sittir
-
(bkz: siktir)
-
"geçen sene, bir tarihte harkof'a*, bizzat kendisi sanki tek başına vuruşarak girmiş, ilkbaharda tekrar gelmek üzere gene tek başına kendisi sittir edilmiştir. daha evvelki sene kerç'te ve rostof'ta* tersi oldu. biz girdik." kemal tahir - karılar koğuşu
"sittiret*! o da mı karı? biz onun gençliğini biliriz. mavzeri karnına daya, şuraya çıkıp iki dönemez*. oyunsuz kahpe makbul değildir. kıymet'in sakiliği de metelik etmez. ayı gibi bir şey. nezaketi yok. kadehi döndürür ama işte öylesine... lakin temiz karıdır. malatya'nın bir babayiğiti bunun yüzünden vuruldu. kaltak bu çullu rezilinden usanmış besbelli. (...) işte kıymet o domuzdur. lakin allah da ona belasını vermiş. ağzı kokar*. sinsin yutmazsa, nane şekeri yemezse hovardası yanına yaklaşamaz." kemal tahir - karılar koğuşu
"kızlara kötü söyleme... fukaraların ne kabahati var? bizi bedavadan sevsinler istiyoruz. bizim gönlümüz geçene kadar bizi sevecekler. sonra biz onları sittir edeceğiz." kemal tahir - karılar koğuşu
(bkz: sittir-et)
(bkz: sittiret devri)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap