• bir sigara markasi. bir suru renkli paketi var bunun. zannimca feminen bir sigara.
  • cogu kez mamulun ismini bile zikretmeyen, bir bicimde parcalanmis yahut kesilmis parlak, mor bir ipek kumas parcasinin ve ara ara da suc aletinin*** kameranin onune yerlestirildigi yazisiz reklamlarla pazarlanan sigara.
  • ismiyle müsemma bir hafif*liğe, bir o kadar da keskin* bir kokuya sahip olan, filtresi de kağıdı gibi beyaz, ancak kısa camel içicilerinin boğazında yaralanmış gibi bir iz bırakan bir sigaradır.
  • gusel pakete sahip bir ingiliz sigarasi
  • silk attir bunun adi.. sigaranin estetik görünüsü disinda cok da damaga hitap etmemesi nedeniyle ele tutusturulan bu sigara sadece elde bir aksesuar olarak bulundurulup, külü uzadikca silkelenmekte ve bitince de atilmaktadir.
  • ebeveyn sigarası olduğu zaman sigarasız kalmanın verdiği şevkle saldırılan ancak daha sonra kusturan ve 1 hafta sigara içmemenize sebebiyet verebilecek bir sigara markasıdır. bu sigarayı anne ve babanın içiyor olması onları çocuğun gözünde daha da ilginç yerlere koymaktadır zira "bu iğrenç şeyi nasıl seçebildiler" şeklinde yorumlar her daim beyni kurcalar durur
  • müthiş lezzetli bir ingiliz sigarası. sade ve şık kutusu ve yumuşak içimiyle tam bir sigara zevki yaşatır. silk cut kelime itibarıyla ipek kesim anlamına geliyormuş. tütün kalitesine bir vurgu olsa gerek. belki de harmanlama ile alakalı bir göndermedir.
    bu sigarayı elbette ingiltereden almayacaksınız. çünkü orada bir paket sigara için servet ödemek zorunda kalabilirsiniz. türkiye'de de bulmanız zor olduğuna göre havalimanlarındaki serbest satış shoplarından temin etmeniz en hesaplıca olanıdır.
    kasmaya gerek yok diyenlerdenseniz kendinizi kısa 2001'in nefis akışına bırakabilirsiniz tabi tekel piyasaya ne zaman sürerse...
  • çok manyak bir tv reklamı vardı eskilerde bunun.
    ova-dağ karışımı ıssız bir yere birsürü iş makinesi vinç, kamyon falan gelir, insanlar birşeyler için uğraşmaktadırlar, kompresorler çalışır, dağın üzerinde kayaya bir çelik halka yerleştirdiklerini görürüz. derken kamyonun arkasından uzuunca yılan gibi siyah birşeyi taşıyarak çıkarır birsürü işci, çelik bir halata geçirirler bunu ve halatı germeye başlarlar, halat yükselirken üstündeki o şey yerdeki bir demire takılır ve altı hafifce yırtılır. neyse, kamera geriye alır ve görürüz ki bir vadi ağzına germişlerdir çelik halatı (üstünde de o şey). sonra aniden o şeyin aslında siyah naylon korumanın içine toplanmış ipekten mor* bir perde olduğu anlaşılır, çünkü yırtıldığı yerden başlayarak etrafındaki koruma yırtılır ve fantastik bir şekilde perde düşer, hayvani bir ebatta mor bir perde bir vadinin önünü kapatmakta rüzgardan hafifce dalgalanmaktadır, atmosfer yapar yönetmen abimiz vay be dersiniz*.

    daha sonra hani şu cadde lambalarını onardıkları, ucunda bir sepet olan teleskobik kollu alet var ya*. onlardan birinin perdenin önünde yükseldiğini görürüz uzaktan, sonraki sahnede yakın plandan sepetin içindeki adamı ve elindeki rambo bıçağını görürüz. hemen ardından coaaaaaaart diye bir ses duyulur ve uzaktan perdenin* yukarıdan aşağıya vahşice kesildiğini* görürüz. reklam biter.

    reklamın hiç bir yerinde sigara görülmez. altında sigara sağlığa zararlıdır yazar ama.
  • jarvis cockerin karizmasini tamamlayan etmen.
  • pakedi değişmiş, davidoff'unki gibi olmuş sigara.
hesabın var mı? giriş yap