*

  • gar lokantalarinin pera palasidir. zaten tarihi de en az o kadar eskidir. fiyatları makul, yemekleri lezzetlidir. üstelik yazın ondeki perona masa atarlar.
  • orhan pamuk'un kara kitap adlı romanının "üç silahşörler" (8.) bölümünde sözü edilen tarihi lokanta. romanda, gazeteci celal, istasyonda tesadüfen üç yaşlı ve birbirlerine rakip gazeteciyi aynı masada görünce hemen usturuplu bir şekilde yanlarına yaklaşır, sohbetlerine bir biçimde katılır.

    sirkeci gar lokantası'ndan, edebiyatımızda, ayrıca, geçenlerde yayınlanan, demir özlü'nün işte senin hayatın adlı anlatısında söz ediliyor (sayfa 10-13).

    iki metin de, insana, keşke şurada, zamanında, hiç olmazsa bir kahve içmiş olsaydım dedirtiyor.

    edit: (bkz: sirkeci garı)
  • orient express'tir ismi. 50'li ve 60'lı yıllarda en şaşaalı dönemini yaşamış. istanbul'un bozulmasıyla beraber biraz köhneleşmiş de olsa hala iyi bir içkili lokantadır. 80'lı yıllarda taksim'deki etap marmara - sonradan the marmara - otelinin lobi katında da bir şubesi bulunurdu.

    pahalı bir lokantadır, zira gar lokantaları her zaman pahalı olagelmişlerdir. içki de içerseniz, kişi başı çok rahat 200 lira hesap çıkabilir. havasını, nostaljisini de hesaba katmalı tabii. ben haydarpaşa garı'ndaki meyhaneyi tercih ederim ama orient express de tarihi dolayısıyla gidilmeye değer bir mekan. yemek öncesinde, garın içindeki demiryolu müzesi'ni de gezin. koleksiyonu çok geniş olmamakla beraber, sinyalizasyon ve telgraf cihazları gibi nadide parçalara sahiptir. benim gibi demiryollarına, trenlere meraklıysanız hoşça vakit geçirirsiniz.
  • gazetelere sansür memurlarının alınmaması kararının verildiği (bkz: basın bayramı), osmanlı mimar mühendisler cemiyetinin kurulduğu, eskiden denizin eteklerinde taraçalar halinde üç bira bahçesi olan, kılıbıklar meyhanesi de denen mekan.
hesabın var mı? giriş yap