyet kitap ekinde röportaj yaptığı kişiye sorduğu soru ve aldığı cevap, kadınlardaki kafaya bak:

    sibel oral :
    sen türk dili ve edebiyatı mezunusun. bunu düşündüğümde kürt olan edebiyatçılarımızın “türk” yazar olarak anılması, “türk edebiyatı” yazarı olarak anılması geliyor. ben türk edebiyatı değil de türkçe ya da türkiye edebiyatı olarak kullanıyorum. edebiyat alanında eğitim görmüş biri olarak senin bu konudaki fikrini merak ediyorum.

    alev karaduman :
    türkçe edebiyat en uygun ifade gibi geliyor. ama bir yandan da türkiye’de büyüyen bir kürt olarak "türk" kelimesini büyürken o kadar doğal, o kadar kendi kendinize üstleniyorsunuz ki, bir yerden sonra iğreti bile gelmiyor. türk eğitim sistemi diyoruz, türk sporcu, biz türkler diye gururlanıyoruz biri ödül alınca. o nedenle duyarlılığınız istemeden yıllar içinde çok törpüleniyor.
  • kar izleri örttü isimli çeşitli yazarların öyküleri arasında "kiralık yazar" isimli bir öykü ile yer alan kadın. gerçekten etkileyici bir kurgusu ve anlatımı var.
  • kendisini tanıdığım söylenemez, çok fazla derine inmeden birkaç noktaya değineceğim onun için. sibel oral ismi genelde edebiyat söyleşilerinde karşıma çıkıyor küçük bir araştırmayla gazeteci-yazar aynı zamanda editör olduğunu da öğrendim.

    benim değinmek istediğim edebiyat söyleşileri. nerede bir edebiyat söyleşisi varsa soruları soran kişinin sibel hanım olduğunu görüyorum, demek ki bir sebebi var bu konuda başarılı diyeceğim ama en azından benim karşıma çıkan söyleşileri berbattı.

    en son yaptığı söyleşi ferit edgü ile. ferit edgü'nün bilindiği üzere iki yeni kitabı çıktı. edgü'yü de çok sevdiğimden hemen okudum tabii merakla söyleşiyi. sibel hanım söyleşiden sonra herhalde berbat sorularını fark etmiş olacak ki giriş metnine "en zor giriş yazısını yazıyorum, ferit edgü'ye soru sormam zor oldu benim için, bu röportaj da istediğim gibi olmadı" gibi ifadeler yazmış.

    ferit edgü'ye sorulan sorulardan bazıları,

    edebiyat/sanat dışında dostluğunuz var mı? ( ömründe entelektüel dostlukların yer aldığını biliyoruz zaten ama sanat dışı dostluğunun sibel hanımı neden ilgilendirdiği hakkında hiçbir fikrim yok.)

    bu çağda kendinizi yalnız hissediyor musunuz? ( edgü her döneminde her seferinde her fırsatta yalnız olduğunu belirten bir yazar hem söyleşilerde hem yazdıklarında)

    bin defa sorulan 50 kuşağı sorusu olmazsa olmazlardan araya hemen sıkıştırmış sibel hanım.

    türkçe edebiyatın durumu sorusu ve ferit edgü'nün türkçe ölüyor açıklaması alışkın olduğumuz durumlardan yine.

    sorular bir anda 2017 referandumuna geliyor ve ülke siyasetine geliyoruz. (manşetimiz yok e, en azından siyasi eleştirisini alıp manşet çıkaralım niyetiyle)
    ( "ülkenin son laik yazarlarıyız" ve sizi bu ülkede en çok hangi dönem yordu sorusuna "içinde yaşadığımız dönem" cevabının verilmesiyle manşetimiz çıkıyor artık edebiyata gerek duymuyoruz)

    derken hemen ardından tekrar yeni kitabı hakkında soru soruyor sibel hanım, soru akışının tutarsızlığı baş döndürüyor.

    içler acısı durum böyle. ferit edgü'nün yaşayan en büyük yazarlarımızdan biri olduğunu, 85 yaşında iki kitap birden yayımladığını düşününce hem heyecanlanıyor hem merak ediyorsunuz. ama yapılan röportaj edebiyat kaygısı duyulmadan, biraz politika ile beslenen biraz da 50 yıldır sorula sorula bayatlayan sorularla çekilmez bir hâle geliyor.
hesabın var mı? giriş yap